Ahmet Türk: ‘Barışa Çağrı’ deklarasyonu bir başlangıç

Ahmet Türk: ‘Barışa Çağrı’ deklarasyonu bir başlangıç
“Deklarasyonla yayınladığımız barış çağrımız sadece bir başlangıç” diyen Kürt siyaseti Ahmet Türk, barıştan yana olan herkesin yüksek sesle düşüncelerini dile getirmesi gerektiğini söyledi. Türk, “Eğer bizler susarsak barışı asla yakalayamayız. Ama gerçekten barış için sesimizi yükseltirsek bu siyaseti de etkiler” dedi.

Kürt sorununun demokratik çözümüne dair açıklanan deklarasyonun imzacılarından Ahmet Türk, çağrının sadece bir başlangıç olduğunu belirterek, "Barıştan yana olan herkes artık yüksek sesle düşüncelerini dile getirmeli. Susarsak barışı asla yakalayamayız” dedi.

İstanbul’da dün aralarında siyasetçi, gazeteci, aydın ve sanatçıların olduğu 78 isim, “Barışa Çağrı” başlıklı bir deklarasyon açıklamıştı.

Mezopotamya Ajansı'ndan Esra Solin Dal’a konuşan imzacılardan, Kürt siyasetçi Ahmet Türk, Ortadoğu coğrafyasında emperyalist devletlerin çıkarları doğrultusunda her türlü oyunun oynandığına dikkati çekerek, halkların iradesi ve geleceğinin söz konusu devletler tarafından ipotek altına alındığını söyledi.

Türk, bu bağlamda İsrail-Filistin savaşına işaret ederek, "Ortadoğu’da halkların birbirini kucaklayacağı, hak ve özgürlükler konusunda birbirilerini tanıyacakları bir ortamı sağlayamazsak, bugün Filistin'in başına gelen yarın başka halkların da başına gelebilir. Bu nedenle özellikle çok duyarlı olmamız gereken bir dönemdeyiz” dedi.

Kürtlerin de benzer şekilde geçmişten bu yana asimilasyon ve sindirme politikalarıyla karşı karşıya bırakıldığını kaydeden Türk, saldırılara karşı adalet, eşitlik ve hak arayışında olanların “terörist” ilan edildiğini söyledi.

“Kürtler eşit ve özgür bir yaşamı esas alıyor”

Ahmet Türk, “Dört parçaya bölünmüş bir halk var ve herkes Kürtleri potansiyel bir tehlike olarak görüyor. Oysa Kürtler birlikte yaşadığı halklarla eşit ve özgür bir yaşamı esas alıyor. Bu yaşamın sağlanması için çaba gösteriyor. Ama maalesef bu çabaları sonuçsuz kalıyor. Eğer Rojava’da, Rojhilat’ta, Bakur’da Kürt halkıyla doğru bir dayanışma gösterilseydi, Kürt halkının kültürünü, kimliğini, inancını ve haklarını göz ardı etmeyen bir mantıkla yaklaşılsaydı, çok farklı bir Türkiye ve Ortadoğu olurdu. Bugün ne emperyalist güçler Ortadoğu'da bu oyunları oynayabilirdi ne de halklar arasında bir çatışma yaşanırdı. Ama maalesef bu inkarcı siyaset, Ortadoğu’yu sorunların çözümsüz olduğu bir noktaya getirdi” dedi.

Türk, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan, daha önce yaptığımız görüşmelerde, Kürt sorunu, demokratik siyasetin güçlenmesi ve sorunun barışçıl yollarla çözülmesi konusunda kararını ve iradesini ortaya koydu. Eğer bugün görüşmeler sağlansaydı, barış konusundaki fikirlerini yeniden dile getireceğine inanıyorum. Sayın Öcalan bu ülkeye barışın gelmesi için fikirlerini ortaya koydu ve çabaladı. Ama maalesef bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı.”

“Susarsak barışı asla yakalayamayız”

Ahmet Türk, açıklanan barış deklarasyonu konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ortadoğu’nun birçok yerinde barıştan korkan, barış kelimesini suç sayan bir anlayış hakim. Bu ülkenin aydınları, siyasetçileri ve demokratları Ortadoğu’daki tehlikeleri görerek, barış konusunda daha kararlı bir şekilde mücadele vermeleri gerekiyor. Deklarasyonla yayınladığımız barış çağrımız sadece bir başlangıç. Barıştan yana olan herkesin artık yüksek sesle düşüncelerini dile getirmesi gerekir. Eğer bizler susarsak barışı asla yakalayamayız. Ama gerçekten barış için sesimizi yükseltirsek bu siyaseti de etkiler."

Abdullah Öcalan’a dönük tecridin barışçıl bir sürecin önünü tıkadığını ifade eden Ahmet Türk, bu anlayışın Türkiye'ye bir yarar getirmeyeceğini belirtti.

“Türk halkı bunu bilmelidir”

Türk, Kürt halkının diğer halklarla birlikte adil ve özgür bir yaşamı inşa edebilmek için mücadele ettiğini ifade ederek, "Türk halkı bunu bilmelidir. Türkler ve Kürtler bin yıllardır birlikte yaşamış ve bir arada yaşamanın yollarını aramalıdır. Bunun yolu da Kürt halkının haklarının tanınmasıyla ve kabulüyle gerçekleşir. Bugüne deklarasyonun sonuçlarını yaşama geçirmek için bir çaba gösterilecektir. Bizim niyetimiz çabamız ve taleplerimiz belli, bu taleplerimiz artık herkes tarafından görülmesi gerekir." (Kısa Dalga)

Politika