6 soruda: Evine baskın düzenlenen Trump hakkındaki iddialar ne?

6 soruda: Evine baskın düzenlenen Trump hakkındaki iddialar ne?
ABD'de eski başkan Donald Trump'ın evine düzenlenen baskın, hukukun üstünlüğü, siyaset ve seçimler konusunda hararetli bir tartışma başlattı. Peki, gizli kalması gereken başkanlık belgelerini Beyaz Saray'dan ayrılırken yanında götürdüğü belirtilen Trump hakkındaki iddialar ne? Söz konusu belgelerde neler yer alıyor?

Dünyanın gözü, ABD'nin eski başkanı Donald Trump'ın Florida’daki malikanesine düzenlenen FBI baskınında.

2024 seçimlerinde yeniden başkan adayı olmak isteyen Trump'ın evine yönelik baskın, Amerikan tarihinde bir ilk olarak niteleniyor.

Peki Trump hakkındaki iddialar ne? ABD'nin eski başkanı ne ile suçlanıyor? Eski yardımcıları ve uzmanlar, FBI baskını hakkında ne dedi? 6 soruda...

1- TRUMP'IN EVİ NİÇİN BASILDI?

Donald Trump hakkında, seçim yenilgisini kabul etmemesi sonrasında destekçilerinin düzenlediği 6 Ocak Kongre baskını başta olmak üzere, çok sayıda eş zamanlı soruşturma yürütülüyor.

Evine düzenlenen FBI baskınının ise resmi başkanlık kayıtlarının muhafaza edilmesi konusunda yasaları çiğnemesiyle ilgili olduğu düşünülüyor.

ABD’de resmi devlet kayıtlarının ve başkanlık görüşmelerinin muhafaza edildiği Ulusal Arşiv ve Kayıt İdaresi şubat ayında Kongre’yi, Trump’ın Florida’daki evinde 15 kutu Beyaz Saray belgesine ulaşıldığı konusunda bilgilendirmişti. Bunların arasında gizli bilgi ve belgelerin de bulunduğu belirtilirken, Florida'daki evin de bu soruşturma kapsamında basıldığı düşünülüyor.

FBI'ın bir arama emriyle Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago tatil tesisine gittiği belirtiliyor. Trump, arama sırasında evdeki kasanın da açıldığını duyurdu.


2- HAKKINDAKİ İDDİALAR NE?

Trump'ın gizli Beyaz Saray belgelerini yok ettiği veya yanında götürdüğü iddiaları, son dönemde giderek artan şekilde gündeme gelmeye başlamıştı.

Trump döneminin basın sözcülerinden Stephanie Grisham, CNN'e yaptığı açıklamada "Gizli belgeleri olması gerektiği gibi yönetmiyordu" dedi. Grisham, "Onun bunu yaptığını gördüm... Bir uçakta birlikte oturuyorduk; onun belgelerin üzerinden geçtiğini, bazılarını çöpe attığını, bazılarını yırttığını, bazılarını da cebine attığını gördüm. Özellikle, bazı belgeleri niçin cebine koyduğunu düşündüğümü hatırlıyorum" dedi.

Bir diğer iddia da, Trump'ın Beyaz Saray'da ve başka yerlerde belgeleri sifona attığı, sifonların bu nedenle tıkandığı yönünde. Axios sitesi pazartesi günü, Trump'ın en sevdiği kalemi 'Sharpie'nin kullanıldığı ve meşhur el yazısının tanındığı bazı kağıtların bir sifonun içinde görüldüğü fotoğraflar yayınladı. Haberde eski başkan, "Oval Ofisi belgelerinin yok edicisi" olarak nitelendi.

Söz konusu fotoğraflar, New York Times'ın Beyaz Saray muhabiri Maggie Haberman'ın ekim ayında yayımlanacak kitabının tanıtımı çerçevesinde paylaşıldı. Haberman Axios'a, bu tür olayların Beyaz Saray'da birkaç defa ve en az iki yurtdışı ziyaretinde yaşandığını anlattı. Haberman, "Trump'ın belgeleri bu şekilde attığı Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nda yaygın olarak bilinmiyordu ama bazı yardımcıları, tekrarlanan bu alışkanlıktan haberdardı. Bu, Trump'ın Başkanlık Kayıtları Yasası çerçevesinde muhafaza edilmesi gereken belgeleri yırtma yönündeki uzun süreli alışkanlığının bir devamıydı" dedi.

Baskın öncesinde Amerikan basınına konuşan birçok başka yetkili de, eski başkanın çok sayıda belgeyi yasadışı şekilde yırttığını söylemişti. Trump ise soruşturmada Ulusal Arşiv'le işbirliği yaptığını savunmuştu.


3- ŞUBAT AYINDA EL KONULAN BELGELERDE NELER VARDI?

Florida'daki eve düzenlenen FBI baskını öncesinde, Trump'ın burada sakladığı belirtilen 15 kutu belgeye el konduğu biliniyor. Washington Post gazetesi şubat ayındaki haberine göre, söz konusu kutularda Trump'ın Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'la 'aşk mektupları' diye nitelediği yazışmaları, devlet arşivlerinde saklanması gereken bazı hatıralık eşyalar, dünya lideriyle başka yazışmalar, eski başkan Barack Obama'dan bir mektup ve hediyeler bulunuyordu.

Bu dönemde, Trump'ın danışmanları söz konusu belgelerin alınmasında kötü bir niyet olmadığını savunmuştu. Ancak belgeler arasında dünya liderleriyle yazışmaların yer aldığının kabul edilmesi dikkat çekmişti.

Konuyla ilgili bilgi sahibi iki kaynak da, Washington Post'a yaptıkları açıklamada "belgelerin bazılarının çok hassas olmaları nedeniyle envanter raporlarında gizli şekilde listeleneceğini" söylemişti. Kaynaklar bu belgeler arasında en yüksek seviyede gizlilik gerektiren ve normalde sadece çok az sayıda hükümet görevlisi tarafından görülebilecek dokümanlar bulunduğu belirtmişti.


4- TRUMP BASKINA NE YANIT VERDİ?

Öfkeli bir tepki gösteren Trump, baskın için "Watergate" benzetmesi yaparak "çaresizce 2024 yılında başkan adayı olmasını engellemek isteyen, yaklaşan ara seçimlerde Cumhuriyetçileri ve muhafazakârları durdurmak için her şeyi yapacak olan Radikal Solcu Demokratları" suçladı. Eski başkan, FBI aramasını“adalet sisteminin silah olarak kullanılması" olarak niteledi.

“Böyle bir saldırı ancak Üçüncü Dünya ülkelerinde olur. Ne yazık ki ABD de bu ülkelerden biri haline geldi” diyen Trump, FBI yetkililerinin kasaya bile baktıklarını belirterek “Bu ve Watergate arasında ne fark var? Bu kez Demokratlar ABD’nin 45. Başkanı’nın evine giriyor” ifadelerini kullandı.

Trump'ın sert ifadeler kullandığı yazılı açıklamasının ardından çok sayıda destekçisinin Florida'daki malikanenin önünde toplandığı görüldü.


5- ABD'DEKİ TEPKİLER NE YÖNDE?

FBI baskınına Demokratlardan ve Trump'ı eleştiren diğer kesimlerden destek gelirken, Cumhuriyetçiler kasımdaki Kongre ara seçimlerinin yaklaştığı bir dönemde böyle bir adımın atılmasına tepki gösterdi.

Trump'ı eleştirenler, bu adımın adalet için gecikmiş bir hamle olduğunu ve eski bir başkanın bile dokunulmaz olmadığını gösterdiğini savunuyor. Kongre üyesi Eric Swalwell "Dürüst bir sistem ile yolsuz bir sistem arasındaki farka tanıklık ediyoruz. 2020'de Trump bizi tehlikeli şekilde daimi olarak yolsuz bir Amerika'ya yaklaştırmıştı. Hukukun üstünlüğü şekilleniyor ve hesap sorma geliyor" dedi.

Temsilciler Meclisi'nin Demokrat üyelerinden Ted Lieu, "Kimse hukukun üzerinde değildir" ifadelerini kullandı.

Lincoln Project isimli Trump karşıtı grup da bir açıklama yaparak, "Bugünkü baskın, hukukun uygulanması veya Kongre'nin iktidarda kalmak için örgütlediği ve 6 Ocak baskını ile sonuçlanan komplo nedeniyle Trump'tan hesap sorulmasının ilk adımı" dedi.

Cumhuriyetçiler ise baskına tepkili. Cumhuriyetçi Ulusal Komitesi'nin başkanı Ronna McDaniel, "Demokratların yasaları reddederek gücü suistimal ettiğini" savundu; "Demokratlar, sürekli olarak bürokrasiyi Cumhuriyetçilere karşı bir silah olarak kullanıyor" iddiasında bulundu.

Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçi azınlık lideri Kevin McCarthy, "Adalet Bakanlığı'nın hoşgörülemez derecede politize edildiğini" savundu. Cumhuriyetçilerin ara seçimlerde Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elde ettikten sonra Adalet Bakanlığı'nı denetleyeceğini öne süren McCarthy, Adalet Bakanı Merrick Garland'ı da tehdit etti: "Bakan Garland: Belgelerinizi muhafaza edin ve takviminizi boşaltın."

Trump'ın müttefiklerinden Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham ise ara seçimlerin yaklaştığına dikkat çekerek, "Eski bir başkana karşı seçimler bu kadar yaklaşmışken böylesi bir soruşturma açmak çok sorunlu" dedi.

Çok sayıda Cumhuriyetçi yetkiliden benzer mesajlar gelirken, Trump'ı eleştirmesiyle tanınan eski Cumhuriyetçi Kongre üyesi Joe Walsh, "Cumhuriyetçi Parti hukukun üstünlüğünü terk etti. Bu gece dediklerine bakın. Hukukun üstünlüğü ile savaş halindeler" tepkisini gösterdi.


6- DAHA ÖNCE BİR ABD BAŞKANININ EVİ ARANDI MI?

Trump'ın malikanesine düzenlenen baskın, Amerikan tarihinde bir ilk teşkil ediyor. ABD'nin başkanlık tarihi üzerine uzmanlaşmış tarihçi Michael Beschloss, böyle bir durumun daha önce hiç yaşanmadığını söyledi.

MSNBC kanalına konuşan Beschloss, geçmişte hiçbir Amerikan başkanının kayıp belgeler gerekçesiyle suçlanmadığını belirtti. Yasalara göre her tür başkanlık belgesinin arşivlerde muhafaza edilmesi gerektiğini hatırlatan ünlü tarihçi, belgelerin "sadece başkanın canı öyle istiyor diye" yok edilemeyeceğini, başkanların bu tür belgeleri Beyaz Saray'dan ayrılırken yanlarında götüremeyeceğini, yabancı hükümetlere veremeyeceklerini veya para karşılığında satamayacağını vurguladı.

ABD'de 1978 tarihli Başkanlık Kayıtları Yasası, Richard Nixon'ın başkanlık kayıtlarını ve belgelerini yanında götürmesini engellemek için çıkarılmıştı.

Beschloss, "Eğer Trump gizli ulusal belgeleri yasadışı şekilde yanında götürdüyse, onları Florida'daki malikanesinde sakladıysa ve özellikle de başkalarıyla paylaştıysa, hepimizin ve ailelerimizin hayatlarını tehlikeye atmış demektir" diye konuştu. (Kısa Dalga)

Dünya