Alman siyaseti göç politikasını sertleştirmeyi tartışıyor
Almanya'nın Mannheim kentinde bir Afgan'ın İslam karşıtı "Pax Europa Yurttaş Hareketi"nin etkinliği sırasında düzenlediği bıçaklı saldırıda yaralanan polis memurunun hayatını kaybetmesi ülkede Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde göç politikası konusunda yeni bir tartışma başlattı.
Mannheim'daki saldırının Almanya'da düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası (Euro 2024) öncesinde gerçekleşmesi göç politikasının yanı sıra güvenlik tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partilerinin yanı sıra koalisyon ortakları Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) politikacıların Afganistan'a sınır dışı uygulanmasının yeniden başlatılması talepleri üzerine İçişleri Bakanı'ndan göç siyasetini sertleştirme sinyali geliyor.
Almanya, 2021 yılında Taliban'ın Afganistan'da iktidarı ele geçirmesi sonrasında Afganistan'a sınır dışı uygulamasını durdurmuştu.
AfD hükümete yönelik eleştirilerini sertleştirdi
Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi aşırı sağın yükselişinin tartışıldığı ülkede, Mannheim'deki saldırıya en sert tepki aşırı sağcı AfD'den geldi.
Saldırı sonrasındaki açıklamalarında hükümetin daha sert bir iltica ve sınır politikası izlemesi gerektiğini savunan AfD, Afganistan'dan göçün sonlandırılmasını ve sınır dışı uygulamasının mümkün olmasını talep etti. Hatta AfD Eş Başkanı Tino Chrupalla, sadece suç işleyenlerin değil diğer göçmenlerin de Afganistan ve Suriye'ye geri gönderilmesini istedi.
Hayatını kaybeden polis memuru için Alman meclisinde bir dakikalık saygı duruşu yapılması talebinde bulunan AfD'nin saldırı sonrasında hükümetin göç politikasına yönelik eleştirileri Alman basınında "Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde AfD yeniden puan kazanmaya mı çalışıyor" sorusuna da yol açtı.
Tagesspiegel gazetesine konuşan siyaset bilimci Karl Rudolf Korte, AfD'nin bu çıkışları ile seçim kampanyasını kurtarabileceğini düşünmediğini söyledi. "Mannheim'da bir polisin öldürülmesi seçimleri etkilemeyecektir" diyen Korte, ancak "Bu saldırı sonrasında AfD sempatizanları bu partiyi seçme konusunda muhtemelen daha cesaretlenmiş olacaklar" değerlendirmesini yaptı.
Faeser Afganistan ve Suriye'ye sınır dışı uygulamasını inceletiyor
İçişleri Bakanı Nancy Faeser da Mannheim'daki saldırı sonrasında ağır suçlar işleyenlerin Afganistan'a sınır dışı edilebilmesi konusunu "mümkün olduğunca hızlı" bir şekilde açıklığa kavuşturmak istediğini söyledi.
SPD'li İçişleri Bakanı suç işleyenlerin ve suç işleme riski bulunanların Afganistan'a sınır dışı edilebilmesinin nasıl mümkün olacağını aylardan beri "yoğun bir şekilde" incelediğini belirtti. Berlin'de bugün bir basın toplantısında konuya ilişkin açıklamalar yapan Bakan Faeser, bu konuda federal ve eyaletler düzeyinde içişleri bakanlarının aynı tutum içinde olduğuna işaret etti.
Faeaser, "Almanya'nın güvenliği için potansiyel bir tehlike oluşturan kişilerin hızla sınır dışı edilmeleri gerektiği benim için son derece açık. Burada Almanya'nın güvenlik çıkarlarının ilgili kişilerin kalma haklarından daha ağır bastığı konusunda da son derece kararlıyım" şeklinde konuştu. Faeser, burada Afganistan'ın yanı sıra Suriye'ye sınır dışı uygulamasının da söz konusu olduğunu sözlerine ekledi.
Faeser, Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında da Almanya'da güvenliğin öncelikli bir konu olduğunu vurguladı. Güvenliğe ilişkin durumu "kritik" olarak değerlendiren Faeser, emniyet güçlerinin hazırlıklı olduğunu söyledi.
Koalisyon içinde uzlaşı yok
Faeser'in bu açıklamaları öncesinde koalisyon ortağı FDP'den de Afganistan'a sınır dışı uygulamasının mümkün olabilmesi yönünde değerlendirmeler geldi.
Federal Meclis FDP Grup Başkanı Christian Dürr Bild gazetesine yaptığı açıklamada "İslamcı olarak dikkat çeken kişiler, bugüne kadar sınır dışı edilmesi mümkün olmayan ülkelere de gönderilebilmeli, örneğin Afganistan'a" dedi.
Koalisyon ortakları SDP ve FDP aynı görüşü paylaşsa da Yeşillerin Afganistan'a sınır dışı uygulamasına sıcak bakmaması hükümet partileri arasında olası yeni bir tartışma olarak değerlendiriyor.
Federal Meclis Yeşiller Grup Eş Başkanı Katharina Dröge, kimin Almanya'yı terk etmek zorunda olduğunun belli olduğuna işaret ederek "Ülkelerin güvenlik durumu bağımsız bir şekilde değerlendiriliyor ve Almanya Federal Cumhuriyeti insanların ölümle tehdit edildiği ülkelere kimseyi sınır dışı etmiyor" dedi. Bunun doğru bir uygulama olduğunu ifade eden Dröge, Afganistan'daki İslamcı Taliban rejimi ile iş birliği yapmanın da zor olacağını kaydetti.
Baerbock'tan kutuplaşma uyarısı
Yeşiller Partili Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ise Mannheim'daki saldırı sonrasında göç politikasının sertleştirilmesinin araçsallaştırılması konusunda uyarıda bulundu.
Bunun "gerçekten tamamen ters etki yaratacağını" ifade eden Baerbock, "İster aşırı sağcılar veya ister İslamcılar olsun, aşırılıkçıların hedefi özgür toplumu kutuplaştırmak ise buna verilecek yanıt, toplum olarak birlik içinde cevap vermek olmalı" şeklinde konuştu. Rheinische Post gazetesinin dün akşamki etkinliğinde konuşan Baerbock, kutuplaşma tartışmalarının yersiz olduğunu vurguladı.
CDU inandırıcı bulmadı
Koalisyon ortakları SPD ve FDP'den siyasetçilerin suç işleyen Afganların ülkelerine geri gönderilmelerini gündeme getirmesini muhalefetteki Hristiyan Birlik memnuniyetle karşılarken Yeşillerin buna isteksiz olmasını ise eleştirdi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Thorsten Frei, SPD'nin Afganistan'a sınır dışı konusunu gündeme getirmesinin "çok inandırıcı" olmadığını, hükümetin önemli bir bölümünün "bu konuda hiçbir çözüm" istemediğini savundu.
Mannheim'da Cuma günü bir Afgan'ın düzenlediği bıçaklı saldırıda aralarında bir polis memurunun da olduğu altı kişi yaralanmış, 29 yaşındaki polis memuru daha sonra hayatını kaybetmişti. Saldırı sonrasında başlatılan soruşturmayı Federal Başsavcılık üstlendi. Saldırının İslamcı saiklerle düzenlendiği tahmin ediliyor.
DW, Reuters, dpa, AFP/JD, HS
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.