Ali Babacan, deprem bölgesindeki 9 günü anlattı: İlk 48 saat ne oldu?

Ali Babacan, deprem bölgesindeki 9 günü anlattı: İlk 48 saat ne oldu?
DEVA Parti lideri Ali Babacan, "Bizim epey bir kalın not defterimiz var. Günü gelince bunların hepsinin gereği yerine gelecek. İlk 48 saatte ne yaptın, kime ne talimat verdin? Basit bir soru. Çıksın, “İlk 48 saatte şunu yaptım, şunun talimatını verdim” desin" dedi.

Deprem sonrası 9 gün bölgede kalan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, depremin etkilediği yerlere geç ulaşıldığını, birçok eksiklik nedeniyle binlerce insanın kurtarılamadığını, yardımların tek elden yönetilmeye çalışılmasının sorun yarattığını söyledi. Gazete Duvar'dan Ceren Bayar ve Serkan Alan'ın sorularını yanıtlayan Babacan özetle şunları söyledi:

Çadır ihtiyacı devam ediyor

"Bu hafta tekrar gideceğim. Çoğu yerde acil çadır ihtiyacı devam ediyor. Artık “ihtiyaç” değil “feryat” demek lazım, çadır feryadı var. Özellikle kuzeye doğru gittikçe sorun daha da ciddileşiyor. Adıyaman, Maraş, Malatya geceleri çok soğuk. İnsanlar ateşin etrafında toplanarak battaniyelere sarınıp sabahlıyor. Dolayısıyla çadır ihtiyacı çok acil. Acilen konteyner üretilmesi gerekiyor. Seyyar tuvaletler, seyyar duş kabinleri de çok büyük ihtiyaç.

İlk 48 saat ne oldu?

Ayrıca bize orada bulunduğumuz süre boyunca vatandaşın ilettiği sorular var. İlk 48 saat ne oldu? Neden kimse harekete geçmedi? Gönüllüler neden AFAD tarafından organize edilmedi? Silahlı kuvvetler personeli, madenciler neden harekete geçirilmedi? İnsanlar enkaz altında can çekişirken iş makineleri niye mobilize edilmedi? İlk 48 saat ne beklendi, kimden talimat beklendi? Mesela Milli Savunma Bakanı’na sormak lazım; o sabah TSK personelinin harekete geçmesi için talimat verdi mi, talimat aldı mı? Talimat almasına gerek olmadan da talimat verebilir değil mi? O 48 saate çok iyi eğilmek lazım.

Bu canlar kurtulabilirdi
.

Kaç enkazın başında kaç kişi acı içinde bekliyordu, bilemiyorum. İlk haftaki çaresizlik ikinci hafta kızgınlığa dönüşmüştü, “Bu canlar kurtulabilirdi” diyorlardı. Üçüncü hafta da en temel ihtiyaçların giderilmesi gerekti. Çok ciddi bir göç başladı. İnsanlar her şeylerini kaybetti. Tablo hafta hafta değişti, değişecek.

Yetki onda sorumluluk onda

Bakanların bile yetkisi yok. İcra makamı tek kişi, diğerleri sekretaryada. Yetki de sorumluluk da tek kişide. Cumhurbaşkanının sorumluluğu yıkabileceği kimse yok. Yetki, çok istediği gibi kendisinde, tek elde. Bu, sorumluluğun da kendisinde olduğunu gösterir. Bakanı da bakan yardımcısını görevlendiren de AFAD başkanını atayan da kendisi. Dolayısıyla bunun tek sorumlusu var. Bunu çok istedi, “tüm yetki bende olmalı” dedi. 5 yıldır bunun sonuçlarını görüyoruz.

HDP yardımları


Meclis’te yan yana oturmuyor musun o partinin milletvekilleriyle? Siyaset yapmak bu değil de ne? HDP organize ediyorsa buna engel olmak ne demek? Yardım eden de insan, yardıma ihtiyacı olan da insan. Çekil aradan. Eğer araya giriyorsan işte bu siyaset yapmaktır.

AFAD'da neler oldu?

Ben ilk gün AFAD’ı ziyaret ettim. Fuat Oktay da oradaydı. Teşkilatımıza epey yardım geldiğini söyledim. “Bize adresler, telefon numaraları verin, biz de tırların plakalarını ve içlerindeki yardım malzemelerinin listesini verelim. Siz yönlendirin, ‘Şu adrese teslim edin’ deyin” dedim. Yok, olmadı. Sistem çalışmadı. Çünkü adres veremiyorlar. Arkadaşlara, “AFAD’ı mafadı bırakın, bizim bu yardımları ulaştırmamız lazım” dedim. Hemen 11 şehirde depoları kurduk. Kendimiz yaptık, ne yapalım. Çünkü ihtiyacı olan insanlar var. Oradaki bürokrasinin çalışmasını mı bekleyeceğiz? Bakıyorlar yardım nereden geliyor nereye gidiyor. Yardım insandan geliyor ve insana gidiyor kardeşim, sana ne ya? Sana ne, ne araya giriyorsun, ne karışıyorsun? Zaten AFAD’a, Kızılay’a yardım etmek isteyen varsa getiriyor, veriyor. Her yerde bu. Gelen şikayetlerden en önemlisi buydu. Gelen kamyonlar, tırlar durduruluyor, yön değiştiriliyor, bazılarına el koyuluyor.

Anlatmayalım mı?

Bizim epey bir kalın not defterimiz var. Günü gelince bunların hepsinin gereği yerine gelecek. İlk 48 saatte ne yaptın, kime ne talimat verdin? Basit bir soru. Çıksın, “İlk 48 saatte şunu yaptım, şunun talimatını verdim” desin. Ya da “Benim talimat vermeme gerek yoktu. Şu bakanın şu işi yapması gerekiyordu, yapmadı” desin. Biz bunların cevabını bir an önce bekliyoruz. Siyaset yapmayıp ne yapacağız? Sahada gördüğümüz kötü tabloyu anlatmayalım mı? Kendisi ilk sabah siyaset yapmaya başladı. İlk gün çıkıp tehdit, hakaret savuran cumhurbaşkanının kendisi.

Gündem