Savcı 'Beyaz Toros'ları göremedi: Ankara JİTEM davasında savcı, Ağar'ın da aralarında olduğu 19 sanığın beraatini istedi

Savcı 'Beyaz Toros'ları göremedi: Ankara JİTEM davasında savcı, Ağar'ın da aralarında olduğu 19 sanığın beraatini istedi
Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında bulunduğu 19 sanıklı “Ankara JİTEM Davası”nda savcı tüm sanıkların beraatini istedi. Savcının talebinin gerekçeleri arasında, “Maktullerin öldürülmesi sırasında kullanılan araçların model ve renklerinde çelişki bulunduğu” görüşü de yer aldı. Mütalaanın bu bölümü, son olarak Bursaspor – Amedspor maçında açılan pankartlarla yeniden gündeme gelen “Beyaz Toroslar”ı hatırlattı. Savcı, Ayhan Çarkın’ın itirafları için, “Uyuşturucu kullanıcısıydı” dedi.

ERSAN ATAR

Ankara ve çevresinde 1993-1996 yılları arasında gerçekleşen siyasi cinayetlerin yargılama konusu olduğu Ankara JİTEM Davası’nda savcı, aralarında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında olduğu 19 sanığın tümümün beraatini talep etti. Savcının mütalaasında, “Maktullerin öldürülmesi sırasında kullanıldığı belirtilen araçların model ve renklerinde çelişkiye düşülmüştür” görüşü savunuldu. Mütalaadaki bu ifadeler, Bursaspor – Amedspor maçında açılan pankartlarla yeniden gündeme gelen ve faili meçhul cinayetlerin sembolü olan “Beyaz Toroslar”ı yeniden gündeme getirdi. Savcı, itirafları ile davanın açılmasını sağlayan sanık Ayhan Çarkın için, “Uyuşturucu kullanırdı” dedi.

Uzun yıllar soruşturulmayan ve nihayet 2014’te açılan, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın dünkü duruşmasında dosyada kısa süre önce görevlendirilen Savcı Sema Yörük Kalaycı esasa ilişkin mütalaasını sundu.

Savcı Kalaycı, sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Nurettin Güven, Muhsin Korman’ın “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından yargılandığı davada sanıklar hakkında bir kez daha beraat talebinde bulundu.

Ayhan Çarkın uyuşturucu kullanıcısıydı

Önümüzdeki Eylül ayından itibaren zamanaşımı sürecine girecek davaya Ocak ayında atanan ve zaman zaman heyecandan sesini kontrol etmekte zorlanan genç Savcı Semra Yörük Kalaycı mütalaasının daha başlangıcında olay tarihlerini hatalı telaffuz etti. Dava konusu olaylar 1993-1996 yılları arasında işlenmişken Kavcı Kalaycı mütalaasına, “1993 – 1994 yılları arasındaki olaylar” diye başladı.

Savcı Kalaycı; davanın açılmasında, soruşturma aşamasındaki itirafları önemli yer tutan özel harekatçı sanık Ayhan Çarkın’ın sanıklara yönelik ithamlarda bulunduğunu savunurken, Çarkın’ın ifadelerinin tutarsız ve dayanaksız olduğunu kaydetti.

Ayhan Çarkın’ın uyuşturucu kullanıcısı olduğunu, psikolojik problemlerini bulunduğunu, bunları kendisinin ifadelerinde aktardığını belirten Savcı Kalaycı, Çarkın’ın ifadelerinin yargılama aşamasında değişkenlik gösterdiğini kaydetti.

Savcı Kalaycı, Türkiye’de cep telefonunun neredeyse henüz hiç kullanılmadığı bir dönemde yaşanan olayların delillerini tartışırken “HTS kaydı yok” dedi. Savcı Kalaycı, mütalaasının bu bölümünde özetle şunları aktardı:

“Sanık Ayhan Çarkın’ın ifadesinde geçen hususlar dosyanın diğer sanıkları tarafından inkar edilmiştir. Çarkın’ın ifadeleri, diğer sanıkların savunması aleyhine doğrudan ve dolaylı olarak, başkaca herhangi bir delille doğrulanmamıştır. Ne soruşturma, ne kovuşturma aşamasında yargılama konusu cinayetlerin faillerinin tespit edilmesine olanak verecek şekilde görgü tanığı, teşhis, suçta kullanılan silahlar ve sanıklardan herhangi birinin parmak izi, HTS kaydı, biyolojik materyal ve balistik bilgiler gibi bilgiler bulunamamıştır.”

Beyaz torosları göremedi

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi davanın bundan önceki aşamasında verilen beraat kararını bozarken, Cavit kod adlı tanık Doğan Özkan’ın beyanlarında geçen iddiaların araştırılmamış olmasını, beraat kararının kaldırılması gerekçesi yapmıştı.

Savcı Sema Yörük Kalaycı, mütalaasının bu bölümünde, Özkan’ın beyanlarının da çelişkili olduğunu savunurken özetle, “Bu kapsamda, soruşturma ve kovuşturma aşamasında dinlenen, mahkeme aşamasında tanık olanların dahi teşhis edemediği, sanıkları teşhis eden olmadığı gibi, iddia edildiği gibi maktullerin kaçırılması esnasında kullanılan araçların model ve renklerinin dahi belirlenemediği görülmüştür” ifadelerini kullandı.

Mütalaada geçen bu ifadeler, son olarak Bursaspor – Amedspor maçında açılan ve 1990’ların faili meçhul cinayetlerinin sembolü olan “beyaz toroslar”ı çağrıştırdı.

Savcı Kalaycı mütalaasının sonunda, “Sonuç olarak ceza yargılamasının amacı olan maddi gerçekliği kesin olarak ortaya koyacak objektif veya subjektif delile ulaşılamamıştır” dedi ve

Savcının mütalaasını açıklamasının ardından duruşmada, katılan vekillerinin beyanları dinlendi. Öldürülenlerin avukatları beyanlarında, olayın bir insanlık suçu olduğunu ve zamanaşımına uğramayacağını savundu.

Öldürülen Mecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın da katılan olarak bulunduğu beyanlarında, “Babamın öldürüldüğü bir gerçektir, çelişki değildir. Ben 20 yıldır babamın katilini söylüyorum ve bu dosyadaki ifadelerde de var” diye konuştu.

Önümüzdeki Eylül ayından itibaren zamanaşımı sürecine girecek olan dava 26 Mayıs’a ertelendi. (Kısa Dalga)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem