Akşener'den tüm siyasi partilere: Gelin ayrı ayrı seçimlere girelim

Akşener'den tüm siyasi partilere: Gelin ayrı ayrı seçimlere girelim
Mayıs seçimlerine dair sert mesajlar veren İYİ Parti lideri Akşener, İmamoğlu ve Yavaş için “Ben bu 2 arkadaşımızın yolunu açmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Onların yolunu kapatanlara engel olamadım. Türk milletinden, sizlerden özür diliyorum” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Afyonkarahisar'da düzenlediği mitingde konuştu. Mayıs seçimlerine dair sert mesajlar veren Akşener, partisinin yerel seçim stratejisini de açıkladı. Akşener, ittifak sistemine dair sert eleştiriler getirirken tüm siyasi partilere "Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim" çağrısı yaptı.

Akşener, konuşmasında, seçimin üzerinden 90 gün geçtiğini hatırlatarak, “Bu 90 gün önemlidir. Hem muhalefet muhasebe yapar hem de iktidara kredi verilir. Biz de muhasebemizi yaptık” dedi.

Akşener, kendi muhasebelerine dair değerlendirmeden önce iktidarın ilk 90 günlük performansını değerlendirdi.

Akşener, şöyle konuştu: “AKP, seçimlerden hemen önce milletimize birçok vaatte bulunmuştu. İlk 90 güne bakıldığında bu vaatlere bırakın yaklaşmayı, her geçen gün uzaklaştıklarını görüyoruz. Biz bu vaatleri hiçbir zaman gerçekleştirme niyetinde olmadıklarını biliyorduk. Seçim biter bitmez milletimizin elinde avucunda olanı hoyratça çekip koparmalarını da beklemiyorduk.

“Yapılan son maaş zamları erimeye başladı. Asgari ücret zammı daha hesaba yatmadan açlık sınırının altında kaldı. Enflasyonla mücadele edeceğiz diye başladıkları her cümle dönüp dolaşıp 'faturayı millete keseceğiz' diye bitiyor.

“Yıllarca faiz sebep, enflasyon sonuç diye ekonomiyi bu hale getirdiler. Kaç bakan, başkan, bürokrat harcadılar, beceremediler. Milletimizi oyalamak için bahane üretip durdular oysa siyaset sadece seçim kazanmaktan ya da kaybetmekten ibaret değildir. Siyaset, kendi insanına faydalı iş yapabilmektir.

“Enflasyonun bedelini milletimize ödetiyorlar”

“AK Parti iktidarı, memleketi kendi soktuğu krizden çıkarmak için hala ceplerine el uzatıyor. Vergiler, kiralar, temel gıda ürünlerindeki fiyatlar her gün tırmanıyor, enflasyonun bedelini milletimize ödetiyorlar. Yeni ekonomi yönetimine sesleniyorum; siz, Türk milletine karşı sorumlusunuz, bunu aklınızdan çıkarmayın. Doğruları daha fazla vakit kaybetmeden yapın. Milletimizi mağdur etmeyin. Enflasyonu düşürme yöntemini seçmek sizin elinizde. Vergileri, AK Parti iktidarlarının bugüne kadar ayrıcalık tanıdığı imtiyazlı kesimler için artırmak sizin elinizde. Elinizi fakir fukaradan çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin. Kodamanlarınızın cebinden alın.”

“Mehmet Şimşek’e saygım var ama...”

İktidarın KKM’den çıkış planlarına dikkat çeken Akşener, “Sadece KKM sebebiyle milletimize ödetilen milyarlarca lira şimdi ne olacak? Nebati mi, Kavcıoğlu mu hesap verecek?” diye sordu.

Mehmet Şimşek’in ''2026'da rahatlayacağız" dediğini söyleyen Akşener, “Kendisine saygım var ama kendisi de biliyor ki bu mümkün değil. Servet transferi devam ediyor çünkü. Körfez ülkelerine taviz vererek varlıklarımızı fütursuzca satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Satacak bir şey kalmayınca ne yapacaklar? Biz yabancı yatırımcıya karşı değiliz, ülke çıkarlarının korunduğu, ilişkiler kurulduğu müddetçe elbette dışarıdan para bulunabilir. Ancak ülkemizin ihracata yönelik sektörlerimizi daha üretken yapacak, çalışanlarımızın refahını yükseltecek yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Böyle kaliteli yatırımı çekmek için de hukukta güven ve adalet tesis etmek şart. Krizden çıkmak için de rasyonel ve tam kapsamlı bir istikrar programına ihtiyacımız var” diye konuştu.

“Sığınmacı sorunu, milli kültürü tahrip eden beka meselesidir”

Akşener’in hedefinde mülteciler de vardı. “Türkiye'nin her şehri Suriyelilerle, Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu” diyen Akşener, “Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden beka meselesidir” ifadelerini kullandı.

“Bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik”

“Sadece iktidar mensuplarıyla değil, biz bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik” diyen Meral Akşener, şöyle devam etti:

“Memlekete en küçük fayda getiremeyen partili CB sisteminden kurtulmak istedik. Bu yolda fedakarlıktan kaçınmadık. Meselemiz Türkiye olduğu için nefislerimiz kör odalara hapsettik. Nefsinin esiri olanlarla uğraştık. Biz önce millet, önce memleket dedik. Ama önce şahsım, önce ben diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik ama koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. En nihayetinde maalesef olmadı, olduramadık. 2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık.

“Hainlikle, işbirlikçilikle suçlandık”

“Türk siyaseti, belli başlı yankı odalarına hapsedildi. Biz milletin çağrısını dile getirdik diye o yankı odalarda hainlikle suçlandık. İşbirlikçilikle suçlandık. İktidara yanlamakla suçlandık. Peki, tüm bunların sonunda ne oldu? Tüm bu sürecin içinden en küçük pazarlık yapmadan çıkan kim oldu? Gizli kapaklı tek işbirliğine girişmeyen, en ufak kâr sağlamayan kim oldu? Şükürler olsun ki İyi Parti oldu.

“Ben ve arkadaşlarım makam, mevki peşine düşecek olsaydık bize saraylar vaat edilirken, elektriği kesilen salonlarda hayır diye haykırmazdık. Biz pazarlık yapacak olsaydık, herkesin suspus kesildiği dönemde İyi Parti'yi kurmazdık.

“Bu sessizliği sürdürmek mümkün değil artık”

“Ben sustum, yüzde 60 ile kazanırız diyenler susmadı. Bilimsel verileri masaya koyan ben sustum, onları yırtıp atanlar susmadı. TV'lere çıkıp yüzsüz yüzsüz bize yüklemeye kalkıştılar. Yeni bir umuda tutunmak isteyen milyonlar öfkeyle doldu. Yapmamız gereken, hatalarından ders alan muhalefet olarak milletimizin önüne çıkmaktı. İyi Parti'yi ve beni günah keçisi yapmaya kalktılar. Hakikati bilenler tek kelime etmedi. Bunların hepsi midemi bulandırdı. Bu sessizliği sürdürmek mümkün değil artık.

“Seçimleri kazanmak için iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını düşündüm, asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim”

“2023 seçimlerine girerken, Sayın Erdoğan karşısında açık farkla seçimi kazanacak 2 aday çıkardık 20 yılda ilk kez. Yaptığımız tüm araştırmalarda bu 2 arkadaşımızın rahatlıkla CB seçileceğini gördük. Bunun da ötesinde 3 sene boyunca il il, ilçe ilçe yaptığımız ziyaretlerde milletimizin bize söyledikleri de bu sonucu doğruladı. Ben de milletimize bir söz verdim, 13. cumhurbaşkanı, Millet İttifakı'nın adayı olacak dedim. Kendi adaylığımdan feragat ettim. Ben seçimleri kazanmak, Türkiye'yi düze çıkarmak için iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını düşündüm. Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim. Yüce Türk milletinden ve sizlerden özür diliyorum.

“Ben bu 2 arkadaşımızın yolunu açmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Hiçbir kişisel beklentim olmadan onları destekledim. Onların yolunu kapatanlara engel olamadım. Türk milletinden, sizlerden özür diliyorum. Önleri kesilmek istendiğinde yardımlarına koştum, yanlarında durdum, her türlü hakareti, iftirayı göğüsledim. Ama onları paçalarından tutup aşağı çekenlere engel olamadım. Onlara bu ateşten gömleği giydiremediğim için herkesten özür diliyorum. Allah'ım şahittir ki, ne yaptıysam seçimleri kazanmak için yaptım. Keşke herkes bizler kadar fedakar, yürekli olabilseydi. Maalesef olamadılar.

"Onlar adına da özür dilerim. Ama tüm bu yaşananlara rağmen yine de herkesin bir şeyi çok iyi bilmesini istiyorum: Biz bundan sonra da gerektiği yerde yine ve yeniden yeter ki milletimiz kazansın diye, yeter ki Türkiye kazansın diye her türlü fedakârlığı yapacağız. Fakat bundan sonra bu fedakârlıktan yalnız ve yalnızca milletimizin faydalanacağından emin olacağız.

“Milletimiz için yapacağımız fedakârlıklardan siyasi rant devşirmeye kalkan hesapçı zihniyetlere geçit vermeyeceğiz. Çünkü bu saatten sonra ne bizim ne de aziz milletimizin heba edecek oylarımız yok. Kendisine kariyer kovalayanlar için harcayacak mesaimiz de yok.”

“İttifak yapısı buna alan tanımadı”

“Biz bu seçimi kaybettiğimizin bilincindeyiz” diyen Akşener, milletin kararının üstünde bir karar olmadığını söyledi.

Akşener, “Bizim İYİ Parti olarak kendimize yaptığımız en temel eleştiri sesinizi duymakta gösterdiğimiz başarıyı ne yazık ki o sesi duyurmakta gösterememiş olmamızdır. Biz bu başarıyı neden gösteremediğimize de çalıştık. Vardığımız sonuç da olağanüstü gayretler sarf etsek bile mevcut ittifak sisteminin yapısı gereği buna alan tanımaması oldu” dedi.

Türk siyasetinin 2018 yılından bu yana ittifak sistemlerine mahkûm olduğunu söyleyen Akşener, şöyle devam etti:

“Mahkûm oldu diyorum çünkü bu durum ne yazık ki siyaseti dört işleme indirgedi. Seçim kazanmanın yolu nasıl milletin teveccühü alınır, yerine nasıl ittifak yapılır, sorusunda aranmaya başladı. Partilerin aldığı oy oranlarını gelişigüzel alt alta toplayarak seçimin kazanılacağı düşünüldü. İşte böyle bir ortamda da bizler İYİ Parti olarak milletin sesini taleplerini ve beklentilerini dile getirdiğimiz için oyunbozanlıkla suçlandık. Söylediklerimiz duyulmadı, duyulmak istenmedi. Uyarılarımız dikkate alınmadı. İtirazlarımız sanki kazanma çabamızdan değil de ittifaka zarar verme niyetimizdenmiş gibi görüldü.

“İttifak sistemi Türk siyasetinin dinamiklerine zarar veriyor”

“İttifak Sistemi esas olarak Türk siyasetinin dinamiklerine zarar veriyor. Partilerin kendilerine ait siyaset alanlarını gittikçe daraltıyor. Bu durum da millet iradesinin hakkıyla tecelli etmesini zorlaştırıyor. Ayrıca iktidarın; sen ocusun sen bucusun, diyerek milletimizi iki kutup arasına sıkıştırma stratejisi ittifak sistemi yoluyla siyaseti de içine sürüklüyor. Kutuplaşan siyaset toplumsal ayrışmayı daha da derinleştirerek şüphesiz ki en çok iktidarın değirmenine su taşıyor. İktidar yarışında kutuplardan birine taraf olma mecburiyetinde bırakılan siyasi partiler birbiriyle aynılaştıkları sığ ve popülist bir siyasete zorlanıyor. Bunun da ötesinde; aritmetik üzerinden yapılan seçim hesapları sayesinde aniden değere binen marjinal siyasi ajandalar makul toplumsal taleplerin önüne geçiyor.

“Tüm bunların yanında ise İYİ Parti olarak bizim ittifak sisteminde gördüğümüz en önemli sorun ve en büyük millî güvenlik açığı ise ayrılıkçı yapıların sistemin içine sızma çabasıdır. Cumhuriyetimizle devletimizle ve milletimizle sorunu olan siyasi görünümlü odakların kendilerini meşrulaştırmak için ittifakları kullanmaya çalışmasıdır. İşte biz ilk günden beri buna karşıyız.

“İktidarıyla muhalefetiyle hepimizden Türk siyaseti için talep ettiğiniz yeni anlayışın merkezi olmaya İYİ Parti olarak talibiz! Sandıkta bizlere vermiş olduğunuz mesajı aldık. Dersimize de iyi çalıştık. Siyaseti içerden tüketen haklı-haksız tartışmasının yerine bir umut yolu sunacağız. Öfkeleri kırgınlıkları ve alınganlıkları millî vicdanın ve aklıselimin gücüyle aşacağız.”

Akşener, yerel seçimlere dair ise şöyle konuştu:

“Biliyorsunuz önümüzde yerel seçimler var. 2023 seçimlerini çantada keklik görenler şimdi de yerel seçimleri âdeta bir genel seçim havasında değerlendirmeye başladılar. Yine tüm gündemi sayısal oranları yarıştırarak ittifaklara çekmeye çalışıyorlar. Hâlbuki yerel seçim bir genel seçim değildir. Her yörenin belirli özellikleri vardır. Eğer ki toptancı bir anlayışla yerel seçimi bu niteliğinden uzaklaştırıp merkez-yerel bütünleşmesine götürür ya da sayısal ittifaklara yönlendirirsek bu yereli ortadan kaldırmak olur. Yereli ortadan kaldırmak ise demokrasiyi ortadan kaldırmaktır.

“İttifak kurmak elbette belirlenen adayların seçilmesine katkı sağlıyor. Ancak başarıyı ittifakın matematiksel bir yaklaşımla değil ilkesel bir yaklaşımla yapılması getiriyor. Biz 2019 yerel seçimlerinde hem toplumsal zeminde hem de adaylarda bu durumu gördüğümüz için bir teklifte bulunduk ittifak kurduk ve başarılı olduk. Önümüzdeki yerel seçimlerde ise İYİ Parti olarak elbette kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacağız.

Siyasi partilere çağrı: Ayrı ayrı seçimlere girelim

“Buradan tüm siyasi partilere de açık ve net bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini ve yerel özelliklerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Gelin hep birlikte Türk siyasetinin bugün içinde bulunduğu ve milletimizin aleyhine çalışan siyasi pragmatizm sarmalından çıkmasını sağlayalım. Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim ve milletimize hizmet için yarışalım.

“Marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan hiç kimseyle işbirliği yapmayacağız”

“Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda elbette işbirlikleri olabilir. Ancak biz İYİ Parti olarak hür ve millî siyaset anlayışımız gereği gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için bizim sırtımızda kurban kesen, şahsi hayallerini ve kariyerlerini önceleyen mevcut güç ve siyasal ilişkilerine destek arayan marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan hiç kimseyle herhangi bir işbirliği yapmayacağız.” (Kısa Dalga)

Politika