EMEL ARMUTÇU
Gazeteci, yapımcı, belgeselci, hak savunucusu aktivist. Uluslararası medya organlarına yazılar yazdı, Anadolu Kültür’de insanlar ve ülkeler arasında kültür sanat köprüleri kurmaya çalışan projeleri koordine etti. Almanya’da çalışıyordu, dava günü yaklaşınca uçağa binin geldi, sonrası kendi anlatımıyla, “kendi isteğimle geldim, mahkemede bulundum, 18 yıl yedim.” Uluslararası ödüller alan filmlerin yapımcısı olan Çiğdem Mater bu cezayı, çekmediği bir Gezi filminden dolayı aldı.
Bağımsız İletişim Ağı bianet.org’un kurucularından gazeteci bir anne ile 12 Eylül döneminde Devrimci Yol yöneticisi olduğu gerekçesiyle altı yılını cezaevinde geçiren maden mühendisi bir babanın kızı olarak İstanbul’da doğdu. Babası tutuklanıp götürüldüğünde henüz iki yaşındaydı.
İstanbul’da tamamladığı ilk ve orta öğreniminden sonra, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü’nde okudu. Marmara Üniversitesi’nde ise medya sosyolojisi yüksek lisansını 2010 yılında "Alfred Hitchcock sinemasında psikanalitik açıdan İd, Ego, Süperego “Psycho/Sapık örneği" başlıklı teziyle tamamladı.
Okurken çalışmaya başlamıştı; ABC News, Sky News, Boston Globe, ARTE, Le Nouvel Observateur, Radio France Internationale, Los Angeles Times gibi basın yayın kuruluşlarına çevirmenlik, yapımcılık, muhabirlik yaptı.
Anadolu Kültür A.Ş.’de çoğunlukla Kafkas programlarından sorumlu koordinatör olarak çalıştı, danışmanlık yaptı, 2008 yılında kurulan Ermenistan Türkiye Sinema Platformu'nun koordinatörlüğünü üstlendi.
Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nde koordinatörlük yaptıktan sonra 2010 yapımı Çoğunluk adlı filmde yardımcı yapımcı olarak yapımcılık alanına ilk adımını attı.
Sivas, Toz Bezi, Kadın Kalbi, Son Adım, Kara ve Çarpık Ev, İnsan Seli, Weldi, Yaban, Ah Asuman, Soluk filmlerinin de aralarında bulunduğu çeşitli uluslararası projelerde yürütücü yapımcılık yaptı. Filmlerden bazıla uluslararası ödüller kazandı.
SİLİVRİ’DEN MEKTUPLAR…
Adrian Figueroa’nın yönetmenliğinde Osman Kavala’nın hapishanede yazdığı mektuplardan yola çıkarak çekilen ve Clermont-Ferrand Uluslararası Kısa Film Festivali‘ne seçilen “Letters from Silivri” (Silivri’den Mektuplar) filminin de yapımcısıydı.
Yapımcılığını üstlenmediği bir film oldu ki 25 Nisan’da 18 yıl hapis cezasına çarptırılmasının nedeniydi. Gezi hareketini konu edinmesi planlanan fakat hiçbir zaman çekilmemiş bu belgeseli “finanse etmeye çalışmakla” suçlandı. Daha önce tutuklanıp beraat ettiği, “deliller kıymetlendirildikten sonra” yeniden açılan Gezi Davası’nda film yapmayı aklından geçirdi diye, aldığı cezayla birlikte tutuklandı.
Doğrusu, herkes gibi şaşkındı; çekilmemiş bir filmin mahkemede tartışılacağı aklına bile gelmezdi. Bu yüzden mahkemede şöyle diyecekti: “Savcılık film çalışmamızın Gezi Parkı eylemlerinin başarıya ulaşmadığı gerekçesiyle yarım kaldığını iddia etmiş. İddianamesinde film çektiğimizi söylemiş, sonra filmi bulamamıştı. Bana hiç sormadı ama sorsaydı ona bizim sinemayı başarılı hikâyeleri değil, tarihe tanık bırakmak için yaptığımızı söylerdim.”
Arkadaşları ve meslektaşları onun özgürlüğüne bir an önce kavuşması için bir sosyal medya kampanyası yürütürken 75. Cannes Film Festivali'nden de Bakırköy Kadın Cezaevi’ne destek geldi. Çekimlerinin bir kısmı İstanbul'da yapılan "Three Thousand Years Longing" (Üç Bin Yıllık Özlem) filminin kadrosunda bulunan, aralarında Erdil Yaşaroğlu ve Ece Yüksel’in de bulunduğu sanatçılar festivalde "Çiğdem Mater'e Özgürlük" kartlarıyla selam gönderdiler.
Mater’in söylediğine göreyse geriye dönük tek pişmanlığı, 18 yıl ceza almasına sebep olan filmi çekmemiş olmaktı.
1. Bölüm: Mücella Yapıcı: O, bulunduğu ortamı güzelleştirme insanı
2. Bölüm: Can Atalay: Zor zamanların kahramanı
3. Bölüm: Tayfun Kahraman: İstanbul’u plan plan, bina bina bilen adam
4. Bölüm: Osman Kavala: Hayatı boyunca kesintisiz bir nezaket
5. Bölüm: Ali Hakan Altınay: Bu yaz çocuklara yaz okulu yapmayı planlıyordu
6. Bölüm: Yiğit Ali Ekmekçi: Doğal bir uzlaşma makamı
7. Bölüm: Mine Özderden: Vicdan meselesi olan her yerde vardı