Akit yazarının okurlarıyla ekonomi kavgası: "Yemekte mazot içmiyoruz"

Akit yazarının okurlarıyla ekonomi kavgası: "Yemekte mazot içmiyoruz"
Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, “Elektrik, doğalgaz, akaryakıt, her şey yüzde 40 zamlandı mı?” yazısına gelen okur yorumlarına tepki gösterdi.

AKP iktidarına yakın Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, önceki gün yayımlanan “Elektrik, doğalgaz, akaryakıt, her şey yüzde 40 zamlandı mı?” yazısına gelen okur yorumlarına tepki gösterdi.

“Sırça köşkte yaşamadığımızı, okurların her birinin yorumlarının her satırına önem verdiğimizi, bir ders var ise almaya çalıştığımızı ispat açısından, bugün okurların yorumları ve kendimce benim o yorumlar hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim” diyen Karahasanoğlu, yazısında şu ifadelere yer verdi:

Elektrik, akaryakıt ve doğalgaz resmi tarifelerini yılbaşı ve 15 Ekim itibariyle verip, aradaki farkı hesaplayıp, “En yüksek zam bile % 25 civarında. Her şeye % 40 zam geldi algısı yanlış” demiştim..

Okurlarımızın bir kısmından “kendilerinde de öyle bir algı oluştuğu, somut rakamlar üzerinden konuya yaklaşınca daha objektif bir değerlendirme yapma imkanı buldukları” desteği geldi..

Bir kısmı, “zaten çarpıtmaların farkında olduklarını” söyledi..

Bir kısmı ise eleştirdi..

Eleştirilerden bazılarını cevapları ile birlikte aktarayım.

“Bir kul” rumuzlu okur ile başlayalım:

“Sayın yazar hakikaten çok güzel yazıyorsunuz. Lakin; mazota zam geldiğinde mazotla çalışan traktörden dolayı çiftçinin üretim maliyeti artar. Mazotla çalışan kamyon dolayısıyla üretilen ürünün nakliye maliyeti artar. Neticede enflasyon artar..”

Mazota gelen zammın, mazotla taşınan ürünlere de fiyat eklemesi yaptığını söylüyor, okurumuz. Aksini iddia eden yok ki? Ama bu okurumuz, şöyle sanıyor olmalı: Mazota gelen zam, ayrı.. Mazotla taşınan ürünlere gelen zam ayrı.. Birini diğeri ile toplayıp, sonra toplam üzerinden enflasyon hesaplanmalı!

Toplayıp, kaç tane ürün için toplama yaptı iseniz, bütçedeki ağırlığına göre bölerseniz olur da.. “Toplayıp, öylece enflasyon rakamını buldum” derseniz.. Kusura bakmayın, enflasyonu çıkartmış olmazsınız..

Bu mantıkla, enflasyonun % 1 olduğu ülkelerde bile, 100 maldaki ayrı ayrı % 1’lik zamları topladığınızda, % 100 enflasyon çıkartmış olursunuz..

Bunun da ne kadar saçma bir şey olduğunu izaha bile gerek yok..

Ve hatırlatayım “Bir kul”a: “Biz sabah kahvaltısında, akşam yemeğinde mazot içmiyoruz. Mazota gelen zam, soframıza koyduğumuz  zorunlu ürünlerin fiyatlarına maliyet eklediği için önemli.. Yoksa, bize ne mazottaki zamdan!

Bir başka okurumuz, “Nasır Önder” rumuzlu.. O da diyor ki: “Eyvallah hocam ama gerçekten mutfakta yangın var. Ortalama herşeye yüzde yüz zam geldi 1 yılda, marketten inşaat sektörüne kadar. En basit, geçen sene fındık kömürün ton fiyatı 1.300 TL idi, şimdi 3.000 TL. Bu çok anormal rakam!”

Ben akaryakıta gelen zammı, rakam rakam veriyorum. Doğalgazı veriyorum, elektriği veriyorum. Okurumuz ise, “fındık kömür”den bahsedip, “Her şeye % 100 zam geldi” diyor. Bilmiyordum, hiç kullanmadım, “fındık kömür”ün ne olduğuna baktım.. Tanımı şu imiş: “Fındık kömür yüksek enerjisi nedeniyle sanayi sektöründe sıklıkla kullanılır.”

Aman Allah’ım, biz halkın sofrasından bahsediyoruz..

Okurumuz, sanayide kullanılan kömürü sabah sofrasına getirip koyuyor.

Ben bekliyorum ki, peynirden örnek verilsin, ekmekten örnek getirilsin, sütten misal çıkartılsın.. Türkiye’nin nerede ise tamamının doğalgaza geçtiği bir dönemde, ben doğalgaz fiyatını veriyorum. Okurumuz bana kömür, hem de ne kömürü; ismini ilk defa duyduğum fındık kömürden örnek getiriyor.. Fiyat geçin yıl ve bu yıl o mudur, değil midir, onu da bir derya olan internette bile bulamıyorsunuz.

Bir başka okurumuz, “Yav he he” rumuzu ile yazmış, “Güzel traş yapıyon” demiş de, yazdığımın nesi traş, onu yazmamış.

“Ali Rıza” rumuzlu okur ise, “Ali Bey, yetmiş yıldır, en son yirmi yıl dahil CHP zihniyeti yönetiyor ülkeyi değil mi?” diye ironi yapmış..

Ama esas meseleye, verdiğim rakamlara cevap yazamamış.

Şu da “Mustafa” rumuzlu okurumuzun yazdığı: “Ben çiftçilik yapıyorum, geçen yıl 6 TL/kg’dan aldığım Macar fiğ tohumuna pancar koop. 10 TL dedi, araştırıp 8,40’tan aldım. DAP gübresini 12 Kasım 2020’de 160 TL’den almıştım, 13 Ekim 2021’de 324 TL’den aldım... Bunları da araştırıp yazabilir misiniz... Saygılar…”

Bu okurumuz da, bu girdiler için devletten bir destek var mı yok mu, teşvik var mı yok mu belirtmemiş. Bunlar tümü ile maliyete mi ekleniyor, yoksa bir kısmı hibe mi yazmamış. Hatta, ürünün maliyetinde bunların katkısı nedir onu da yazmamış. Şöyle örnek vereyim: Bir daire satın alıyorsunuz. Fiyatı geçen yıl size 250 bin denilmişti. Şimdi iki misli fiyat çekiliyor. Soruyorsunuz: “Ne değişti ki?”

Müteahhit cevaplıyor: “Şu dairenin kapısının yanına koyduğumuz zil düğmesi var ya, onun fiyatı, geçen seneye göre % 100 zamlandı.”

Böyle bir cevap vereni yakalasam, “İyi de abi, dairenin fiyatı 250 bin TL. Zil düğmesinin fiyatı ise 2 TL. 2 TL’lik zil düğmesi 4 TL olsa ne olur? Diğer girdilere zam gelmedi ise, 250 bin TL’de 4 TL’nin lafı mı olur? Ki, zil düğmesinden yola çıkıp, dairenin fiyatını ikiye katlıyorsun?.. Arsa fiyatına iki misli zam geldi ise, onu söyle” diyeceğim de, yakalayamıyorum.

İsim vermeyen okurumuz ise, “Akaryakıt için son bir ayda ne olmuş. Size mail atayım mı fişleri…” demiş, fişte ne yazacaksa?

Mal ortada.. Bugünkü şeffaf yönetim sayesinde, giriyorsunuz internete, akaryakıtın isterseniz bugünkü, isterseniz bir ay önceki, isterseniz 10 ay önceki, isterseniz 2 yıl önceki fiyatlarını ilgili şirketlerin resmi sitelerinden buluyorsunuz. Ha diyorsanız ki, “Onlar gerçek değil..” Onu söyleyin.. Sonra fişi yollarsınız..

İnsanlarımız kendilerine dayatılan yalanlara öyle körü körüne inanmak istiyor ki, resmi hesaplardan yapılan açıklamalara cevap vermeden, sanki farklı bir fiyat yollama ihtimali varmış gibi, “Yollayayım mı, fişleri” diyor..

Ben de, “Yolla fişleri, senin bakmaya tenezzül etmediğin sitedeki fiyatlarla karşılaştırayım, bakalım farklılık var mı?” diyor, kapatıyorum.

“Sade vatandaş” rumuzlu okurumuz ise, şunları azmış: “Ali dayı, rakamları boşver, bir zahmet halka in. Evdeki hesap çarşıya uymuyor.”

Yoruma bakar mısınız?

“Rakamları boşver” diyor..

Sanki uzaydan rakamlar veriyorum..

Resmi olarak açıklanan ve fatura düzenlenirken asla farklı fiyat uygulanamayacak tarifeleri veriyorum.. Yılbaşı ile 15 Ekim kıyası yapıyorum.. Okurumuz bana, “Çarşıya gidince, bu fiyatlar öyle çıkmıyor” diyor.

Afedersiniz, çarşıda elektrik mi satılıyor? Doğalgaz mı satılıyor? Benim verdiğim örnekler, faturalandırılan, zorunlu giderlere ait, günlük ihtiyaçlarımızın en önemlileri..

Derseniz ki, “Elektrik, doğalgaz, akaryakıt konusunda haklısın. Ben peyniri, ekmeği, sütü söylüyorum” diye.. O zaman bir başka yazıda, onları da söyleriz.

Bir başka okurumuz: “ÖTV almıyor devlet, o yüzden zamlar az geldi. Benzine mazota eski ÖTV’yi alsa % 50’ye yakın zam olur” diyor.

Ne güzel işte? Halkı düşünen bir iktidar var.. Ürünlere fazla zam geleceği zaman, ÖTV’den feragat ediyor, almıyor.. Kendi dilinizle söylüyorsunuz, daha ne istiyorsunuz/istiyoruz? Kaldı ki, ÖTV almayınca, toplam vergi gelirleri düşmüş olsa, “ÖTV’nin alınmaması, ilerde daha büyük zamlara sebep olabilir. Çünkü toplam vergi gelirleri düşmüş” diyebileceğimiz bir durum da yok. Çünkü ÖTV alınmamış ama, toplam vergi gelirleri son iki ayda düşmedi, tam aksine, arttı.

Gündem