Alman ekonomisinde Çin-Tayvan paniği

Alman ekonomisinde Çin-Tayvan paniği
Çin ile Tayvan arasında artan siyasi gerilim Alman ekonomisinde büyük endişe yarattı. Pandemi nedeniyle kesintiye uğrayan tedarik zincirlerinin daha da zarar görmesinden korkuluyor.

Çin ile Tayvan arasında olası bir askeri çatışma ihtimali Alman ekonomisinde de büyük endişe yarattı. Merkezi Berlin'de bulunan Mercator Enstitüsü Çin Araştırmaları kuruluşunun baş ekonomisti Max Zenglein, "Tayvan'a olası bir askeri müdahale, onlarca yıldır Çin ile Almanya arasında kurulan ekonomik ilişkiler için büyük tehlike oluşturuyor" diye konuştu. Zenglein, ilaveten muhtemel bir askeri çatışmanın bütün tedarik zincirleri açısından da kapsamlı olumsuz sonuçları olacağı yönünde uyardı.

Zenglein'a göre küresel tedarik zincirlerinin sekteye uğramasının veya olası yaptırım kararları alınmasının ekonomik bedelleri çok büyük olabilir. Tayvan'ın küresel ölçekte, pek çok alanda kullanılan yarı iletkenler (çip) ile diğer yüksek teknolojik ürünlerdeki ağırlığının dünya piyasalarında çok merkezi bir rol oyanadığının altını çizen ekonomist Zenglein, gerilimin artmasıyla yaşanabilecek olumsuz muhtemel sonuçları konusunda da uyardı.

Mercator Enstitüsü Çin Araştırmaları kuruluşunun baş ekonomisti Zenglein, "Artan jeopolitik riskler, küreselleşmiş olan üretim süreçlerinin nasıl kırılgan hale geldiğini tam da şu dönem zaten tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor" söyleminde bulundu.

ÇİN'İN ALMANYA İÇİN ROLÜ

Almanya Dış Ticaret Odası Çin Temsilciliği Başkanı Jens Hildebrandt da, Çin'in Almanya ekonomisi için oynadığı önemli role dikkat çekti. Alman haber ajansı dpa'ya verdiği mülakatta, "Çin, pek çok sanayi ülkesi için ön ve yan ürünlerde önemli üretim malzemelerinin merkezi" diyen Hildebrandt, "Çin menşeili ön ve yan ürünlerin eksikliği Alman ekonomisi için karanlık bir gelecek demektir" ifadesini kullandı.

Hildebrandt, koronavirüs pandemisi döneminde Asya'daki tam kapanmaların ve Çin'in sıfır Covid stratejisinin küresel tedarik zincirlerinde tahribat yarattığını belirterek, bunun sonuçlarını Alman ekonomisi ve tüketicilerinin de hissettiğini hatırlattı. Çin'in altı yıldır Almanya'nın en önemli ticari partneri olduğunun altını da çizen Jens Hildebrandt, Amerika Birleşik Devleti'nin (ABD) ardından Çin'in Almanya için en büyük ihracat pazarı olduğunu hatırlattı.

Jens Hildebrandt ayrıca, Çin içinde Almanya'nın Avrupa Birliği (AB) içindeki en büyük ihracat pazarını oluşturduğunu, dolayısıyla hem Çin hem de Almanya'nın birbirine karşılıklı bağımlı olduğunun anlaşılması gerektiğini savundu.

PELOSİ'NİN TARTIŞMALI TAYVAN ZİYARETİ

Pekin yönetimi, bir ada ülkesi olanTayvan'ı kendi toprakları olarak görüyor. ABD Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi'nin, Çin'in itirazı ve tehditlerine rağmen Tayvan'ı ziyaret etmesi bölgedeki gerilimin artması sonucunu doğrumuştu.

Çin yönetimi, tehditleri arasında yer alan kapsamlı tatbikata Perşembe günü başladı. Gerçek cephanenin kullanıldığı, Tayvan çevresindeki altı noktada yapılan tatbikat kapsamında, Tayvan üzerinde füzelerin de uçacağının duyurulması gerilimi daha da tırmandırmıştı. Tayvan yönetimi, Pazar gününe kadar da devam edecek tatbikat nedeniyle 18 ticaret rotasının kesildiğini bildirdi.

Kaynak:

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Ekonomi