Anagold soruşturması sırasında tutuklanan Cihaner, İliç'teki faciaya dair konuştu

Anagold soruşturması sırasında tutuklanan Cihaner, İliç'teki faciaya dair konuştu
Anagold soruşturmasının ardından tutuklanan eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Anagold Maden Sahası'nda yaşanan faciayla ilgili süreci anlatarak "Orada bir avuç yurtsever, madenci, sendikacı yıllarca bu mücadeleyi veriyor. Maalesef yargı da gerekli hassasiyeti göstermiyor. Devlet zaten tüm kurumlarıyla bu yağmacı sistemin arkasında duruyor" dedi.

Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Çöpler Madeni'nde bugün saat 14.30 sıralarında Eski Değirmen mevkisinde toprak kayması meydana geldi.

Göçük altında işçilerin kaldığı ve bölgede siyanür tehlikesi olabileceği facia ile ilgili uzmanların uyarıları tekrar tekrar hatırlanırken yıllar önce yürüttüğü Anagold soruşturmasının ardından tutuklanan eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner faciaya ilişkin konuştu.

"Çevre değerlendirme raporunun manipüle edildiği ortaya çıkmıştı"

bianet'ten Vecih Cuzdan ve Tuğçe Yılmaz'a konuşan İlhan Cihaner, İliç'te facianın yaşandığı Anagold Altın Madeni sahasındaki icraatların meşruiyetine dair şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bir kere bunun böyle olacağı defalarca işaretini aldığımız bir süreç. Böyle olacağı belliydi. Çünkü geçenlerde de bir siyanür borusu patlamıştı, delinmişti. Önce inkâr edilmişti, daha sonra uzunca bir süre kapatılmıştı. Fakat maden yeniden çalışmaya başlamıştı. İliç örneğinde kuruluşundan itibaren çok büyük şaibeler var. Orada ben bir soruşturma başlattığımda, maden şirketi tarafından buradaki ilgili kişilere rüşvet verilerek ruhsat alındığı, çevre değerlendirme raporunun manipüle edildiği ortaya çıkmıştı. Ancak maalesef daha sonra bu soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmediğini gördük."

"Devlet zaten tüm kurumlarıyla bu yağmacı sistemin arkasında duruyor"

Cihaner, "Orada bir avuç yurtsever, madenci, sendikacı yıllarca bu mücadeleyi veriyor. Maalesef yargı da gerekli hassasiyeti göstermiyor. Devlet zaten tüm kurumlarıyla bu yağmacı sistemin arkasında duruyor. Bugün de maalesef böyle bir felaket yaşandı. Tek beklentimiz, temennimiz can kaybının olmaması ya da az olması. Fakat bunun artık uyandırmış olması lazım bizi" diye konuştu.

"Yağmacı kapitalizmin geride büyük bir yıkım bıraktığı topraklardan birisi olacak"

Cihaner sözlerini şöyle sürdürdü: "Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası’ndan Cemalettin Küçük yıllardır bunların mücadelesini veriyor. Küçük, keşif sırasında bile bu tarz bir şeyin olacağını dile getirmişti. Bu tarz bir kazanın önlemlerle, yapılan oradaki işletme tekniğiyle önüne geçilmesinin mümkün olmadığını yıllardır anlatıyor. Yine Sedat Cezayirlioğlu var, orada yerli halktan birisi. Yıllardır bunu dillendiriyor. Bunun mücadelesini veriyor ama maalesef yağmacı kapitalizmin geride büyük bir yıkım bırakarak terk ettiği topraklardan birisi olacak. Bu yüzden çok öfkeli ve üzüntülüyüz.

"Bu şirketin ortakları siyaseten güçlü isimlerden seçilmiş"

Erzincan’daki altın madeni kuruluşundan itibaren şaibeli. Yani sadece siyanürle altın çıkarma projesinin ortaya koyduğu riskler, tehditler açısından değil. Örneğin bir siyasiyi kendisine ortak ederek işlerinin 'yolunda gitmesini' sağladı. Bu şirketin ortakları siyaseten güçlü isimlerden seçilmiş. Bunların etkisi olmadığını söylemek herhalde saflık olur. Başlı başına zaten devasa uluslararası bir firma. Sermayeden gelen bir gücü var. E onun karşısında dava masraflarını bile kendi cebinden ödemeye çalışan bir avuç insan var.

"Asıl süreci takip etmesi gerekenin devlet kurumları olması lazım"

Düşünün şimdi böyle bir şeyle mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Oysa burada asıl süreci takip etmesi gerekenin devlet kurumları olması lazım. Savcılıkların olması lazım, çevre suçları yönünden. Ama maalesef yurttaşlar böyle bir mücadele veriyor. Orada da tabii ki asimetrik bir mücadele var.

Etkin bir soruşturma yapılmadı, orada büyük bir kaza yaşandığı halde tekrar çalışma izni verildi. Sürekli alanını genişletiyor ve tüm Türkiye de maalesef seyrediyor."

Cihaner ve Anagold soruşturması

İlhan Cihaner Erzincan Başsavcısı olarak atandığı dönemde yerel haberleri takip ederken kendisine bir ihbar ulaştı. Bunun üzerine İliç Savcısı Bayram Bozkurt'a soruşturma başlatması talimatını verdi.

Aradan bir yıl geçmesine rağmen Gülen cemaati mensubu savcı Bayram Bozkurt soruşturmayı sonuçlandırmadı. İlhan Cihaner, savcının rüşvet aldığını şöyle anlattı:

"Savcı Bayram Bozkurt bu soruşturmayı bahane ederek altın madeninin ABD'li müdüründen rüşvet talep etmiş ve maaşa bağlamışlar. Köy muhtarı Cahit Keklik'e göre ise Savcı Bayram Bozkurt 10-15 bin TL versinler işi kapatayım. Hatta 15 bin de az, 25 bin kadarcık'' diyerek rüşvet istemişti. İl jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu'nu ziyaret eden ABD'li müdür savcının rüşvet istediğini beyan ediyor."

İlhan Cihaner, bunun üzerine savcı Bayram Bozkurt hakkında rüşvet soruşturması başlattı.

Cihaner bir gün makamına geldiğinde masasında Adalet Bakanlığı'ndan gelen "Elinizdeki soruşturmayı derhal bize gönderin" ifadelerine yer veren bir talimat yazısı gördü.

Bu talimat üzerine soruşturmayı fezlekeye bağlayarak resmi kayda geçirdi. Dosya Cihaner'den alınarak Adalet Bakanlığı'na gönderildi.

Aynı dönem hem İsmailağa Cemaati'ne hem de Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma başlatan Cihaner hakkında "rüşvet alma" suçlaması ile soruşturma başlatıldı.

Soruşturma "EFE" kod adlı bir gizli tanığın ifadesine dayandırıldı.

Cihaner 16 Şubat 2010 tarihinde özel yetkili savcı Osman Şanal tarafından makamında gözaltına alındı ve ardından tutuklandı.

"EFE" kod adlı bu gizli tanığın Cihaner''in hakkında soruşturma başlattığı savcı Bayram Bozkurt olduğu ortaya çıktı. (Kısa Dalga)

Gündem