Akşam Köşesi 15 Şubat 2021 | "Kanunlar 'doğal olarak' İslam’a uygun olmalıdır"

Akşam Köşesi 15 Şubat 2021 | "Kanunlar 'doğal olarak' İslam’a uygun olmalıdır"
Kısa Dalga, gazetelerin köşe yazılarını gün boyu tarayarak gün sonunda size bir "Akşam köşesi" okuması getiriyor. Her fikirden köşe yazılarından önemli yerleri aktarmaktaki amacımız, olan biteni daha iyi anlayabilmek için çeşitli bakış açılarını sunabilmek. Köşe yazılarının tamamını okumak için başlıklarına tıklayın.

Ahmet Hakan (Hürriyet)

Aynı teraneyi tekrarlıyorlar 

13 silahsız insanımızı PKK denilen örgüt katletmiş. Bazıları yine o bitmek tükenmek bilmeyen teraneyi dillendiriyor: “Gündem ekonomiydi. Gündemi değiştiriyorlar.” Daha şehitlerin kanı kurumamış... Akıllarına sadece... “Gündem ekonomiydi, hükümet kötü durumdaydı, eyvah yine konu değişti” meselesini getiriyorlar. Bu yaklaşım sahipleri, bu kafayı değiştirmezlerse... Biraz zor iktidara gelirler.

Abdülkadir Selvi (Hürriyet)

“PKK’ya ağır bir şokun yaşatılması gerekiyor”

PKK, elinde tuttuğu 13 sivil vatandaşımızı katlederek, yeni bir vahşete imza attı. Gara operasyonunda 3’ü örgüt yöneticisi olmak üzere, 53 terörist etkisiz hale getirildi. Ancak yetmez. 13 şehidimizin bedeli çok ağır bir şekilde ödetilmeli. Cemil Bayık mı olur, Murat Karayılan mı olur yoksa Kandil’in başlarına geçirilmesi mi olur orasını bilmem, ama PKK’ya ağır bir şokun yaşatılması gerekiyor.

Kübra Par (Habertürk)

“Mehmet Boynukalın’ın girmediği tartışma yok”Ayasofya Camii baş imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkesi ve Anayasa'nın değiştirilemez maddesi laikliğin yeni yapılacak Anayasa'dan çıkarılmasını talep etmiş.“1921 ve 24 anayasalarında devletin dini İslam'dı ve laiklik yoktu. Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün” demiş.Tepkiler çığ gibi büyüdü haliyle... (…) Üstelik bu çıkışı ilk de değil... “Yılmaz Özdil’in cenaze namazı kılınmasın” diyen Ebubekir Sifil’e destek veren bu adam...Anayasa Mahkemesi’ne had bildirmeye çalışan bu adam... Prof. Dr. Ayşe Buğra’yı hedef gösteren bu adam... Boğaziçi rektörüne mesaj veren bu adam... Maşallah girmediği tartışma, yorum yapmadığı polemik yok. Siyasete bu kadar meraklıysa önce devlet memurluğundan istifa edip üstündeki cübbeyi çıkarsın, sonra politika yapsın.

Nagehan Alçı (Habertürk)

Kabe resmini kim yaptı?

Boğaziçi’nde açılan sergideki tartışmalı Kabe resmi nedeniyle halen tutuklu olan 2 kişi var.

(…) Doğu ve Selahattin provokatif Kabe resmi nedeniyle tutuklandılar. Peki resim ile ilişkileri ne? Bu resmi kim yaptı? Öte yandan sürekli hedef gösterilen bir LGBT kimliği var. Bu çocuklar LGBT Kulübü üyesi mi?

Bu soruların cevaplarını aradım. 

Deniz Zeyrek (Sözcü)

“Yeni anayasa gündemi değiştirme çabası”

Cumhur-başkanı Tayyip Erdoğan “yeni bir anayasa yapmanın zamanı gelmiştir” dediğinde, mevcut iklimin, muhalefetin duruşunun, TBMM aritmetiğinin uygun olmadığını anımsatarak bu çıkışın ülke gündemini değiştirme çabasından öteye gitmeyeceğini yazmıştım.

Aradan iki hafta geçti ve ne yazık ki haklı çıktım.

Geçen sürede Erdoğan'ın açıklamasını destekleyecek hiçbir gelişme yaşanmadığı gibi yeni anayasaya dair tek bir ipucu ortaya çıkmadı.

Çiğdem Toker (Sözcü)

Doğu Biga Genel Müdürü Ahmet Şentürk’ün anlattıkları 

Çanakkale Kirazlı'da altın madenciliği ruhsatı sahibi Alamos Gold'un Türkiye'deki şirketinin sermaye arttırdığını Hafta Sonu Sözcü'de yazdım.

Doğu Biga Madencilik A.Ş'nin sermayesini 527.1 milyon TL'ye yükselttiğini, şirketin o madeni çıkarmak için sabırla beklediğini aktardım.

Sabırla. Çünkü maden sahasında on binlerce ağaç kesilmesine yönelik artan tepki ve direncin ardından, Enerji Bakanlığı, bir yılı aşkın zamandır şirketin  -“temdit” denilen- ruhsat süresini uzatmıyor.

Doğu Biga Genel Müdürü Ahmet Şentürk aradı.

Konuya dair bütün yazılarımı okuduğunu belirtti. Uzun süredir bilgi vermek istediklerini paylaştı. Telefon görüşmemizde sorular yönelttim. Aldığım cevap ve notları paylaşacağım. 

Murat Muratoğlu (Sözcü)

Rifat Hisarcıklıoğlu'na yol gözüktü belli ki…

Sabah'ta çalışan Dilek Güngör hanımefendi beni köşesinde bir, iki kere karalamıştı. Ciddiye almasam da “acaba grubun hedefinde bu sefer kim var” diye bakarım ara sıra…

İnanın gözlerim yaşardı. Meğer ortak düşüncelerimiz varmış. Şok oldum! Böyle zulüm olur mu gözünü seveyim… Adımı sorsan söyleyemem yemin ederim. Resmen titredim!

(…) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden (TOBB) bahsetmiş. Bildiğiniz gibi başkanı AKP'nin neferi… Sabah'ta eleştirinin hedefi… Nasıl yani?

Gerçekleri dile getirmesi güzel de… Sebebi neydi ki? Alışmamışım tabii… Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu'na yol gözüktü belli ki…

Örsan Öymen (Cumhuriyet)

İnce’nin istifası büyük talihsizlik

CHP’nin birçok kademesinde görev yapan, TBMM’de milletvekili ve grup başkanvekili olarak başarılı çalışmalara imza atan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce’nin, yeni parti kurmak için CHP’den istifa etmesi, büyük bir talihsizlik olmuştur.

İktidarda olan AKP’nin oylarının düştüğü bir ortamda, CHP’nin bölünmesi kabul edilebilir bir durum değildir. İnce, her ne kadar, “Cumhur İttifakı”nın içinde yer almayacağını söylese de ve bu nedenle “Millet İttifakı”nı bölmeyeceğini iddia etse de siyasetin organik gerçekliğinde, bu tür ayrılmaların bölünmelere neden olacağı açıktır. 

Erk Acarer (BirGün)

Cumhur İttifakı, yeni bir eşik atlıyor

Irak’taki üzücü gelişmelerin ardından, en dikkat çekici ve sert açıklamayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptı. (…) Yazdığı sıralı tweet’lerinde özet olarak şu ifadeleri kullandı: “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hiç kimse şablon ve bildik ezberlerin arkasına saklanamayacaktır… Herkes tarafını ve tercihini yapmalıdır. Ya hıyanet ya hidayet, ya melanet ya da millet…”

Anlamı açık. Cumhur İttifakı, yeni bir eşik atlıyor ve “Ya bizden olacaksınız ya da etiketlenip, düşmanlaştırılacaksınız” diyor.

Güven Gürkan Öztan (BirGün)

 Cin şişeden çıktı

Cin şişeden çıktı ve belli ki kolay kolay şişesine yeniden girmeyecek. Nitekim iktidar, yeni anayasa lafını “öylesine” telaffuz etmediğini, bu tartışmayı seçimlere kadar gündemde tutacağını geçtiğimiz hafta boyunca yaptıklarıyla kanıtlamış oldu. İktidarın merkezinde ve çeperinde yer alan güçler sanki uzun müddettir bu işareti bekliyorlarmış gibi beyanat üstüne beyanat verdiler. Kimi “1921 ruhunu” örnek gösterdi, kimi “yeniden kuruluş anayasası” vaat etti, kimi de laikliğin olmadığı bir anayasa istedi.

Erdoğan ve Bahçeli, 15 Temmuz sonrasında “kurucu irade” olma hevesine kapılmıştı. OHAL gölgesinde yürütülen süreç yalnızca yeni bir hükümet sisteminin hayata geçirilmesi değil rejimin İslamcı-faşizan bir doğrultuda dönüştürülmesi ve devlet mimarisinin yeniden yapılandırılması çabasıydı.

Timur Soykan

“Bu ülkede herkes aç kalır, din tüccarları aç kalmaz”

Yaklaşık 1 milyon gurbetçi soyuldu. Soruşturmayı yürüten Alman makamları, “Dünyada eşi, benzeri olmayan bir vurgun” açıklaması yaptı. Paralarını kaptıranlar yıllar sonra dönemin başbakanı Erdoğan’a dertlerini anlattığında yanıt hazırdı:

“Bana mı sordunuz paraları verirken…”

Ve…

AKP iktidarı paraları çalınanların değil paraları hortumlayanların yanında durdu.

Almanya’nın hakkında kırmızı bülten çıkarttığı Yimpaş Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, TBMM’de, devlet protokollerinde geziyordu. 2006 yılında AKP’li vekilin Yozgat’taki cenaze töreninde 4 bakan ile birlikte en önde saf tutmuştu.

Onlarca yıl paralarını almak için uğraşanlar davaları kazanmaya başlamıştı ki Yimpaş, Kombassan, Jet-Pa gibi şirketleri korumak için 2019’da özel yasa çıktı. Mağdurların alacakları iktidar eliyle buharlaştırıldı.

Bu ülkede herkes aç kalır, din tüccarları aç kalmaz. 

Şebnem Korur Fincancı (Evrensel)

210 ülkeden 106’sında okullar açık

UNESCO verilerine göre 14 Aralık 2020 itibarıyla toplam 210 ülkeden 106’sında okullar tamamen açık, 43’ünde ise kısmen açık, 34 ülkede ara tatilde, 27 ülkede ise kapalı ve okulları kapalı olan ülkelerden biri de ne yazık ki Türkiye. Biz genel değerlendirme ve önerilerin aksine her yerden önce okulları kapattık ve öyle görünüyor ki son açılacaklar listemizde.

(…) Oysa okulların açılması ile yaşayacaklarımız konusundaki bilgilerin tersine, okulların uzun süre kapalı kalmasının yol açtığı sonuçlar ile ilgili elimizde kanıtlı pek çok veri var. Dünya genelinde uzaktan eğitim sürecinde öğrenme kayıplarının yaşandığı, en çok soyut düşünme süreçleri tam olarak gelişmemiş olan anaokulu ve ilkokul öğrencilerinin bundan etkilendiği belirtiliyor ve raporda da vurgulandığı üzere bu yaş grubunun hastalanma ve bulaştırma oranı çok düşük. 

Hilal Kaplan (Sabah)

“Muhalefet partilerine çağrımdır: HDP ile aranıza mesafe koyun”

PKK, 13 silahsız ve savunmasız kardeşimizi katletti. Ancak buna rağmen CHP lideri de sözcüleri ve milletvekilleri de ağız birliği yapmış gibi PKK'yı anmadan, "terör örgütü" diyerek terörü kınadı. Mehmetçiğe "Sarayın askeri", polise "Saray'ın polisi", milletin seçtiği Başkan'a "sözde Cumhurbaşkanı", valiyekaymakama "militan" diyenler, iş PKK'ya gelince adını bile anamadı.

İYİ Parti ve Saadet liderleri adını koyarak "PKK" dedi. Öte yandan diğer HDP milletvekilleri genelde suskunluğa gömülürken, Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu devleti suçlayan ifadelerle PKK'nın silahsız insanlarımızı infazında bile devleti suçlayabildi. Yetmedi, PKK'nın kanalı ANF'den görüntüler paylaştı.

Muhalefet partilerine çağrımdır: HDP, PKK ile arasına mesafe koyamıyorsa; siz de artık HDP ile aranıza mesafe koyun!

İbrahim Karagül (Yeni Şafak)

“Saldırının arkasında kimler olduğu ortadadır”

PKK ve diğer terör örgütleri, Batı’nın Türkiye ile savaşının parçasıdır. Artık “terörle mücadele” kavramını bırakalım. Bölgesel ve uluslararası güç hesaplaşmalarında böyle bir kavramın karşılığı kalmadı.

Terör bir dış müdahaledir, ülkemize açık bir saldırıdır.

Bu; ülkemize yönelik açık bir saldırıdır, bir dış müdahaledir. Devletler, terör örgütleri ve içeride bazı siyasi partiler, bu saldırıda birlikte hareket etmektedir.

Saldırının arkasında kimler olduğu, terörün patronlarının kimler olduğu, onlara kimlerin içeriden siyasi destek verdiği ortadadır. İçeride teröre kimlerin arka çıktığı, cesaret verdiği, koruma altına aldığı ortadadır.

Terörün de, onları içeriden koruyanların da kimlerin talimatları ile hareket ettiği, bu talimatların arkasında yatan büyük hesap da ortadadır. Bu hesap; Osmanlı’yı yıkan ve yağmalayan hesapla aynıdır.

Ali Karahasanoğlu (Yeni Akit)

“PKK’ya şirinik yapan kim olursa olsun, hepsinden gerekli hesap sorulmalı”

Terör örgütü PKK’nın kaçırdığı 13 insanımızın hikayesi.. Maskeleri nasıl, indiriyor aşağıya..

Yüzler nasıl net görülüyor, artık.. Karşımızdaki bir terör ögrütü mü?

Bence şüphe yok ama, HDP’liler için var.. HDP ile ittifak yapan CHP’liler tereddüt ediyorlar, “Acaba PKK terör örgütü mü?” diye.. Onlara ayak uyduran İyi Parti ise, “Tabii ki PKK, terör örgütü canım. Bunda şüphe mi var” diyor.. Ama “PKK terör örgütüdür” diyemeyenlerle kol kola girmekte de beis görmüyor..

(…) Şu an konu üzerinde söz söyleyip de açıkça PKK’yı kınayamayanların, olayı anlatıp, TSK’yı suçlar tarzda konuşanların hepsinden, savcılar bunun hesabını sormalı. Eski Türkiye gitti. Yeni Türkiye’de, PKK’ya şirinik yapan kim olursa olsun, hepsinden gerekli hesap sorulmalı.

Hacı Yakışıklı (Yeni Akit)

“Türkiye halkı Müslüman olduğu için kanunlar “doğal olarak” İslam’a uygun olmalıdır”

Anayasa ve kanunlar “halk” içindir. Türkiye halkı Müslüman olduğu için kanunlar “doğal olarak” İslam’a uygun olmalıdır. Bunu salt “şeriatçılık” olarak okumamak ve Batı’nın ürettiği DAEŞ tipini ortaya sürmemek gerekir. Sadece yeni anayasa için değil tüm anayasalar için bu geçerlidir. Anayasa’nın Kur’an-ı Kerim’den ve Peygamberimizin(SAV) hayatından ilham alması toplumun huzur ve güvenini artıracağı gibi farklı yaşam tarzlarına da tahammülü yani “laikliği” güçlendirecektir. Bu süreci zorlamaya gerek yok; “halk için” yapılsın yeter! 

Cem Küçük (Türkiye)

“PKK artık bitti, HDP ise tükendi”

Ordumuz artık PKK’yı iyice tüketti. Gerçek manada sona gelindi. PKK’nın içeride pek teröristi kalmadı. Bazıları kapağı Suriye’ye attı bile.

PKK artık bitti. HDP ise tükendi. Meclis'te orada burada artık ağzını açacak durumda değil. Açarsa da hukuken gereken yapılmalı. PKK’yı eleştiremeyenlere de yazıklar olsun! Üç beş oy uğruna sesini açamayanları Allah’a havale ediyorum.

 Halime Kökçe (Star)

“Muhalefet partilerimiz HDP'yi gözden çıkaramıyor”

ABD, nasıl ki PKK'ya arkasını dönemiyor, çünkü Türkiye'nin PKK belasından azad olmasını istemiyor; muhalefet partilerimiz de Erdoğan'ı devirmek için güç birliği yapmalıyız düşüncesiyle HDP'yi gözden çıkaramıyor. Dolayısıyla PKK'yı incitecek bir harekette bulunamıyorlar.

Ne aşağılık bir ilişki...

(…) ABD, PKK'yı ordulaştırırken bizim muhalefet partilerimiz onlar vatanını savunan insanlar diyebiliyor.

PKK 13 sivili katlederken bile "Kahrolsun PKK" diyemiyor. Veyl olsun onlara!

Yakup Köse (Star)

Aynı kalemden çıkmış metni paylaşanlar…

PKK'nın rehin tuttuğu 13 vatandaşımızı şehid etmesinin ülkemizde oluşturduğu infiale binaen, PKK'nın siyasi kolu HDP ile ortaklık yapan partiler taziye yayınlamak zorunda kaldılar. Aynı kalemden çıkmış metni paylaşanlar "Terör nereden gelirse gelsin", "Terör örgütü tarafından..." diye başlayan ifadeler kullandılar ama terör örgütünün adını söyleyemediler!

Ortada bir terör örgütü var ama adı yok; çok garip bir 'terör örgütü'!

"PKK terör örgütü" diyemiyorlar, niye?

Çünkü PKK/HDP'ye mahkûmlar!

Kör Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı onları PKK/HDP'ye mahkûm etti.

 Orhan Karataş (Türkgün)

“HDP’nin PKK’nın ta kendisi olduğu açıktır” 

Terör örgütleri bir siyasi sonuç elde etmek için vardır. PKK bölücü bir terör örgütüdür. Dağdaki katilleri yok ederken, siyasi uzantıları ile de aynı kararlılıkla mücadele etmemiz şarttır. HDP’nin PKK’nın ta kendisi olduğu açıktır, kanıtlanmıştır ve kesindir. Bu parti görünümlü terör odağına verilen her destek, onları aklamaya yönelik her açıklama, doğrudan terör örgütüne yardım ve yataklıktır. Nasıl ki, DEAŞ’ın, FETÖ’nün veya başka bir terör örgütünün siyasi uzantılarına izin verilemezse, PKK’nın siyasi ayağına da müsaade edilemez.

Yıldıray Oğur (Karar)

“İlk dört maddeyi konuşmak laiklikten vazgeçmek demek değil”

DEVA Lideri Ali Babacan, DW Türkçe’deki röportajında Nevşin Mengü’nün ard arda soruları üzerine Anayasa’nın ilk dört maddesinin uygun iklimde konuşulabileceğini ama bunun kendilerinin gündeminde olmadığını söyledi.

Babacan, “teklif dahi edilemez” deyip kestirip atmadığı, “her konunun üzerine konuşulabilir” gibi liberal ilkesel bir pozisyon almaya çalıştığı için bir anda Cumhuriyet’in temel değerlerini değiştirmeye çalışmak suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.

(…) Burada temel kaygı ilk dört maddedeki laik devlet hükmü.

Ama Anayasa’yı bir kere uzaktan görmüş olanlar da bilecektir ki, Anayasa’da laikliği düzenleyen tek başına bir 24. madde var:

“Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.”

Yani ilk dört maddeyi konuşmak laiklikten vazgeçmek demek değil.

 Murat Ağırel (Yeniçağ)

Çorlu Tren Faciasını hatırlıyorsunuz değil mi? 

Ne dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Uzaya gidiyoruz!" Ama ne yazık ki bu iş öyle kolay değil. Mevcut koşullarda parayı basıp uzaya bir şekilde gidebilirsiniz. Fakat baştan sona Türk bilim insanlarının ortak çalışması, hesaplamaları ve yerli üretim uzay araç gereçleriyle bir uzay hamlesi yapmak ise bugün de 2023'te de imkânsız. Bunun için en az 70-80 yıl önceden hedef programlar yapmalısınız.

Öyle ki zaten bırak 70 yıl öncesinden plan yapmayı biz daha 70 yıl önce döşenmiş demiryollarını yönetemiyoruz.8 Temmuz 2018 Çorlu Tren Faciasını hatırlıyorsunuz değil mi?

Arslan Tekin (Yeniçağ)

“Anaların hissiyatına güvenmelisiniz”

13 insanımızın katledilmesi Ankara'yı çok ciddî düşündürmelidir. Bu insanlar Irak'ın kuzeyine nasıl götürüldüler? Asıl, niçin götürüldüler? Muhakkak PKK kendilerinden olmayanları, olmayanların ötesinde Ankara ile iş birliği yaptıklarını düşündüklerini toplamıştır. PKK, bu insanları nasıl tespit etmiştir, dersiniz? En kolay yolu HDP'dir. HDP'nin her bir şubesi, PKK'nın lojistik destek istasyonudur. Realitede de budur, mantiken de budur. Anaların hissiyatına güvenmelisiniz. Onlar HDP'nin önünde aylardır, oğullarının, kızlarının yollarını gözlüyorlar. Hissetmeseler, görmeseler, bilmeseler, HDP'den evlatlarını isterler mi? 

Abdülkadir Özkan (Milli Gazete)

“ABD’den açıklama gelmemiş olması terör örgütü ile birlikteliğini göstermeye yetecektir”

Sınırlarımız ötesinde terör örgütlerinin kökünü kazımak için çalışırken terör örgütleri ABD’den aldıkları cesaret ve destek ile sivillere yönelik katliamlarını sürdürüyor. Son olarak Gara bölgesinde kaçırdıkları 13 sivili katlettikleri haberleri geldi. Buna karşılık ABD’den hiçbir açıklamanın gelmemiş olması sanıyorum ABD’nin terör örgütü ile birlikteliğini göstermeye yetecektir. Kaldı ki, ABD’nin bölgemizdeki terör örgütlerine desteğini çekmesi bu örgütlerin kökünün kısa zamanda Türkiye tarafından kazınmasına yetecektir. Ancak, bir yandan Türkiye’ye karşı dost ve müttefiklik hikâyeleri uyduruyorlar, öbür yandan da terör örgütlerine desteklerini gizlemeye bile gerek duymuyorlar. Teröristlerle bir takım ABD’li yetkililere birlikte poz vermekten çekinmiyorlar.

Gündem