Azmi Karaveli: Akşener’in basın toplantısı; 'Türk sağı nedir' dersi
21 yıllık bir iktidar var bu ülkede. 2018 seçimlerinin ne zaman olduğunu hepimiz biliyoruz, dolayısıyla en geç 18 Haziran 2023’de seçimlerin olacağı da belliyken, Türkiye “erken seçime” 73 gün kala, altılı masanın yıkılması kriziyle, B planının bugüne kadar hiç dile getirilmemesi gerçeğiyle yüz yüze geldi. Oysa bizim şu anda, değişmesi çoktan kesinleşmiş, gelecek iktidarın deprem politikalarını, Türkiye’nin yeniden inşaasının nasıl olacağını, gelir dağılımındaki eşitsizlik, demokrasi, adalet, eğitim, sağlık ve daha bin alanda nasıl radikal çözümler üretileceğini tartışıyor olmamız gerekirdi.
İki muhalefet ittifakı da bu kadar kısa zaman kala ne yazık ki gerekli umudu ülkeye aşılayamadı. Yüzlerce maddelik dökümanlar yerine kısa bir mutabakat metni ve geniş mutabakatla aday açıklama yerine top çevirmeyi tercih etti Millet İttifakı. Altılı masa; topa sürekli sahip olmasına rağmen sürekli yana oynayan, topu manasızca taca atan, hücumu hiç düşünmeyen bir Türk takımı misali zamanı yedi bitirdi. Millet İttifakı’nın önemli aktörü olan Akşener, sağ partilerin buluşma noktası Millet İttifakı’nın, bütün yumurtaların aynı sepette olmasının yarattığı riskin daha fazla devam etmesine izin vermedi.
Şurası bir gerçek ki, 100 yılın seçimi öncesinde son anda yaşanan bu gelişme büyük bir hayal kırıklığıdır. Milliyetçi, sünni, neo liberal anlayışın dışındaki her parti, görüş ve gruba kapılarını bugüne kadar kapayan İttifak, özelde de Akşener ve İyi Parti bugün itibarıyla ülkenin %60’ını kilitlemiş, umudunu kırmıştır. “Ülke bu kadar kutuplaşmışken, fakirleşmişken solu bu kadar dışlayan bir anlayış doğru değildir” eleştirilerine “Türkiye sağcı bir ülkedir” gibi ilkokul öğrencisi misali, klişeleşmiş savunmalar yapanlar, gelinen bu noktada sakın şaşırmasınlar, tarih bu tarz örneklerle doludur.
Güneş Moteli pazarlıklarından hülle partilerine, parti değiştirme rekorları kıran vekillerden Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu’ya uzanan sayısız örneklerle birlikte kaypak bir zemine oturur Türk sağı. Oluşturulmaya çalışılan altılı masa mutabakatı da; sağın ve çağın gerisinde kalan kapitalizmin AKP iktidarına karşı alternatif biçimde konsolide edilmesinden ibaretti. Şimdi Akşener, İmamoğlu ve Yavaş’a çağrı yaparak kör topal oluşan bu yapıyı da tamamen yıkmaya kalkıyor.
Başta HDP olmak üzere zaten bütün Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerini kategorik olarak dışlayan bu anlayışın yanlışlığını da bugünkü basın toplantısında canlı canlı izledik. Yeterince zengin bir yelpazede mutabakat sağlanamamış olmasına rağmen, vakit bunca daralmışken, şartlar hiç bu kadar müsait olmamışken, nedeni ne olursa olsun İttifak’ın çatırdamasının vebali çok büyük olacaktır. Geniş bir mutabakatı reddetmenin, B planının en azından bugüne kadar hiç dile getirilmemesinin sıkıntılarını tüm Türkiye çekecek gibi görünüyor. Elbette kabul etmeli ki, basketbolda nasıl ki 3 saniye yeri geldiğinde uzun bir süreyse 3 gün reel siyaset için uzun bir süredir.
Ancak şurası bir gerçek ki, yakın zamanda 50 bin insanını kaybetmiş Türkiye’nin bu sığ reel politika dinamiklerine mahkûm olması; küçük hesapçılıktır, talihsizliktir, acıdır, deprem bölgesinde yaşayan ve “hala çadırımız yok, biz nelerle uğraşıyoruz, insanların derdine bak” diyen insanlara da büyük hakarettir.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.