Akşener: Biz o masadan kalkmayacağız

Akşener: Biz o masadan kalkmayacağız
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı canlı yayında "Biz o masadan kalkmayacağız. Sayın Erdoğan'ın davetine 20 yıldır davet ediliyorum. 2001 yılında sayın Erdoğan beni davet etti. Bir yol gitmeye kalkıştık, baktım ki benim prensiplerimle uyuşmuyor, ayrıldık" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Çok uzun zamandır ayrı ayrı çalışıyoruz. Bütün anket şirketlerine saygım sonsuz. Çeşitli yöntemler kullandıkları için farklı farklı sonuçlar çıkıyor. Dolayısıyla olumlu, olumsuz beyanda bulunmam doğru değil. 6 şirkete grup üyesiyiz. Onlarla özel çalışma yapmıyoruz. Oradan gelen veriler ve sorular üzerinden kendimizi de değerlendiriyoruz. Bizim bir de butik bir şirketle il çalışmamız var. Mesela 45 il yaptığımızda aşağı yukarı 35-40 bin civarında denekle yapıyoruz. Her ilçenin sonu ve il sonuçları hesaplanarak. İlçe, il bazında, demografik anlamda, hangi zilin çalışması gerektiğini anladığımız çalışma biçimi. Türkiye geneli sonucu çok ilginç. Batı ve İç Anadolu'da hakikaten bizi mutlu edecek ilerleme var. Ben oraya Selçuklu coğrafyası diyorum. En zor yer Selçuklu coğrafyasıdır. Gittikçe burada ipin ucu kaçtığı zamanda, isnadlarda, iftiralar çok fazlaya gittiği zaman tersine dönüyor. Eleştiride sorun yok; iftiradan bahsediyorum. Olmadığım şey kalmadı benim. En basitinden dış güçlere kadar giden iftira, ağır şeyler. Orada ipin ucu kaçtığı zaman size doğru dönüyor, seçmen kendi geliyor. Batı illerinde çok yüksek. Örneğin İstanbul'da 8.1 alarak 8 milletvekili çıkarmıştık. Şu anda 6-5-6 şeklinde görünüyor. Yüzde 14.5 ile. Şu anda İzmir'de CHP'nin sabit seçmeni duruyor. AK Parti 10 puan düşmüş durumda. Biz şu anda ikinci partiyiz. Bursa, Balıkesir, Aydın benzer durum. Mersin'de 4 milletvekili çıkacak. Adana, Antalya, Muğla gibi. Konya zor yerlerden birisi. Kayseri, Erzurum, Sivas, Malatya, Elazığ'da çok rahat milletvekili çıkaracağız. Maraş'ta ciddi manada oyumuz yükselmiş durumda. Bu oylar AK Parti ağırlıklı olarak bize geliyork. 7.3 civarında MHP'den bize geldi. AK Parti'den 7'nin üzerinde oy MHP'ye gitmişti.

"HDP'den CHP'ye oy geçer"

CHP seçmeni şehirli, sorgulayıcı, seküler, orta sınıf seçmen. Çok sorgulayıp, takip eden seçmen. Kendi partisini aşırı eleştiren seçmen. Sabit ve sadık bir seçmen. Bu iktidarın mutlaka gitmesini isteyen bir seçmen. Her yeni kurulan partiyi çok alkışlayan bir seçmen. Çok iddialı bir şey söyleyeyim size; bir akademisyen, bilim insanı olarak konuşuyorum, siyasetçi olarak söylüyorum. Hep denir ki, 'CHP seçmeni HDP baraj altı kalmasın diye HDP'ye oy veriyor'. 'Yeni kurulan partiye verebilirim' diyor. Ama iş sandığa gidildiği zaman kendi partisine oy veriyor. İddia ediyorum; HDP'den CHP'ye oy geçer. Çünkü HDP'nin seçmeni SHP'nin seküler seçmeni. HDP'de geçmişte SHP'nin seçmeni olanlar var. ANAP ve DYP'nin muhafazakar seçmeni ister Türk ister Kürt AK Parti'de yer alıyordu. CHP'den batı illerinde, Akdeniz'de, Trakya'da ise ANAP ve DYP'nin seküler seçmeni CHP'ye gitti. Bu anlattıklarım tamamen bilimsel.

"Biz o masadan kalkmayacağız"

Biz o masadan kalkmayacağız. Sayın Erdoğan'ın davetine 20 yıldır davet ediliyorum. 2001 yılında sayın Erdoğan beni davet etti. Bir yol gitmeye kalkıştık, baktım ki benim prensiplerimle uyuşmuyor, ayrıldık. Sonra yine davet edildik, hayır dedim. Partimizi kurduk, 2017'den beri zaman zaman davet ediliyoruz. Sayın Erdoğan'ın nice icabet etmiyorum? Bir sayın Erdoğan yandaş zengin ediyor, ben milletin zengin olmasını istiyorum, sayın Erdoğan tek adam sistemini istiyor ben halkın kamil olmasını istiyor. Sayın Erdoğan istibdattan yana ben hürriyetten yanayım. Ben sizlerin her kelimeyi düşünerek konuşmanızı istemiyorum. Ben demokrasinin varolduğunu, bizim gibilerin eleştirilebildiği, oradan kendini düzelttiği bir Türkiye istiyorum. Enes, Ecrin, Furkan'ların 3 yaşında, 4 yaşında kemiklerinin sayıldığı, kapağı kırık buzdolaplarının içinde hoşaf ya da mercimek çorbasından başkasının olmadığı evlerin olmadığı, tuhaf arabalı, tuhaf ayakkabılı o gençlerin olmasını istemiyorum. Ben devlette okuyan öğrencilerin, 15 .1 milyon öğrencinin yemeklerinin devlet tarafından ücretsiz verilmesini istiyorum.

Belediyenin tablet dağıttığını ama yandaşların çocuklarına verildiğini söyleyen Oktay'lar gördüm. Ağrı'dan, Aydın'dan, Van'dan bahsediyorum. Bütün evlere internetin bedavadan verilmesi gerektiğine inananlardanım. Birilerinin uçtuğu, semirdiği birilerinin açlıktan nefesinin koktuğuna inanıyorum. Benim tabirimle kumar masası gibi düşünürsek, sayın Erdoğan şuraya sürüyor. Sayın Erdoğan beni kumar masasına davet ediyor demiyor. Ben Cumhur İttifakı'nın oluşturduğu birlikteliği bir anlayış olarak kumar masası diyorum. Bunun yanlış olduğunu söylüyorum.

Sayın Erdoğan'ın bana özel birini gönderdiğini söylemiyorum. Olsa söylerim. Böyle bir durum yok. Ama diyelim ki x kişi 'arkadaş bunların ikisi yanyana gelsin Türkiye'ye ferahlık gelecek' diye vazife edinen insanlar var. Bir Cumhurbaşkanının bir siyasi parti genel başkanıyla kamuoyuna açık, şeffaf biçimde görüşmeyi talep etmesinin sakıncası yok. Sadeci bizim değil bütün partiler liderleri açısından. Sayın Erdoğan'ı çok eleştiriyorum ama netice itibariyle bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır. Keşke bizlerin de Cumhurbaşkanı olabilse. Ama Cumhurbaşkanı makamının saygı değer olduğunu düşünenlerdenim. O gün Başkanlık Divanı yapmıştık. İki binamız vardı. O binada odası olan arkadaşlarla yaptık. Yoksa Başkanlık Divanı ile çektirirdik.

"Engin Altay'ın da konuşmasını yanlış buldum"

Bizim partimizin hiçbir üyesi bir televizyona çıkarken beni arayıp, bırakın izin almayı, söyleyeceğiniz bir şey var mı sormaz. Her birimiz başka alanlardan geldik. Bulunduğumuz siyasi partilerde nereye kafana göre çıkacaksın, sizin yaptığınız televizyona çıkma teklifini dahi sormak mecburiyetindeydik. Bu travmatik nedenlerden dolayı bizim partimizin özelliği, insanların partinin genel çerçevesinin dışına çıkmadan kendi fikirlerini söyleyebilme özgürlüğü. Yavuz Bey kendi fikrini söylemekte özgürdür. Bugüne kadar onu hep yaptı. Sadece Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili değil. Her konuda, beni de eleştirir televizyonda sayın Ağırailoğlu. Kendi fikridir, bu fikirler İYİ Parti'nin görüşleri olarak serdedilemez.

Engin Altay'ın da konuşmasını yanlış buldum. Yavuz Bey'i tanıyorum. Keşke yapmasaydı diyorum. Paylaşmıyorum. Bu kadar önceden bunların konuşulmasını doğru bulmuyorum. O fikirlerini ben söyletmedim, o fikirlerini söylemiş olmasının benim açımdan kendi fikri olmasında bir sakıncası yok. CHP'de de fikir serdeden çok kişi var. Bizde de konuşulur. Ama sayın Kılıçdaroğlu'nun kulağını çekmesi istenmez. O yüzden Engin Bey'in yaptığı yanlış. Biz bir siyasi partiyiz, geçmişteki uygulamaları beğenmediğimiz için siyasi parti kurduk.

"Pazartesi seçim kararını alsınlar Salı günü adayımızı açıklayalım"

Adayların bu kadar konuşulmasını doğru bulmuyorum. Çünkü o masada adaylarla dair tek kelime yok. 6 siyasi partinin genel başkanlarının, yöneticileri, o partinin mensuplarını hepimizin Cumhurbaşkanı adayı olmasını isterler, bu normal. Sayın Kılıçdaroğlu'nun, sayın Babacan'ın, sayın Davutoğlu'nun, sayın Uysal'ın, sayın Karamollaoğlu ve benim aday olmamı isterler. Bu normal. Cumhur İttifakı sürekli olarak masayı adaylık için dürtüp duruyor. Önce güçlendirilmiş parlamenter sistemini çalıştık. Bunu kamuoyuyla paylaştık. Geri bildirimlerle yeniden düzenliyoruz. Sonra dönüldü, bunun anayasaya uygulanmış haline çalışıldı. Bir şey daha çalışılıyor. Biz adayı gösterdiğimiz gün.

Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına sesleniyorum; Pazartesi seçim kararını alsınlar Salı günü adayımızı açıklayalım. Biz İYİ Parti olarak Macaristan seçimlerini de çalıştık. Biz öğrenen bir organizasyonuz. Bizim çalışmalarımız aday göstereceğimiz arkadaşımızın da elinde. O da imzasını atacak. Diyelim sizi aday gösterdik. Siz bizim sizden ne istediğimizi bilerek geleceksiniz. Bir sistem bozukluğu üzerinden bir araya geldik. Ortak olduğumuz noktalarda birleşebiliyoruz, farklılıklarımıza saygı duyuyoruz. Ekonomist arkadaşlarımız 9 madde ile başladı 72 konu başlığına dönüldü. Aday olacak arkadaşımızın seçim bildirisini, vaatlerini, programını, projelerini hazırlıyor. Aralık ayın sonunu bulur herhalde. Dediğim çalışmada, bizim de ve diğer partilerin ekonomi, eğitim, hukuka dair ortak görüşleri var. Herhangi partinin değil hepimizin."

Politika