Akşener: Tarih okuyarak öğrenilir, Erdoğan bu yüzden öğrenemiyor

Akşener: Tarih okuyarak öğrenilir, Erdoğan bu yüzden öğrenemiyor
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Abdülhamid ile ilgili tepkisine yanıt verdi: "Tarih okuyarak öğrenilir. Sayın Erdoğan bu yüzden bir türlü tarihi öğrenemiyor."

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Osmanlı padişahı Abdülhamid Han ile ilgili sözlerine yanıt verdi. Akşener, "Kaybedeceğini anlayan Erdoğan'ın Tazmanya canavarı edasıyla attığı hamasi tiratlarını gülerek izliyoruz" dedi.

Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:

"Geçen hafta sporun branşlarında alınan başarılarla gururlandık. Emeği geçen tüm sporcularımızı ve kadrolarımızı kutluyorum.

Bu haftaya acı bir haber ile başladık. Pençe-Kilit'te 5 evladımızı şehir verdik. Ailelerimize başsağlığı diliyorum...Allah milletimizin güvenliği için göğsünü siper eden Mehmetçiklerimizi korusun.

'TARİHE KİŞİLER VE KAVGALAR ÜZERİNDEN BAKMIYORUZ'

Geçen hafta sonundan beri Sayın Erdoğan ve arkadaşlarını Abdülhamit Han üzerinden yaygara tufanı almış gidiyor. Hakaretlerin, nefret şovlarının biri bin para. Şanlı tarihimize sahip çıkmanın da, tarihimizden ilham alarak yol yürümenin de tarihe atıf yaparak siyaset dersi vermenin de yolu tarihi öğrenmekten geçer. Tarih, keşke Yunan galip gelseydi diyen meczupların hezeyanlarından, yalan yanlış danışman notlarından, dizi sahnelerinden öğrenilmez. Tarih okuyarak öğrenilir. Sayın Erdoğan bu yüzden bir türlü tarihi öğrenemiyor, çünkü kendisi okumayı hiç sevmiyor. Eline tutuşturulan notlardan ötesini görmüyor.

Biz tarihe onun gibi kişiler ve kavgalar üzerinden bakmıyoruz; değerler, sistemler, sonuçlar üzerinden bakıyoruz. Biz, Abdulhamit Han ile değil, o günün şartlarındaki demokrasi rüzgarıyla öğreniyoruz. Biz tarihin her döneminde milletimizin istibdata koyduğu tavırla ilgileniyoruz. Tek adamlığa giden her yolu kesen milli irade ile ilgileniyoruz. Sayın Erdoğan, istibdat dönemi ile günümüz arasındaki benzerlikleri dile getirmemden rahatsız oldu. Abdulhamit Han'ı kendisine benzetmemi hakaret olarak algıladı. Yani Sayın Erdoğan'ı Abdulhamit Han'a benzetmek rahmetliye hakaretmiş... Haklı olabilir mi acaba?

'NASIL VEFAT ETTİĞİNİ BİLE BİLMİYOR'

Sayın Erdoğan için rehber kabul ettiği, rol model aldığı ama nasıl vefat ettiğini bile bilmediği Abdulhamit Han'ı kendisine benzetmek hakaretmiş. Biz istibdata karşı koyan ruhtan değil, Erdoğan'a benzetirken Abdulhamit Han'a hakaret etmişiz. Arkadaş en azından kendisinin farkında.

'İSTİBDAT BİR OLGUDUR'

İstibdat bir olgudur, tarihsel bir hakikattir. Sayın Erdoğan için istibdatın kendisi değil, kimin maruz kaldığı, kimin uyguladığı daha önemli. Kabileci zihniyet böyledir, kendi uyguladığı istibdatı umursamaz, kendi maruz kalınca avaz avaz bağırır. Ya karşısındır ya yanındasındır. İstibdata karşıysan söz Abdulhamit Han'a gelir. 1912'deki sopalı seçimlere de, 46'daki sandık baskısına da askeri vesayete de karşı olursun 27 Mayıs darbesine de. 12 Mart'a da 12 Eylül'e de...1909'daki darbe teşebbüsüne de karşı durursun, 15 Temmuz'dakine de. Yassıada mahkemelerindeki adaletsizliğe da isyan edersin, tweet atan gençlerin Silivri'ye yollanmasına da. 28 Şubat ile de, Sayın Erdoğan'ın partili istibdat rejimi ile de mücadele edersin. Hadi Atatürk'e zaten yabancısın, bizatihi edilen hakaretleri; anasına edilen iftira ve hakaretleri ve onları sarayda ağırlayan bir iradeyi yok saydık, hiç üzerinde konuşulmadı ama en azından Namık Kemal'i, Ziya Gökalp'i bilmen gerekir. Mehmet Akif'i, Kazım Karabekir'i, Fevzi Çakmak'ı hatırlaman gerekir...

Sayın Erdoğan için tarihimizin, ecdadımızın kendi iktidarını korumaya hizmet ettiği sürece önemli olduğunu biliyoruz.

'MİLLETİN TOKATINI KİM YİYECEKMİŞ GÖRECEĞİZ'

Haddi kim bilecekmiş, milletin tokatını kim yiyecekmiş birlikte göreceğiz. Sayın Erdoğan'ı uyarıyorum; bu saatten sonra milletim beni affetsin, ortağım beni kandırdı edebiyatını kimse yemez. Yenilgiyi şimdiden sindirmeye başlasan iyi edersin muhterem, sandıkta başına gelecek hazin sonu görmemize az kaldı. Artık nafile, özgürlük, demokrasi diye diye geldin. 1909'un intikamı peşine düştün. Zenginlik, kalkınma dedin; 21. yüzyılın Duyunu Umumiye'si oldun. Sen kendini parçalasan da nutuklar atsan da bizler, bizden öncekiler gibi istibdata dur demeye devam edeceğiz, söz milletindir diyeceğiz. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet diyeceğiz.

İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO BAŞVURUSU

İsveç ve Finlandiya, Rusya'ya karşı caydırıcılık elde etmek için NATO'ya başvurdular. Türkiye'nin de onayına ihtiyaç var. Ülkemizin şimdiye kadar Batılı ülkelere gösterdiği iyi niyet defalarca suistimal edildi. Türkiye’den İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği için iyi niyet bekleyenlerin ilk önce kendi niyetlerini sorgulamaları gerekiyor.

İYİ Parti olarak bu kararın milli menfaatlerimiz gözeterek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemizin iki önemli çıkarı var.

1-Avrupa'daki PKK varlığını sonlandırmak, terör örgütünün Avrupa yapılanmasını çökertmek.

2- Çarlık rüyaları gören Putin'in saldırgan Rusya'sına karşı Avrupa güvenliğini güçlendirmek. Bunlar birbiriyle çelişen hedefler değildir.

İsveç ve Finlandiya kendilerini korumak için NATO'ya üye olmak istiyorlarsa, kendilerini kullanan PKK'ya karşı gerekli tepkiyi göstermeli ve terör örgütünü topraklarından çıkarmalıdır. Bunu Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler de yapmalı, içlerindeki Putin uzantılarından kurtulmalıdır.

'AMACIN PKK'YI AVRUPA'DAN TASFİYE ETMEKSE YANINDA DURURUZ'

PKK'nın Putin yanlısı tutumunu, Türkiye ile diğer NATO ülkeleri arasında ortak zemin oluşumu için bir fırsat olarak görüyoruz. PKK'yı Avrupa'dan atmak ve Avrupa güvenliğini güçlendirmeye katkı sunacaktır bu. Bunu etkin bir diplomasiyle başarabiliriz. Olması gereken sessiz bir diplomasi yürütmek ve ortak tehditleri vurgulamaktır.

Sayın Erdoğan tam bunun tersini yapıyor. Dış politikayı, iç politika şovuna dönüştürmeye çalışıyor. Bay Kriz'in siciline bakınca bu tür oynayışların milletimizin hayrına sonuçlanmadığını görüyoruz. Daha geçen sene MSB Bakanı BAE'nin PKK'ya verdiği destekten bahsediyordu. İçişleri Bakanı, 15 Temmuz'un arkasında BAE'nin olduğunu iddia ediyordu. Sayın Erdoğan da Mısır'a, İsrail'e Suudi Arabistan'a esiyordu, gürlüyordu. Bu efelenmelerin sonucunda ne oldu? Sayın Erdoğan'ı Körfez ülke liderleriyle para konuşurken bulduk. Söylenenleri; aile içi gürültü patırdı diyecek kadar küçüksedi. Her şey bir anda unutuldu. Cehaletine yenik düşmekle meşhur Grup Başkanvekillerini bile yanlışlıkla BAE gerçeğini açıkladığı için harcadılar.

Eğer amacın bu terör örgütünü Avrupa'dan tasfiye etmekse yolu yordamı bellidir, biz de yanında dururuz. Ama yok, eğer amacın tansiyonu yükseltip para pazarlığına oturmak ve elini yüksekten açmaksa; orada sana dur demek boynumuzun borcudur. Avrupa ile para pazarlığı yapmak için şehitlerimizin kanını peşkeş çekmene müsaade etmeyiz.

Yandaşlarını daha fazla semirtmek için; Türk devletinin itibarını, ayaklar altına almana, müsaade etmeyiz! Çapsız danışmanlarına, 12’inci maaşlarını bağlamak için; Türk Milleti’nin onurunu ezdirmene, müsaade etmeyiz! Bunu böyle bilesin.

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana'daki gençlik şöleni etkinliğinde şunları söylemişti:

"Varsın birileri Gezi olaylarını Abdülhamid Han'ın devrilişine benzeterek emperyalistlere selam dursun, biz ecdadın izinden yürümeyi sürdüreceğiz. Tabii burada 6'lı masanın etrafında buluşanlara tek tek, Abdülhamid nezdinde yapılan bu ecdat, tarih ve değer düşmanlığına katılıp katılmadıklarını sormak da hakkımızdır. Öyle ya gençlerimizin, kimin kim olduğunu, hangi müşterekler etrafında buluştuğunu bilmeye hakkı var. Siz, işte bu emperyalist ağızlılara hak ettikleri cevabı verecek gençliksiniz.

Gençler, Sultan Abdülhamid'e laf atan, dil uzatan hanımefendiye şunu sormak lazım, 33 yıl 'hasta dev' diye takdim edilen Osmanlı'yı bir karış toprak kaybetmeden yöneten Sultan Abdülhamid'e hakaret, haddini aşmaktır ve bu haddini aşanlara bu millet inanıyorum ki 2023 seçimlerinde haddini bildirecektir. Meral Hanım sen kim, Sultan Abdülhamid'e saygısızlık kim.

Ve o 6'lı masada olanlardan, isim vermeyeceğim, 3 tanesi var ki bunlar Sultan Abdülhamid'e bugüne kadar laf söyletmemişlerdi, şimdi ne oldu bunlara da sus pus oldular. Ne oldu bunlara da aynı masanın etrafında oturdukları halde Sultan Abdülhamid cennet mekan, ona laf atanlara haddini bildiremediler. 33 yıl dile kolay. Bu millet, ecdadına hakaret edenlere haddini bildirecektir. (Kısa Dalga)

Politika