AKP'nin HDP ve İYİ Parti hamleleri ne anlama geliyor?

AKP'nin HDP ve İYİ Parti hamleleri ne anlama geliyor?
Anayasa değişikliği için HDP'nin kapısını çalan, ardından İYİ Parti'ye "altılı masadan ayrıl" çağrısı yapan AKP'nin muhalefet partilerinin seçmenlerine yönelik atacağı adımlar karşılık bulur mu?

11-002.jpg

Gülsen Solaker

Anayasa değişikliği görüşmeleri için uzun yılların ardından HDP’nin kapısını çalarak ortak fotoğraf veren, bunun ardından İYİ Parti’ye "dönüşmesi" ve altılı masadan kopması çağrısı yapan iktidarın seçime doğru partilerin üst yönetimlerine gibi görünen ancak tabanlarını ve seçmenlerini kazanmayı hedefleyen bu girişimlerinin sürmesi bekleniyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki AKP heyeti başörtüsü konusunda hazırlanmakta olan anayasa değişikliği paketi için MHP, CHP, İYİ Parti gruplarının yanı sıra HDP’yi de ziyaret etmişti.

Uzun yıllardır dini bayramlarda bile HDP ile bayramlaşmamaya ve ortak fotoğraf vermemeye dikkat eden iktidarın bu hamlesinin ardından eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş rahatsız olan babasını görmeye götürülmüş ve tüm bu adımlar iktidarın Kürtlerle yeni bir çözüm sürecine mi başlayacağı sorularına yol açmıştı.

DW Türkçe'nin iktidar kulislerinden edindiği bilgilere göre daha önceki çözüm sürecine benzer bir açılım şu an için söz konusu değil ancak iktidar Kürt seçmenleri kazanmak için HDP tabanına sıcak gelen mesajlarını, yani bir AKP’li yetkilinin deyişiyle "gül dağıtmayı" sürdürecek. Ancak diğer taraftan HDP’ye ilişkin bakışın anayasa ziyaretine rağmen değişmediği ve Demirtaş'ın babasına götürülmesinin "insani bir konu" olduğu belirtiliyor.

Hedefte Kürt seçmenler mi var?

İktidar kanadına göre "dünyada ve Türkiye'de milliyetçiliğin ve milliyetçi söylemin bu kadar hakim olduğu bir dönemde HDP ile kim açıktan ilişki kurarsa durumu zorlaşır" ancak bu düşünce Kürt seçmenler ve HDP tabanı için geçerli değil ve son adımlarla onlara hitap edilmeye çalışılıyor.

Bu arada Halk TV’ye konuşan Demirtaş kendisinin babasını görmeye götürülmesi gibi adımları "AKP’nin Kürt oyları olmadan seçimde başarılı olamayacağını herkes biliyor, bu nedenle bazı hamleler yapması normal" sözleriyle değerlendirdi.

Kürt seçmenlerin oy davranışları ile ilgili yıllardır saha çalışmaları yapan araştırmacı Reha Ruhavioğlu, iktidarın stratejisinin bu olabileceğini ancak HDP tabanının böyle birkaç jestten etkilenecek bir taban olmadığını belirtiyor. "Arada bu kadar çok şey yaşanmış ve AKP onlar için eskiden ikinci parti iken şu anda oy vereceği son parti haline gelmişken böyle birkaç jestle herhangi bir şey değişmez" diyen Ruhavioğlu'na göre AKP'nin bu son adımları hâlâ partide kalmaya çalışan Kürtler için daha anlamlı olabilir.

Ruhavioğlu: AKP tabanının HDP'ye bakışı değişmez

Rehavioğlu, her ne kadar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "manevra alanı geniş bir siyasetçi" olarak bilinse de AKP tabanının bu kadar milliyetçi yapıldığı bir dönemde HDP'ye bakışının değişmesinin mümkün olmadığı görüşünde:

"Zaten hemen 'HDP'yle yan yana yürümek münafıklıktır' gibi bir söyleme dönmesi bize değişiklik olmadığını gösteriyor. Fakat ne var? Erdoğan'ın İYİ Parti ile HDP arasında mayın döşemeye çalışması ve altılı masayı sürekli bir milli ve yerli turnusol üzerinden imtihana çekme çabası var."

MAK Araştırma’dan Mehmet Ali Kulat’a göre ise AKP bundan önce Kürt seçmen üstünde etkili olan tarafın İmralı'daki Abdullah Öcalan olduğunu düşünerek yanlış bir okuma yaptı ve şimdi de hatasını anlamış durumda. Kulat şöyle konuşuyor:

"AK Parti şimdiye kadar HDP seçmeni üstünde etkili olan ismin Öcalan olduğu gibi yanlış bir okuma yaptı. Bunu fark ederek şimdi Demirtaş’la temas kurarak, bir kapı açmaya çalıştı. Eğer şu ana kadar bu kapı aralanmış olsaydı bence oradan devam ederlerdi ve İYİ Parti'ye bu teklif gelmezdi. Ama baktılar ki orada tamamen kapalı bir kapı var, daha ileriye gitmeden eski duruma dönüş yaptılar."

İYİ Parti'ye yönelik son girişim

AKP’nin HDP tabanına sıcak geleceğini düşündüğü bu son eylemlerinin hemen ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İYİ Parti’ye yaptığı "dönüşüm ve altılı masayı terk et" çağrısı da tartışılmaya devam ediliyor.

Erdoğan Endonezya dönüşü uçakta yaptığı açıklamada İYİ Parti’yi kastederek, "Onlar niye bunlarla aynı masaya düşüyor veyahut aynı konuma geliyor? Bu tabii düşündürücüdür. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir" demişti.

DW Türkçe'nin AKP kulislerinden aldığı bilgiler partinin Millet İttifakı’ndan kopacağını iktidarın kendisinin de zaten beklemediği yönünde. İYİ Parti’nin altılı masadan kalkmasının "o masanın dağılması" anlamına geleceğini belirten iktidar kanadından bir isim "Olsa tabii ki çok iyi olur ama olmaz, bunu biz de biliyoruz" yorumu yapıyor.

Bu arada İYİ Parti’nin ihtimal verilmese de altılı masadan koparak Cumhur İttifakı’na katılımına ilk başta MHP’nin itiraz edeceğine de dikkat çekiliyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Erdoğan’ın çağrısına dün "Biz Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının yerlilik ve millilik üzerinden yaptığı tanıma ihtiyaç duyan bir parti değiliz. Çizgisinde hiç kırıklık olmayan; dün neyi savunduysa, bugün de aynı şeyi kararlılıkla savunan, aynı fikri savunan bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla milletimizin geleceğinin heba edildiği, ortaya sürüldüğü bir kumar masasında hiç olmadık. Bundan sonra da olmayız" yanıtını vermişti.

İktidarın stratejisine göre gerek HDP gerekse İYİ Parti ile ilgili bu son girişimlerle elde edilmeye çalışılan aslında parti yönetimlerini değil seçmenlerini kazanmaya çalışmak.

Ruhavioğlu, İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı'na katılmasının mümkün olmadığını AKP’nin kendisinin de bildiğini söyleyerek, İYİ Parti seçmeninin Erdoğan'a öfkesi en keskin gruplardan biri olduğuna dair araştırmalar bulunduğunu hatırlatıyor. Ruhavioğlu, "Buradaki amaç zaten İYİ’nin Cumhur’a katılımı değil. Mümkünse altılı masadan kaldırmak, bağımsız bir aktöre ya da üçüncü bir ittifakın aktörüne dönüştürmek" diyor.

İktidarın seçim taktikleri tutar mı?

Peki iktidarın birbiriyle çelişir gibi görünen adımlar içeren bu stratejisi tutar mı? Ya da bir stratejisi var mı?

Ruhavioğlu, iktidarın çok komplike bir planı olduğunu düşünmediğini ve bir çaresizlik içinde olduğunu belirterek, "Bu çaresizlikle birlikte bir yandan HDP'yle ilgili bir tartışma, bir yandan İYİ Parti'yle ilgili bir tartışma, bir yandan altılı masanın meşruiyetini yıpratma. Bütün tuşlara birden bastığını düşünüyorum" yorumu yapıyor.

Kulat ise "Sayın Erdoğan kamuoyu araştırmalarında 'AK Parti'nin oyu şöyle artıyor, böyle artıyor' denmesine rağmen ciddi bir oy artışı olmadığını, küçük artışların ise mevsimsel olduğunu biliyor" diyerek, bu nedenle yüzde 40 civarındaki Cumhur İttifakı'na karşılık yüzde 45 civarındaki Millet İttifakı'nı yıpratmaya çalıştığını belirtiyor.

Kaynak:

Politika