AKP'den AYM'nin HDP kararına tepki: Zaaf oluşturacak bir karar

AKP'den AYM'nin HDP kararına tepki: Zaaf oluşturacak bir karar
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Anayasa Mahkemesi'nin, seçim yılı olması nedeniyle HDP'ye fazladan ödenen 400 milyon 228 bin TL Hazine yardımına bloke konulma talebini kabul etmeme kararına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "AYM bu kararıyla herhangi bir şekilde teröre karşı alınacak tedbirler açısından zaaf oluşturacak bir karar ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı.

AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AKP Genel Merkezi'ndeki basına kapalı gerçekleşen toplantı sürerken parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Çelik'in söylediklerinden öne çıkanlar şöyle:

"İnsan hakları, kadın hakları, çocuk hakları savunuculuğu konusunda öne çıkmış uluslararası örgütlerinin Diyarbakır anneleri konusundaki suskunluğunu not etmeye devam ediyoruz. Tabi bu bir suskunluk değil; çifte standart. Demokrasinin korunması açısından terörle mücadelenin güçlü şekilde süreceğidir.

Hükümetlerimiz döneminde hassasiyetle yürüttük. İçişleri Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız ve MİT Başkanlığımızın kararlı mücadelesini kapsamlı bir şekilde sürdürecektir. En son FETÖ ile ilgili yeni birtakım bilgilere ulaşabilecek aşama elde edildi.

Enflasyonla mücadele

Vatandaşlarımız müsterih olsunlar, kiralarla ilgili olarak bize ilettikleri bütün şikayetleri yakından takip ediyoruz. Bu konuda mücadelemizin ivmesini artırarak, etkisini geliştirerek devam ettireceğiz. İş dünyası bütün paydaşlarla birlikte cumhurbaşkanımız enflasyonun tek haneye inmesi için politikaları hayata geçirmeye devam edecek. Seçimden önce vatandaşlarımıza söylediğimiz gibi, bundan sonra da bu sorunları biz çözeriz dedik. İnşallah enflasyonun tek haneye düştüğü rakamları göreceğiz. Türkiye Yüzyılı dediğimizde ülkemizin sosyal, siyasal, ekonomik projeyi kapsayan pek çok hedefleri içermektedir. Türkiye bölgesel barışa ve dünya barışına da güçlü bir şekilde katkı vermektedir. NATO ile olan ilişkilerimiz açısından ilkeli bir siyasete devam ediyoruz.

İsveç'in NATO'ya üyelik süreci

NATO terörle mücadeleyi önemsemelidir. Terörle mücadelede hiç kimse çifte standart üretmeye kalkmamalıdır. NATO ülkeleri içerisinde birilerinin tutup da bir başka NATO ülkesine saldıran terör örgütlerine destek vermesi gibi birtakım uygulamalar son bulmalıdır.

En son Çağatay Bey'in ev sahipliğinde İsveç, NATO tarafıyla toplantı gerçekleştirildi. İsveç'in attığı adımlar var,. 'İki PKK'lıyı iade ettik' diyorlar. Bunun güçlü bir şekilde uygulanması gerekiyor. Yasaları ya yargı ifade hürriyeti adı altında yeterli bir uygulama alanına sokmuyor ya da güvenlik güçleri bunu yerine getirmiyor. Kaldı ki, bize iade ettikleri kişiler terörle değil uyuşturucu ile bağlantılı kişiler.

Buna ilkesel standart getirmemiz gerekiyor. NATO üyesi ABD'nin PYD'ye desteği, ortak güvenliğe zarar veren tablo ortaya çıkarmaktadır. Birileri Türkiye'nin savunma ihtiyaçları için gerekli gördüğü savunma araçlarını vermekten imtina ediyorsa, örtülü ya da açık ambargo uygulamaya kalkıyorsa, Türkiye'nin alternatif arayışına girmesini de herhangi bir şekilde eleştirmemelidir.

Türkiye egemen bir devlettir, her halükarda güvenliğini sağlayacak kudrete sahiptir. Amerikan senatörlerin kaprisleriyle Türkiye'nin milli güvenliği ile ilgili adımlarımıza yön vermeyeceğiz. Bu NATO'nun ortak güvenliğini tehlikeye atan siyasi şımarıklıktan öteye giden bir durum değildir. Özellikle önümüzde NATO zirvesinde Kıbrıs konusunun gündeme gelmesi kaçınılmazdır.

En son Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bundan sonra müzakerenin ortaya çıkabilmesi için KKTC'nin eşitliğinin sağlanması gerekir. Rumlar elde ettikleri bir önceki müzakerede herhangi bir şeyi cebine koyup, sonraki müzakereye geçmek istemişlerdir. Bu sağlıklı bir durum değildir. Rumlarla birtakım tatbikatlar yaparak, onlara silahlı kabiliyetler katarak süreci zehirlemelerinden vazgeçmeleri gerekir.

"AB ile ilişkiler devam ediyor"

Bunların hiçbiri iki eşit halk, iki egemen devlet olduğu gerçeğini değiştiremez. Burada son zamanlarda ABD ve AB'nin yaklaşımlarının hiç de olumlu olmadığını gördük. AB ile ilişkiler devam ediyor. Fasılları açıp, bunları tartışmalıyız. Biz masada müzakere bile etmeyelim yaklaşım ortaya koydukları zaman oranın siyasi birlik olmaktan çıkıp ideolojik önyargı ile hareket ettiğini gösteriyor. En son Ukrayna-Rusya savaşında gördük ki, Türkiye olmaksızın AB'nin bir açılım yapması, diplomasi yürütmesi mümkün değildir.

Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, vize serbestisi konusunda adım atılabilir. Geleceğe dönük olarak işbirliği mekanizmaları açısından önemli olur. Cumhurbaşkanımızın Kafkaslarda barış siyasetini yürütmeye devam etmektedir. Orada bir birlik oluşması hatta Ermenistan'ın da bu birliğe ait olmasını Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Aliyev ile ortak karar olarak ortaya koymuştur.

Ermenistan açıklaması

En son Ermenistan başbakanı Paşinyan'ın, cumhurbaşkanlığımızın göreve başlama törenine gelmesi, davet edilmesi buradaki iyi niyeti göstermektedir. Kafkasya'da diyaloğun güçlenmesi yeni istikrar zemininin oluşması bakımından son derece kıymetli olacaktır. Haziran'da Astana'da bir toplantı yapılacak. Türkiye, Rusya, İran, Suriye dışişleri bakan yardımcıları katılacak. Biz siyasi süreci desteklemeye devam ediyoruz. 10 Mayıs'ta bir yol haritası hazırlanmıştı. Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme güçlü bir şekilde desteklenmektedir.

Mısır ile normalleşme süreci

Türkiye ile mısır arasında yürüyen normalleşme önemlidir. Son derece güçlü bir vizyonla yürümektedir. İnşallah yakın dönemde devlet başkanlarımızın bir araya gelmesiyle bu süreç bölge barışı, enerji güvenliği açısından son derece kıymetli sonuçlar doğuracaktır.

Asgari ücret görüşmeleri

Asgari ücret komisyonu toplantısından sonra 'üçüncü kez toplanacağız' dediler. O toplantıdan çıkacak karara göre ortaya çıkacaktır. Cumhurbaşkanımız hayırlı işlerde acele etmeye inanır. İşçimizin ve diğer kesimlerin korunması konusunda irademizi güçlü bir şekilde sürdürüyoruz.

AYM'nin HDP kararı

Dünyanın çeşitli yerlerinde görüleceği gibi AYM kararlarında demokrasinin, kamu düzeninin, hukuk devletinin korunması için en güçlü tedbirler teröre karşı alınır. Terör paylaştığımız bütün insani değerlerin düşmanıdır. 14 Mayıs'a giderken açıkça terörün Türk siyasi hayatına müdahalesi için açık beyanlarını gördük.

AYM meşru hakları istismar ederek, terör propagandasına dönük olan harcayan tutumlar karşısında herhangi bir şekilde değerlendirme yapmıyor. Tek taraflı bakış açısı sözkonusu oluyor. Bugün siyasetin belli parçasını bir terör örgütü tutmaktadır. AYM bu kararıyla herhangi bir şekilde teröre karşı alınacak tedbirler açısından zaaf oluşturacak bir karar ortaya koymuştur.

Bu konuda dünyadaki örneklere bakarak bunları söylemekten kaçınmamızı gerektirmiyor. Nitekim İspanya'nın Batasuna kararını AİHM de onaylamıştır. Bir demokrasinin terör karşısında kendini koruma refleksleri açısından zaaf oluşturacak karardır.

Bu konuda dünyadaki örneklere bakarak bunları söylemekten kaçınmamızı gerektirmiyor. Nitekim İspanya'nın Batasuna kararını AİHM de onaylamıştır. Bir demokrasinin terör karşısında kendini koruma refleksleri açısından zaaf oluşturacak karardır."

Politika