Kemal Kılıçdaroğlu’nu kişisel ikbal hesabı hesabı yapmakla itham eden Meral Akşener’in söylediklerinden anladık ki, bizzat kendisi ikbal hesabı yapmakta. Ama siyaseten çok yanlış, kişisel ikbali açısından da, eğer itibara önem veriyorsa, olumsuz sonuçları olacak bir tutum.
Ben açıkçası Akşener’in siyasi aklının, kısa vadeli hırslara ve hatta ideolojisine üstün geleceğini düşünüyordum, ama yanılmışım.
CHP içinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda oluşan mutabakata Ekrem İmamoğlu da dahil oldu. Mansur Yavaş da adaylık niyeti olmadığını açıkladı. Buna rağmen Meral Akşener’in bu iki ismi “göreve çağırması”, Millet İttifakı’na dinamit koymakla eş anlamlıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda kazanılması şansını tehlikeye atmıştır Akşener. Ben, en azından Ekrem İmamoğlu’nun buradan döneceğini, tekrar aday olma hevesine kapılacağını düşünmüyorum. Mansur Yavaş’ın da pozisyonunu koruyacağı fikrindeyim.
Şimdi ne olacak? İYİ Parti’den istifa edenler var, daha da olacak. Ahengi bozan Akşener, CHP’den aldığı üyelerin ve oyların bir kısmını kaybedecek. Seçmen iktidarı sevindiren, muhalefetin başarısını ve memleketin ikbalini tehlikeye atan bu tavrı unutmayacak.
Ama kim bilir, belki “Her şerde bir hayır vardır” prensibi burada da işleyecek. Altılı Masa’da bırakacağı sandalyeyi, belki tam da onun ideolojik yaklaşımının tersi bir anlayış dolduracak. İYİ Partisiz Millet İttifakı, o zaman ayrım yapmadan hak ve özgürlükleri savunan Emek ve Özgürlük İttifakı ile de daha yapıcı bir diyalog kurabilecek.
Muhalefet seçimi, Akşener’e rağmen kazanacak. (Kısa Dalga)