CHP'li Akın: EPİAŞ 18 Ocak'tan beri doğalgaz depolarındaki stok miktarını yayınlamıyor, depoların boş olduğu gerçeği gizleniyor

CHP'li Akın: EPİAŞ 18 Ocak'tan beri doğalgaz depolarındaki stok miktarını yayınlamıyor, depoların boş olduğu gerçeği gizleniyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın; Türkiye’de yaşanan enerji arz güvenliği krizinin tek gerekçesinin İran’ın doğalgaz akışını kesmesi olmadığını belirterek, “İran akışı kesmesi krizin gerçek nedeni değil, krizin tetikleyicisi. Asıl neden yeraltı depolarının boş olması. Yeraltı doğalgaz depolarındaki stok miktarları günlük olarak EPİAŞ tarafından yayınlanırken; 18 Ocak’tan sonra stok miktarına ilişkin bilgilerin yayınlanması durduruldu" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın; Türkiye’de yaşanan enerji arz güvenliği krizinin tek gerekçesinin İran’ın doğalgaz akışını kesmesi olmadığını belirterek, “İran akışı kesmesi krizin gerçek nedeni değil, krizin tetikleyicisi. Asıl neden yeraltı depolarının boş olması. Yeraltı doğalgaz depolarındaki stok miktarları günlük olarak EPİAŞ tarafından yayınlanırken; 18 Ocak’tan sonra stok miktarına ilişkin bilgilerin yayınlanması durduruldu. Bu durum iktidarın krizin ana sebebi olan depoların boş olduğu gerçeğini gizlemek istediğinin bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın yaptığı yazılı açıklamada sanayide yaşanan doğalgaz kısıntısı ile elektrik kesintilerini değerlendirdi. CHP’li Akın’ın açıklaması şöyle:

“İran’ın günlük 28,5 milyon metreküp doğalgaz akışını 10 gün keseceğini duyurması üzerine yaşanan kriz ülkemizde arz güvenliğinin sağlanamadığının göstergesidir. İktidarın doğalgaz kısıntısı ve elektrik kesintisine varan tedbirler almasının tek gerekçesi İran’daki doğalgaz akışının kesilmesine bağlanamaz. Her kış yaşanan bu duruma karşı hazırlıksız olunması ya plansızlıktan kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlar için doğalgaz depolarının stok durumunun yüzde 100 dolu olması gerekirken; krizin başında yer altı depolarının üçte ikisinin boş durumda olduğu bilinmektedir. Yer altı doğalgaz depolarındaki stok miktarları günlük olarak EPİAŞ tarafından yayınlanırken; 18 Ocak’tan sonra stok miktarına ilişkin bilgilerin yayınlanması da durdurulmuştur. Bu durum iktidarın krizin ana sebebi olan depoların boş olduğu gerçeğini gizlemek istediğinin bir göstergesidir.

“ATMAMIŞ GÖZ GÖRE GÖRE GELEN KRİZİ UMURSAMAMAYI TERCİH ETMİŞTİR”

Yaklaşık 5 ay önce ağustos ayının başında ülke genlinde yaşanan elektrik kesintisi arz güvenliğinde büyük bir sıkıntı yaşandığının ilk işareti olmuştur. Ağustos ayının başında elektrik tüketiminin artmasının planlanamaması nedeniyle pek çok ilde kontrollü elektrik kesintileri yaşanmıştı. Kuraklık nedeniyle üretim payı düşen hidroelektrik santrallerinden kaynaklı açığın doğalgaz santralleri tarafından karşılanması Türkiye’de özellikle tamamen dışa bağımlı olduğumuz doğalgaz akışında kırılganlığı artırmıştır. Sonuç itibariyle iktidar bu kırılganlığa karşı somut bir adım atmamış göz göre göre gelen krizi umursamamayı tercih etmiştir.

“ARZ GÜVENLİĞİ SORUNUNUN İKİ BOYUTU VAR”

Enerjide arz güvenliği; enerji kaynaklarının satın alınabilir bir fiyattan kesintisiz bir şekilde ulaşılabilirliği anlamına gelmektedir. Türkiye’de bugün yaşanan arz güvenliği krizinin iki boyutu bulunmaktadır. AK Parti iktidarının art arda yaptığı zamlar nedeniyle Türkiye’de enerji satın alınabilir bir fiyat olmaktan çıkarak fahiş bir fiyata yükselmiştir. Aynı zamanda enerji plansızlık nedeniyle de kesintisiz bir şekilde ulaşılabilir olmaktan çıkmıştır. Vatandaşlar enerji faturalarını ödeyemez duruma gelirken; iktidar sanayide ise kesintisiz bir enerji arzını artık sağlayamamaktadır.

“ANLAŞMALAR TÜKETİMİ KARŞILAMIYOR”

Türkiye’nin 2021 yılı doğalgaz tüketimi 61 milyar 552 milyon metreküp olurken, 2022 yılında ülkemize fiili olarak anlaşmayla gelecek doğalgaz miktarı ise 51 milyar 250 milyon metreküp olarak hesaplanmaktadır. Başka bir deyişle 2022 yılında 10 milyar 300 milyon metreküp büyüklüğünde bir açık bulunmaktadır. İktidar bu açığı kısa vadel LNG anlaşmalarıyla kapatmayı tercih etmiştir.

“MALİYETLER VE RAF FİYATLARI ARTACAK”

Sanayide yaşanan doğalgaz ve elektrik kesintileri ise üretimin durması, tedarik zincirinin bozulması anlamına gelecek. 3 gün süren elektrik kesintisi pek çok sektörde 10 günü bulan üretim kaybı anlamına gelecektir. Bu da tek başına yüzde 33 oranında bir maliyet artışı anlamına gelecektir. Başka bir deyişle bu krizin faturası marketlerdeki raf fiyatlarına yansıyacak, hayat pahalılığı daha da artacaktır.” (ANKA)

Gündem