Akşener, önce mermi kovanı gösterdi, sonra yere attı: Bu kurşun mu 'Dur' diyecek?

Akşener, önce mermi kovanı gösterdi, sonra yere attı: Bu kurşun mu 'Dur' diyecek?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugünkü toplantısında kürsüden mermi kovanlarını göstererek "Bu kurşun mu 'Dur' diyecek?" diye sordu, sonra da kovanları yere attı. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da sert sözlerle yüklendi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün Meclis'te grup toplantısı düzenledi.

Akşener, konuşmasından önce eski tarım ve maliye bakanı, eski ANAP ve CHP milletvekili 71 yaşındaki Lütfullah Kayalar'a parti rozeti taktı.

İYİ Parti lideri konuşmasında Erdoğan'a ağır sözlerle yüklendi.

Akşener, "Mafyaları, simsarları, uyuşturucu kaçakçıları kollayan sorumsuz, korkak bir iktidar, son kullanma tarihi geçmiş bir iktidar. Neydin ne oldun Recep bey" dedi.

İYİ Parti lideri, gençlerin 'Kim Jong’un izinden gidenlerle Atatürk’ün izinden gidenler arasında bir tercih yapacağını' ifade etti.

Akşener, kürsüden boş kovanları da göstererek kendilerini durduramayacaklarını ifade etti.

İYİ Parti lideri, konuşmasının devamında kürsüdeki bir kutudan aldığı kovanları alarak yere fırlattı.

'Failleri bulmaktan aciz bir iktidar'

Akşener'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

* Kadim kültürümüzle harmanlanan, cennet vatanımızda hakkımız olan tüm değerlerden, fırsatlardan mahrum bırakıldığımız ucube bir dönemin sonuna geliyoruz.

* Adaletten mahrumuz çünkü adaleti gölgeleyen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Zalime boyun eğen Başkent’in göbeğindeki alçak saldırının faillerini bulmaktan aciz bir iktidar.

* Samimiyetten mahrumuz çünkü kalbini karartmış bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. uzun zamandır ciddiyetten mahrumuz çünkü görev bilincini kaybetmiş bir iktidar tarafından yönetiliyoruz.

'Neydin ne oldun Recep bey'

* Mafyaları, simsarları, uyuşturucu kaçakçıları kollayan sorumsuz, korkak bir iktidar, son kullanma tarihi geçmiş bir iktidar. Neydin ne oldun Recep Bey.

'Mafyaların kuklası oldun'

* "Cesaretin sembolüyüm" diye geldin, 'esaretin sembolü' oldun. "Milletin adamıyım" dedin, 'mafyaların kuklası' oldun. Nereden nereye değil mi Recep Bey... Görüyorum ki sen de Ayşe Ateş’e verilen sözü tutacak yüz yok. Katillerden hesap soracak cesaret ise hiç yok.

* Ne olursa olsun Sinan Ateş’in kanını yerde bırakmayacağız. Katiller, azmettirenler, üstünü örtmeye çalışanlar cezasını çekecek. İsterlerse dünyanın öbür ucuna kaçsınlar o alçakları bulacağız.

'Bizi Cudi’ye, Gabar’a gömecekmiş'

* Bizi, Cudi’ye, Gabar’a gömecekmiş. Orası senin için vatan olmayabilir ama bizim için Rize ne kadar vatan toprağıysa Cudi de, o kadar vatan toprağıdır.

* Ateş edilen yerden, bina girişinin vurulma ihtimali imkansız Utanmasan, "Mermiye saldırdı" diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden, özür dileyeceğim, öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan, çok beklersin.

Kovanları kürsünden gösterdi

* İYİ Parti’nin cesur neferleri Rabbime şükürler olsun. Ne mutlu bize ki; bugün, Kürşad’ın gür sesiyle, Tanrı Dağı’ndan iniyoruz. Türk Milleti’ni hapseden o seddi, yıkmaya geliyoruz. Zulüm seddini, yalan seddini, küfür seddini, parçalamaya geliyoruz. Milletin ayağına vurulmuş prangayı, söküp atmaya geliyoruz. El ele, omuz omuza, tarih yazmaya geliyoruz. Soruyorum sizlere bunca engeli, aştıktan sonra şimdi bize, bu kurşun mu 'Dur' diyecek?

* Sinan Ateş durdu mu? Bunca tehdide, direndikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu korkutacak? Söyleyin! Ömer Halisdemir, korktu mu? Bunca ahlaksızlığa, göğüs gerdikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu sindirecek? Söyleyin! Özgecan’lar, Şule’ler, Ceren’ler sindi mi? Bunca tuzağı bozduktan sonra; şimdi bizi bu kurşun mu öldürecek?

* Söyleyin! Gaffar Okkan’lar, Uğur Mumcu’lar, öldü mü? Bunca hainliğin, üstesinden geldikten sonra; Şimdi bizi, millî misakımızdan, bu kurşun mu vazgeçirecek? Söyleyin! Eren Bülbüller, Yasin Börü’ler, Aybüke Öğretmen’ler, vazgeçti mi? Bunca nifakı, bunca fitneyi, hakikatin ışığıyla yendikten sonra; şimdi bizi bu kurşuna adres verenler mi ayıracak?

* Söyleyin! Hilalle yıldız hiç ayrıldı mı? O zaman; bugün, burada, sizlerden bir söz istiyorum! Bu sözü; törenize, atanıza uyarak verin! Bu sözü; imanınıza, vicdanınıza sorarak verin! Bu sözü; Aklınızı ve kalbinizi duyarak verin! Kıvılcımdan ateş olacaksınız! Söz mü? Tüm tehditlere, tüm iftiralara direneceksiniz! Söz mü?

'ENAG susturulacak'

* Seçimlere 39 gün kala BTK yeni bir sosyal medya düzenlemesini yürürlüğe koydu. Artık sosyal medya platformları kişisel bilgileri adli makamlara iletmekle yükümlü olacak.

* Herhangi bir yargı kararı olmadan iletecek. Yani İçişleri Bakanlığı yetkilisi ‘Bana bilgileri verin’ dediğinde o bilgiler iletilecek. Suçu ispatlanmayan kişilerin tüm şahsi bilgileri talep edilebilecek.

* Gerçek enflasyon verilerini inceleyen En-AG yanıltıcı bilgi sunmaktan susturulacak. EN-AG Verilerini paylaşanlar da susturulacak. Kızılay’ın çadır satışını ortaya çıkaranlar da susturulacak. Depremde arama-kurtarma ekibi gelmedi diyenler susturulacak.

* Türk demokrasisinin önüne ördükleri duvara bir tuğla daha konulacak. İşte size Recep Bey ve arkadaşlarının Türkiye’ye layık gördüğü yüksek demokrasi standardı.

* Aynı zaman sosyal medya platformlarının tüm kişisel verileri Türkiye’de tutmasını zorunlu kılıyor. Recep Bey internete sınır çizmeye kalkıyor. Biz verilerin ülkemizde tutulmasına itiraz etmiyoruz, bunun zorla, yasakla yapılmasına itiraz ediyoruz.

'Sansürde demokrasi öncüsü'

* Her konuda olduğu gibi bu konuda da beceriksizliklerini kabullenmek yerine yasaklar koyarak esas meseleyi görmezden gelmeyi seçtiler. Türkiye internete sansür getiren demokrasi öncüsü ülkeler arasında yer aldı.

*Bu düzneleme Twitter’dan bir A Haber oluşturma gayretidir. Facebook’ta bitmeyen penguen belgeseli izletme çabasıdır. Onca kanala rağmen milletimizi yalanlarına inandıramadılar.

* Bu hükümetin depremdeki acizliğini sosyal medya ortaya çıkardı. Saray medyası sahte başarı hikayesi yazarken, Kızılay’ın çadır sattığı haberi sosyal medyadan yayıldı. Rezilliklerini meydana döken her şeye düşmanlar. Sosyal medyaya, gençlere, teknoloji araçlarına düşmanlar.

* Gençler, çok kritik bir seçim yapacaksınız. Kim Jong’un izinden gidenlerle Atatürk’ün izinden gidenler arasında bir tercih yapacaksınız. Ben size inanıyorum, güç sizde. Gelecek sizin ellerinizde.

*14 Mayıs’ta sandığa gideceksiniz ve kaderinizin dizginlerini ellerinize alacaksınız, sandığa gideceksiniz ve Atamızdan aldığımız emanetin hakkını vereceksiniz. Yepyeni bir tarih yazacaksınız.

'Meydanda verdiğin sözü göreve gelince unuttun'

*Gider ayak artık bu iktidarın bize verecek bir şeyi kalmadı. Bozuk plak misali kendilerini tekrara başladılar. "Yeni bir dönemi başlatıyoruz" dedi. Sen daha dün "şahlanıyoruz" diyordun 2018’de 2020’de şahlanıyoruz demiyor muydun? 2022’de yine bir şahlanasın gelmişti...

* Hani önündeki tek engel parlamenter sistemdi… Hani nutuklar atıyordun, ne oldu ne değişti? Sana her istediğini veren bu millet, senin şahlanamayışlarının ceremesini çekmeye mecbur mu?

* Türkiye senin bu beceriksizliğine daha fazla tahammül etmeye mecbur mu? Meydanda verdiğin sözü göreve gelince unuttun.

* Çok değil geçtiğimiz sene cari fazla vereceğiz diyordun. Ne oldu rekor cari açık verdik. Sen hala aynı şeyleri söylüyorsun. Zahmet edip de seçim söylemini bile değiştirmiyorsun. (Kısa Dalga)

Politika