AKP'li Mahir Ünal, ekonomideki sorunları Gezi'ye bağladı: "Gezi olaylarını az bile abartıyoruz"

AKP'li Mahir Ünal, ekonomideki sorunları Gezi'ye bağladı: "Gezi olaylarını az bile abartıyoruz"
Mahir Ünal: "Şimdi bize diyorlar ki 'Siz Gezi olaylarını çok abartıyorsunuz.' Hayır, Gezi olaylarını az bile abartıyoruz. Gezi'de hatırlayın, Türkiye tam olarak bu kısır döngüyü kırmıştı. Ne olmuştu gezide? Faizler 4.6'ya düşmüştü, enflasyon 6'ya düşmüştü, IMF'ye olan borcumuzu ödemiştik, ihracatımız 186 milyar dolarlara çıkmıştı, 3 tane büyük proje açıklamıştık. Adamlar 'Mesele ağaç değil?' derken aslında doğru söylüyorlardı."

AKP Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, "Türkiye şu anda önemli bir yol ayrımında ve Türkiye ekonomik bağımsızlığını, ekonomide dışa bağımlı bir terminal ekonomi modeli dediğimiz modelden üretime, ihracata dayalı bir modeli hayata geçirecektir ve bunun içinde tamda şimdi bunun zamanı" dedi.

TBMM'de, Kahramanmaraş'ta 3 yeni organize sanayi bölgesinin kurulmasının onaylanmasının ardından Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası'nda bir program düzenlendi. Programa Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, milletvekilleri, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ile iş insanları katıldı.

'GEZİ OLAYLARINI AZ BİLE ABARTIYORRUZ'

Programda konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, terminal ekonomi modelinden ihracata ve üretime dayalı ekonomik modele geçme fırsatı olduğunu söyledi. Gecelik repo faizlerinin 7 bin 500'lere çıktığı dönemlerde Türkiye'ye giren sıcak paranın faiz, döviz ve borsada bir süre beklediğini kaydeden Ünal, şöyle devam etti:

"Sıcak para geliyor, o yüzden terminal ekonomi modeli diyorum, bu finans enstrümanların içerisinde şöyle bir geziyor çok yüksek rakamlarda kazanç sağlayıp çıkıp gidiyordu. Türkiye'ye girdiğinde hafif bir rahatlıyordu ekonomik olarak, fakat o sıcak para Türkiye'den çıktığında Türkiye, geçmiş olsun. Peki Türkiye sürekli olarak sıcak paraya dayalı bir ekonomik modeli sürdürebilir mi? Şimdi bize diyorlar ki 'Siz Gezi olaylarını çok abartıyorsunuz.' Hayır, Gezi olaylarını az bile abartıyoruz. Gezi'de hatırlayın, Türkiye tam olarak bu kısır döngüyü kırmıştı. Ne olmuştu gezide? Faizler 4.6'ya düşmüştü, enflasyon 6'ya düşmüştü, IMF'ye olan borcumuzu ödemiştik, ihracatımız 186 milyar dolarlara çıkmıştı, 3 tane büyük proje açıklamıştık. Adamlar 'Mesele ağaç değil?' derken aslında doğru söylüyorlardı. Mesele ağaç değildi, mesele Türkiye'nin ekonomik olarak faize bağımlı, dolarizasyona bağımlı, kura bağımlı, hasılı ekonomik olarak dışa bağımlı bir modelden çıkma arifesine gelmişti Türkiye. Ama ne oldu? 12 bin dolarlara çıkmıştı kişi başına düşen gelirimiz. 2013’ten başlayarak yeniden gezi, 17-25 Aralık, çukur olayları, 15 Temmuz. Sanki Türkiye'nin başına hiçbir şey gelmemiş, Türkiye 2013'ten bugüne kadar kendi ekosisteminde hiçbir sorunla karşılaşmamış, Irak'ta iç savaş yaşanmamış, Suriye'de iç savaş yaşanmamış, birileri mavi vatana göz dikmemiş, birileri Türkiye'de darbe yapıp bizatihi darbe yapıp devleti ele geçirmeye kalkışmamış, 4 tane terör örgütüyle Türkiye mücadele etmemiş, her şey güllük gülistanlıkmış, bu esnada da Türkiye bunları yerine getirmemiş gibi bir diskur oluşturuyorlar."

'TÜRKİYE'NİN ŞU ANDA EKONOMİK DARALMADAN KAYNAKLANAN SORUNLARI VAR AMA BU SORUNLARI YİNE BİZ ÇÖZECEĞİZ' 

AK Parti'nin 2013'ten sonra da büyük sorunlar çözdüğünü savunan Ünal, 2013'te Türkiye'nin toprak bütünlüğüne, sınır güvenliğine dair bütün tartışmaları Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatlarıyla gömdüğünü, terörü kaynağında karşılayıp kuruttuklarını, oluşturulmak istenen terör koridorunu parçaladıklarını söyledi. Türkiye'nin dünyada Kovid sürecini en iyi yöneten ülkelerden biri olduğunu belirten Ünal, "Yahu bize ne oluyor ki 70 yıllık sorunları çözen, Türkiye'nin en zor günlerinde dimdik ayakta duran, bunca saldırıyı göğüsleyen, 4 tane terör örgütünü bertaraf eden bir ülke ve bu ülke ihracatını görüyorsunuz, büyüme oranlarını görüyorsunuz, üretim yeteneğini, kapasitesini, potansiyelini görüyorsunuz. Şimdi bu ülkeyi birileri bu ülkenin potansiyelini, kapasitesini, sorun çözme potansiyelini, kapasitesini sadece kur üzerinden değerlendiriyor. Evet, Türkiye'nin şu anda diğer bütün dünyada olduğu gibi ekonomik daralmadan kaynaklanan, dolarizasyondan kaynaklanan, kur dalgalanmalarına kaynaklanan sorunları var ama ne diyorum, bu sorunları kim çözecek, bu sorunlar bugünün sorunları ve bu sorunları yine biz çözeceğiz. Türkiye şu anda önemli bir yol ayrımında ve Türkiye ekonomik bağımsızlığını, ekonomide dışa bağımlı bir terminal ekonomi modeli dediğimiz modelden üretime, ihracata dayalı bir modeli hayata geçirecektir ve bunun için tam zamanı" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN EKONOMİK BAĞIMSIZLIK SAVAŞININ KAHRAMANLARI, SAVAŞÇILARI İŞADAMLARIDIR'

Yakın zamanda Türkiye'nin lojistik avantajı en güçlü ülke olarak tespit edildiğini, savunma sanayisinde oyun değiştirici olarak görüldüğünü, Türkiye'nin kaçınılmaz olarak bir üretim üssüne dönüşeceğini ve sağlık endüstrileri ile biyoteknoloji alanlarında önümüzdeki 5 yıl, savunma sanayide göstermiş olduğu başarıya benzer bir başarı göstereceğini ifade eden Ünal, şöyle devam etti:

"Türkiye aynı şekilde TOGG ile beraber yeni otomotiv sektörünün bütün dinamiklerini değiştiriyor şu anda. Türkiye'nin avantajı ne? Türkiye'nin en büyük avantajı şu anda düşünün Türkiye sistemini yeni kuruyor ve Türkiye sistemini kurarken neyi kullanıyor? En son teknolojik imkanları kullanarak kendi altyapı kurulumunu gerçekleştiriyor. Bugün Almanya sadece bilişim altyapısını değiştirmek istese inanılmaz bir bütçe önüne çıkıyor, çünkü bilişim altyapısını 80'lerde 90'larda kurmuş. Şu anda değiştirmek istese çok ciddi bir sorunla karşı karşıya. Ama Türkiye geçtiğimiz 10 yılda sağlık altyapısını, eğitim altyapısını, ulaşım altyapısını, bütün altyapılarını Türkiye hazırladı. Düşünün Kovid salgını olduğunda Türkiye uzaktan eğitim EBA sistemine 3 günde geçti. Almanya tam 4 ay geçemedi biliyor musunuz uzaktan eğitim sistemine. Türkiye artık eski Türkiye değil ve her birinizi kıymetli kılan da bu mücadele kahramanları sizlersiniz. Yani Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık savaşının kahramanları, savaşçıları sizlersiniz. Biz toprak bütünlüğümüzü, sınır güvenliğimizi korumak için Mehmetçik ile savaşıyoruz ama ekonomik bağımsızlık savaşının kahramanları iş adamlarıdır, girişimcilerimizdir, sanayicilerimizdir, onların ufkudur, onların vizyonudur, onların cesaretidir, onların risk alma kabiliyetidir ve bu anlamda Kahramanmaraş'a yine çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Biliyorsunuz Kahramanmaraş, Türkiye Büyük Millet Meclisi daha kurulmadan kendi bağımsızlığını kazanmış bir şehirdir. O yüzden öncü bir şehirdir Kahramanmaraş. Şimdi ekonomik bağımsızlık savaşında da Kahramanmaraş'a çok büyük bir sorumluluk düşüyor." (DHA)

Ekonomi