AB-Rusya gaz krizinde kazanan kim?

AB-Rusya gaz krizinde kazanan kim?
Yaşanan bu gaz restleşmesinin küresel gaz piyasasına olan etkisi kayba katılacak diğer adresleri de belirleyecek. Son olarak 50 yıllık Brüksel-Moskova hattındaki gaz ilişkileri tarihi bir kırılmadan geçiyor ve bildiğimiz denklem değişiyor.

Rusya ile AB arasında Ukrayna kaynaklı süren gerilim, gaz savaşlarına doğru ilerliyor. Gazprom bugün yaptığı açıklamada Bulgaristan ve Polonya’ya 26 Mart - 4 Nisan’da yayınlanan Başkanlık Kararnamesinin gereklerini yerine getirecek şekilde, yani ödemeyi ruble ile yapmadıkları için gaz akışını durduğunu açıkladı. Gazprom, ayrıca resmi olmayacak şekilde Rus gazının üçüncü ülkelere transiti durumunda giden gaz hacminde transiti yapan ülkenin gazında kesinti yapacak.

Gazprom’un bu açıklaması, yaşanan gelişmesinin kendisi kadar önemli. Tarihsel dinamiklere dayanan Batı-Rusya/SSCB gaz ilişkilerinde böylesi açıktan ve sert açıklamaların olduğu bir kesinti ilk defa yaşanıyor. Bu nedenle duruma ve çıktılarına yakından bakmak önemli.

SOĞUK SAVAŞTAN UKRAYNA SAVAŞINA RUSYA-AVRUPA GAZ İLİŞKİLERİ

Tarihsel olarak Avrupa ile SSCB arasındaki gaz ilişkileri Doğu Bloku ülkelerine gaz aktarımı için inşa edilecek olan hattın hazırlıkları sürerken, Batı Almanya, Fransa, Avusturya ve İtalya’nın dahliyle başladı. Değinilen dört ülke SSCB’den hattın inşasına destek olmak istediklerini karşılığında kendilerine de gaz aktarılmasını istediklerini söylemesiyle başladı.

Nihayetinde hattın inşası sonrasında SSCB’nin gazı 1971’de Avusturya’ya ardından Fransa ve Batı Almanya ve Fransa’ya ulaştı. SSCB ile kurulan bu dinamik 1991’de SSCB’nin dağılmasıyla Rusya Federasyonu’na geçti. İlişkilerdeki kritik Gaz bakanlığı da Gazprom olarak yoluna devam etti. Nitekim hem Rusya’nın Batı’ya eklenme çabası hem de AB’nin Rusya’yı içermeye yönelik projeksiyonu destek uyarınca bugün gazı kesilen Polonya’nın transit ülke olacağı Yamal - Avrupa Hattı’nın inşasına 1994’te başlandı ve hat 1997’de tamamlandı. Rusya’dan Belarus ve Polonya aracılığıyla yıllık 33 bcm gaz taşıyan yeni bir hat inşa edilmiş oldu.

Almanya Rusya’nın en gözde müşterisi olduğu transit ülkeleri aradan çıkaran formül devreye girdi ve 2011’de Rusya’dan Baltık Denizi aracılığıyla Almanya’ya doğrudan yıllık 55 bcm gaz taşıyan hat hayat buldu. Hattın ikincisinin yapımı tamamlandı, aynı kapasitede olan ikinci hat, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle askıya alındı. Açık olan 1960’larda temelleri atılan ilişkiler uyarınca Rusya günümüzde AB’nin kullandığı gazın yüzde 40 sağlayan bir tedarikçi konumuna geldi.

AVRUPA’DA İLK KESİNTİ VE RUBLE SİSTEMİ

Gazprom’un bu kesintisini gündemde üst sıraya taşıyan şirket ile AB arasında ilk defa böyle bir durumun yaşanması. SSCB/Rusya 50 yıldan fazla süredir, kıtaya gaz sağlıyor, zaman zaman taraflar arasında tonu yüksek açıklamalar yapılsa da kesinti yaşanmamıştı. Gazprom ile transit ülkeler arasında yaşanan gerilimler uyarınca 2006 ve 2009’da Ukrayna’ya yönelik gaz akışı kesilmişti, Ukrayna kendisine dönük gaz akışı sonlandığı için Avrupa’ya giden gaz hattından gaz çekmiş, buysa özellikle Balkanlarda iki haftayı bulan kesintilere neden olmuştu. Şimdiyse doğrudan AB üyesi devletlerin gazı kesiliyor.

Gaz kesintisinin nedeni, ülkelerin ruble ile ödemeyi reddetmesi. Sistemin işleyişine bakıldığında aslında alıcılardan ruble getirmeleri istenmiyor, ödemeyi euro/dolar ile yaptıkları anda adlarına açılan ruble hesabı için bir talimat veriyorlar ve Gazprom Bank, serbest piyasadan ruble alım yoluyla euro/dolar cinsinden olan ödemeyi rubleye çeviriyor.

AB Komisyonu’nun bunun yasadışı bir işlem olduğunu ve kabul etmediklerini söylemesi bazı üyelerin ödeme konusunda kafa karışıklığı yaşamasına neden oluyor. Örneğin Polonya ve Bulgaristan bu ödeme yönetimi redderken Macaristan ve Avusturya ödemeyi ruble sistemiyle yapabileceklerini duyurmuştu. Hatta henüz isimleri bilinmese de dört AB üyesinin ödemeleri Rusya’nın istediği şekilde yaptığı biliniyor.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Yaşanan bu krizin çok boyutlu ve aktörlü etkileri var. Rusya’dan başlayacak olursak, dünyanın önemli enerji tedarikçilerinden biri. Moskova, Ukrayna işgaliyle uğradığı yaptırımların etkisini bir nebze de olsa bu yeni ruble sistemiyle hafifletmek istiyor. Ancak bu durum, sözleşmelerin euro/dolarla ödemeyi esas alması gerçeği karşında kafa karışıklığına neden oluyor.

Sistem dikkatle incelendiğinde Rusya’nın ödemeye ek şart getirdiği toplu biçimde euro/dolar ödemesinin önünü kesmediği görülüyor. Yani durum zorlanmış ancak ihlal var mı, bu tartışmalı. Oysa burada tartışmalı olmayan başka bir gerçek var: Rusya’nın tedarikçi olarak imajı. Rusya yeni pazarlar açılırken, Soğuk Savaş’ta dahi süren Avrupa enerji ilişkilerini örnek gösteriyordu. Nitekim bu Gazprom’un güvenilir bir tedarikçi olduğuna dönük bir kanı yarattı. Ancak bugün Brüksel ile Moskova arasında yaşanan restleşmeye Gazprom’un da dahil olması, tedarikçi olarak Gazprom’a güven konusunda soru işaretine neden oluyor. Başkanlık kararnamesinde ruble sistemine geçmesi gereken alıcılar dost olmayan ülkeler olarak tanımlandı. Peki dost olmayan ülkeyi kim belirliyor? Gazprom bu tanımlamanın neresinde yer alıyor? Yarın bir başka ülke yanı sorunla karşılaşmayacağını düşünebilir mi? Özetle Gazprom’un yıllar boyunca ilmek ilmek ördüğü güvenilir tedarikçi imajı yara aldı.

ABD, 1970’lerden bu yana SSCB ile Avrupa ilişkilerine tepkiliydi. Ancak AB’nin ihtiyaçları, Rusya’nın gaz akışında sorun çıkarmaması, ABD’nin Rusya gazı politik bir şantaj aracı olarak kullanılıyor iddiasını zayıflatıyordu. Bugün iki AB üyesine yönelik gaz kesintisi, ABD’nin “bakın ben demiştim” çıkışına neden olacağı gibi, Rusya’yı AB pazarından silmek için de elini güçlendirecek. Böyle aslında güvenlikte olduğu gibi AB enerji konusunda da ABD’ye sadece tedarik için değil, strateji ve politika açısında da daha bağımlı hale gelecek.

Gaz kesintisinin bir diğer etkisi, AB içinde olacak. Hali hazırda Avusturya ve Macaristan ruble sistemiyle ödeme yapabileceklerini söyledi. Buna yeni ülkelerin de eklenmesi beklenebilir. Zira Gazprom bu adımıyla “bakın şakam yok” demiş oldu. Buysa AB üstündeki baskıyı artıracak. Burada Brüksel’in iki seçeneği var. İlk olarak AB ya hızla alternatif gaz bulmalı, bu hız ve arayış küresel piyasada gaz fiyatlarının artması demek. Yani daha yüksek faturalar ve günü kurtarma politikası. Komisyondan gelen açıklama da bu şekilde okunabilir. İkincisi, Rusya’nın payını azaltma stratejisini zamana yaymaya etme stratejisinin bir parçası olarak üyelere kendiniz karar verin diyecek. O zaman da Bulgaristan ile Polonya’ya neden bu kararı geç aldığını açıklamak ve uğradıkları kaybı bir şekilde telafi etmek durumunda kalacak.

Özetlemek gerekirse, bu kesinti kararının kaybedenleri, AB ile Gazprom ile kazananı hem ekonomik hem de politik olarak ABD. Yaşanan bu gaz restleşmesinin küresel gaz piyasasına olan etkisi kayba katılacak diğer adresleri de belirleyecek. Son olarak 50 yıllık Brüksel-Moskova hattındaki gaz ilişkileri tarihi bir kırılmadan geçiyor ve bildiğimiz denklem değişiyor.

Özel Haber