Adli tıp uzmanları çevrimiçi cinsel şiddet gerçeğini gözler önüne serdi

Adli tıp uzmanları çevrimiçi cinsel şiddet gerçeğini gözler önüne serdi
Mersin’de adli tıp uzmanlarının “Çevrimiçi cinsel şiddet” çalışmasına göre bu tür saldırılar için en çok 13-17 yaş grubundaki çocuklar tehdit altında.

Sosyal medyada cinsel saldırı ve özellikle çocuklara yönelik istismar vakaları bir araştırmaya konu oldu. Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Adli Tıp Uzmanı Dr. Burak Bulut ile Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hakan Kar, Prof. Dr. Nursel Gamsız Bilgin ve Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün “Çevrimiçi Cinsel Şiddet” isimli çalışması, Adli Tıp Bülteni dergisinin Ağustos sayısında yer aldı.

BirGün'den Semra Kardeşoğlu'nun haberine göre araştırmada Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Polikliniği’ne cinsel saldırı iddiasıyla gönderilmiş ve çevrimiçi cinsel şiddete uğramış 35 olgu incelendi.

Özellikle 18 yaş altı ve ergenlik döneminde olan çocuklar hedefte

Adli Tıp Uzmanları Derneği’nin yayımladığı dergideki çalışmada "Çevrimiçi cinsel taciz, ısrarlı siber takip, görüntü temelli cinsel sömürü ve teknolojinin kolaylaştırdığı direkt cinsel saldırı olarak gruplandırılmakta” denildi. Özellikle 18 yaş altı ve ergenlik döneminde olan, ailesi ile iletişim problemleri yaşayan çocukların hedef alındığı belirtilen araştırmada “Deepfake” denilen ve mağdurun yüz ve sesinin kullanıldığı manipülasyon işlemlerine de dikkat çekildi.

İntikam pornosu: Görüntü temelli cinsel sömürü

“İntikam pornosu” da denilen görüntü temelli cinsel sömürüye ilişkin de şöyle denildi: “Görüntü mağdurun kendisi tarafından veya mağdurun izni olmadan (uyurken, alkol/madde etkisindeyken) çekilebilir. Şiddetin altında yatan sebep intikam, cinsel tatmin, şantaj, aşağılama, eğlence ve mali kazanç olabilir.”

Çıplak fotoğraf ve video en sık kullanılan şantaj materyalleri

Çalışmada elde edilen verilerin bir bölümü şöyle:

Mağdurların 10’una fotoğraf -videosunun başkalarıyla paylaşılacağına yönelik tehdit gönderildiği tespit edildi. Cinsel içerikli konuşma maruziyetinde olguların çoğu 12-18 yaş aralığında.

Çıplak fotoğraf ve video en sık kullanılan şantaj materyalleri.

Cinsel içerikli konuşma kayıtlarıın tehdit unsuru olarak kullanıldığı da görülmüş.

Olguların yüzde 91,4’ü kadın, yüzde 8,6’sı erkek. 11-26 yaş aralığında. Ortalama yaşları 15,94±2,98.

Yüzde 51,4’ünün aile gelir durumu asgari ücret ve altı seviyede.

Yüzde 54,4’ü çıplak fotoğraf/video göndermeye/paylaşmaya maruz kalmış.

Yüzde 16’sı cinsel içerikli konuşmaya maruz kalmış. Tehdide uğrayan oranı yüzde 34,2.

Tehdit türü: Yüzde 83,3 çıplak fotoğraf ve/veya video paylaşma, yüzde 16,7 cinsel içerikli konuşmaları paylaşma.

Saldırganların tamamı erkek, ortalama yaşı 23,8±11,07, tamamı ilköğretim okulu mezunu, olguların yüzde 62,9’u lise öğrencisi.

'Saldırganlar gerçek dünyada yapmaktan kaçındıkları davranışları çevrimiçi dünyada kolayca yapabilmekte'

Adli Tıp Bülteni dergisinin editörü Prof.Dr. Halis Dokgöz, "Siber dünya yeni suç unsurlarının da oluşmasına aracılık ediyor" dedi. Dokgöz, şunları söyledi:

"Özellikle de çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında çevrimiçi uygulamalar suçu kolaylaştırıyor. Bireyin istemi ve onamı dışında bireyin benliğine yönelik tehditten dijital saldırıya kadar her türlü aşağılayıcı ruhsal ve/veya cinsel içerikli davranışları kapsamaktadır. Saldırganlar gerçek dünyada yapmaktan kaçındıkları davranışları çevrimiçi dünyada kolayca yapabilmekte. Dijital dünyada başlayan cinsel taciz ve saldırılar önlenmezse maalesef gerçek dünyada da gerçekleşmekte."

Nasıl önlenebilir?

Çevrimiçi cinsel şiddete karşı alınması gereken acil önlemler şöyle sıralandı:

•İlköğretim ve lise başta olmak üzere tüm eğitim kurumlarında öğrenci ve ailelerine “güvenli internet, sosyal medya kullanımı ve riskleri” hakkında eğitim verilmeli.

•Özellikle mental retarde ve çevrimiçi yeteneği kısıtlı olan çocuk ve adölesanların ebeveynleri tarafından internet filtre programları aracılığıyla çevrimiçi gözetim altında olmalarının sağlanması.

•Ebeveynlerle olan çatışma ve yetersiz iletişim ortamının çocukları çevrimiçi risklere karşı savunmasız hale getirdiği düşünülmekte. Karşılıklı güven ortamının sağlanması amacıyla ailelere “ebeveynlik eğitimi tedbiri” uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz. (Kısa Dalga)

Gündem