Akşener'den Erdoğan'a: "Sen bostan korkuluğu musun?"

Akşener'den Erdoğan'a: "Sen bostan korkuluğu musun?"
İYİ Parti Lideri Meral Akşener grup konuşmasında "millet açsa doyuruverin" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Sen bostan korkuluğu musun? Olur in oradan doyurmayan namerttir." diye seslendi.

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener aşılama çalışmaları üzerinden hükümete seslendi. "Covid süreci iktidar tarafından maalesef yönetilemedi. Maddi manevi çok ağır bedeller ödedik. Aşı bu sürecin fiyaskosu oldu." diyen Akşener'in konuşmasından satırbaşları şöyle: 

"İyi Parti olarak TBMM'nin Türklerin gurur olan bu iki bilim insanımızı bilim dünyasına ve insanlığa yaptıkları katkılarından dolayı Meclis olarak Nobel'e aday göstermesini talep edeceğiz.

Yazıklar olsun. Biz ilişkimiz olan tüm ülkelerle müşterek çıkarların öne çıkarıldığı kurumsal bir çerçevede sürdürülen onurlu ilişkileri destekleriz. Önümüze gelenle kavga edelim diye bir önermemiz yok bizim. İsteriz ki  bölgemizdeki ülkelerle AB ile Amerika ile olan ilişkilerimiz de bu ciddiyetle sürdürülsün. Böylece Türkiye  ekonomik coğrafyasının potansiyelinden en üst seviyede yararlanabilsin. O nedenle bu arkadaşların garip zihniyetleri doğrultusunda iç politikada siyasi rant devşirmek için ilişkileri gerim gerim gerip sonra da sözde soykırım yalanı açıklamasını yutma pahasına yaptıkları bu fantastik geri vitesin sonucunda olacakları gerçekten merak ediyorum. Biliyorum ki aziz milletim de merak ediyor. "

Sayın Erdoğan milletin evi gazi meclisimizi bilgilendirmek aklından bile geçmiyor ama yapmalısın. O görüşme ülkemizin için kritik bir görüşmeyse milletimizin de Meclisi aracılığıyla ne olup bittiğini bilmeye hakkı var. Amerikan gazetelerinden öğrenmenin ne derece onur ve gurur kırıcı olduğunu tekrarlamak isterim. O nedenle iktidara çağrıda bulunmak istiyorum; buyurun gereğini yapın.

ERDOĞAN'A: "SEN BOSTAN KORKULUĞU MUSUN?"

(Erdoğan'ın "Aç olanları da buyurun siz doyuruverin" sözlerine) Bunu bırakın bir siyasinin cumhurbaşkanlığı makamına seçilmiş bir insanın, ekonomik durumu iyi olan bir vatandaşın dahi söylemesi ayıptır günahtır! Lafa gelince ellerinde imanmetre ile hepimizin imanını ölçerek gezenler, komşun açken sen tok yatamazsın. Olur in oradan doyurmayan namerttir. Sen bostan korkuluğu musun! Alıştılar ellerini yıkayıp gitmeye. Yok öyle yağmaz. Sen bostan korkuluğu musun! İn oradan gör bakalım nasıl doyuruluyormuş. Şu kadronun gözünün içine bak ve gör.

"SAYIN ERDOĞAN AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYSUN"

Sayın Erdoğan ağzından çıkanı kulağın duysun. Sen bu ülkede iktidarın başısın. Vatandaşın dertlerini inkar edemezsin. Milletimizin zor durumu ile dalga geçemezsin. Türkiye'de tek bir vatandaşımız bile geçim sıkıntısından geceleri uyuyamıyorsa sen de uyuyamayacaksın. Emeklimiz, çiftçimiz memurumuz çalışanlarımız zor durumdaysa gerekeni yapacaksın. Yapamıyorsan gideceksin yerine yapacaklar gelecek. Sen işini yapmıyorsan, milletten aldığın yetkiyi sarayda sefa sürmeye kullanıyorsan milletimizin derdinin vebali de utancı da sana aittir. "

Benim devlet anlayışımda, şehit ailesinin tek derdi, şehidine duyduğu hasret olmalıdır. Bir şehit ailesinin başka derdi olmaz, olamaz. Olmamalıdır. Bu yüzden, devleti yönetenler adına, baş tacımız şehit ailelerimizden özür diliyorum. Onlara reva görülen onca dert için, tüm kalbimle özür diliyorum.

"ŞEHİT AİLESİNİN GEÇİM DERDİ OLMAZ"

Oysa çözüm basit. Önce kuralları koyarsın, sonra da gereğini yaparsın. Nedir bu kurallar? Şehit ailesinin, geçim derdi olamaz. Şehit ailesinin, barınma sorunu olamaz. Şehit ailesinin, ulaşım sorunu olamaz. Şehit çocuğunun, eğitim derdi olamaz. Şehit ailesinin, gelecek derdi olamaz. Bu kuralları belirlersin, gereğini yapın dersin, yapılır. Buna bütün milletimiz de razı olur. Bedelini, kaynağını konuşmayı bile hakaret sayarım. Bedeli ne olursa olsun, bunu yaparsın.

"NEREYE BAKSAK İSRAF, NEREYE BAKSAK YOLSUZLUK"

İktidar, sanki yemin etmiş gibi, devletimizin, milletimizin kaynaklarını heba ediyor. Nereye baksak israf, nereye baksak yolsuzluk, nereye baksak ihya olan bir yandaş. Timur’un filleri gibiler. Hiçbir şey tanımıyorlar. Ancak, ne hikmetse, iş vatandaşına gelince, Sayın Erdoğan’ın cebinde akrep var. O yüzden, içinde bulunduğu bu zor günlerde, milletimiz kendini çaresiz hissediyor, sahipsiz hissediyor."

"GERÇEKLERİN, BİRGÜN ORTAYA ÇIKMAK GİBİ ENTERASAN BİR HUYU VARDIR"

Beş maaşlı danışmanlarının önüne koyduğu Türkiye fotoğrafı sahte. Gerçekleri görmek zorundasın. Sana o makamı layık gören, bu aziz milletin halini görmek zorundasın. “Aç yok.” diye inkar ederek, derdini dinlediğimiz esnafımıza, rol yapıyor diyerek, gerçeklerden kaçamazsın. Unutma; Gerçeklerin, elbet bir gün ortaya çıkmak gibi, enteresan bir huyu vardır. Bugün inkar ettiğin o gerçekler, gün gelir, döner dolaşır sandıkta yakana yapışır. Bunu böyle bilesin.

Yakın bir zamana kadar eğitim müfredatımızda yer alan, “Türkiye kendi kendini besleyebilen, ender ülkelerden biridir.” sözü, Ak Parti’nin beceriksiz ve sorumsuz politikalarıyla tarihe karışıyor. 1925 yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz öngörüsüyle, tarımı teknolojiyle buluşturup, Türkiye’nin en önemli kalkınma projelerinden birini hayata geçirdiği, Atatürk Orman Çiftliği’nin ruhuna ihanet ediliyor. Milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir parti olarak, bu ihanete sessiz kalamayız, kalmıyoruz, kalmayacağız."






Gündem