Ankara esnafı ekonomik krizi anlatıyor: 'İnsanlar kemik alıyor, sadece kemik'

Ankara esnafı ekonomik krizi anlatıyor: 'İnsanlar kemik alıyor, sadece kemik'
Küçük esnaf ekonomik krizden nasıl etkileniyor? Gündemlerinde ne var. Çankaya’dan dört esnafla konuştuk. Mehmet Bey, "1990’larda da kriz gördük ama böylesini görmedik" diye özetliyor... Ahmet Usta, "İnsanlar gelip kemik alıyor, sadece kemik" diyor...

MÜHDAN SAĞLAM


Gittikçe derinleşen ekonomik kriz, tüketiciler kadar esnafı da zor durumda bırakıyor. Bazı eski sektörlere krizle beraber can gelirken, bazıları artık batmanın eşiğinde. Küçük esnaf ekonomik krizden nasıl etkileniyor? Gündemlerinde ne var. Ankara Çankaya’dan dört esnafla durumu konuştuk.

'KURU TEMİZLEMECİ OLARAK POŞET HESABI YAPAR OLDUK'

Mehmet Bey 25 yıldır aynı semtte çalışıyor, işe 13 yaşında başlamış. "İşler nasıl gidiyor?" dediğimizde dert yanmaya başlıyor.

“Son elektrik zamlarıyla beraber masraflarımız katlanmaya başladı. Yılbaşından önce ütü ücretini 7 liraya çıkardım. Ancak yılbaşında elektriğe çok büyük bir zam geldi, pişman oldum. Keşke daha fazla artırsaydım dedim, çünkü 8-9 liraya çıkarırsam masraflarımı kurtarabiliyorum. Haziran ayını bekliyorum yeniden zam yapmak için.”

"Elektriğe yeniden zam gelebilir, onun için mi bekliyorsunuz" diye soruyoruz. Mehmet Bey şöyle anlatıyor durumu:

"Hayır, ekonomik durumu düşünerek yılda iki defa zam yapmak zorundayım artık. Şunu şöyleyeyim eskiden kuru temizlemeye insanlar kıyafet getirdiğinde biz onu naylonlanmış teslim ederdik. Hiç de hesabını yapmazdık. Şimdi o naylonun hesabını yapıyorum. İnsanlara poşetlerini getirmelerini söylüyorum.

Bir de terzi aynı zamanda burası, bazen yoldan geçen biri oluyordu, işte düğmem koptu, cebim delindi bir diker misin dediğinde ücret almazdık. Bir dahaki sefere alırız diyordum. Şimdi aynı durum yaşandığında küçük büyük demeden her şeyden ücret alıyoruz."

-Neden peki?

"Ekonomik kriz yüzünden. Artan masraflar yüzünden. Pandemi zaten bizi vurdu, en zor zamanları geçirdik diyorduk, şimdi toparlayacağız derken şimdi bir de kriz vuruyor. Daha önce 1990’larda da kriz gördük, ekonomik darlık oldu ama böylesini görmedik. Değil, bir yıl bir ay sonrasını öngöremiyorum artık. Bakın benim çırağım yok çünkü çırağın da bir masrafı var, onu da karşılayacak durumda değilim maalesef. "

GEÇEN YIL 150 LİRAYA ALDIĞIMIZ MALZEME 450 LİRA OLDU

Mehmet Bey’in yanından ayrılıp bir ayakkabı tamircisine giriyoruz. Bizi harıl harıl çalışan Levent ve Zeki Usta karşılıyor. "İşler nasıl" diye giriyoruz ve ustalar anlatmaya başlıyor.

“İşlerimizde şu anda bir artış yaşıyoruz, çünkü ayakkabılar pahalı, o nedenle insanlar yeni ayakkabı alamıyor, tamire getiriyorlar. Eski ayakkabıları yeniliyoruz şimdi. Eskiden böyle değildi, bugün bir ayakkabı 900-1500 lira gibi fiyatlara satılıyor. Böyle olunca millet eskisini getiriyor. Daha çok spor ayakkabıları geliyor. Yeniliyoruz. ”

-Bir ayakkabı tamirinin maliyeti ne peki?

"70-100 lira arasında değişiyor. Ama biz de fiyatları arttırdık. Daha önce 50’ye yaptığımızı 70’e 80’e çıkardık. Aslında toplanan para bir şey değil, yani bir şey çıkmıyor ortaya. Ama aldığımızın malzemenin fiyatı yüzde 100’den fazla arttı. Neredeyse her hafta artıyor. Yapışkan ilaç bunları dışarıdan alıyoruz. Örneğin bu hafta 300 liraya alıyorsak bir hafta sonra 400 oluyor. Dolara bağlı bizim malzememiz. Boyamız yapışkan. Bugün aldığımızı aynı fiyata bulamıyoruz.

Örneğin bir teneke malzemeyi geçen yıl biz 150 liraya alıyorduk, geçen hafta 450 liraya aldık. Bu işe bağlı ama genelde 15 gün gidiyordu, şimdi iş gelince daha hızlı bitiyor. Malzemeciden eskiden açık hesap mal alabiliyorduk, artık o durum yok. Günlük aldığımızı ödememizi istiyor. Haklı o da fiyat değişiyor, arada zararı oluyor öbür türlü. Peşin ödememiz gerekiyor."

'ZAMLARI BİRE BİR YANSITAMIYORUZ EMEĞİMİZ ERİYOR'

Artan malzeme fiyatlarını ücretlerine yansıtıp yansıtamadıklarını sorduğumuz ustalar, bir acı gerçeği aktarıyor, "Emekten gidiyor" diyorlar. Zeki Usta durumu şöyle anlatıyor:

“Valla 100 lira diyoruz örneğin, pahalı diyorlar. Biz de indirim yapıyoruz o durumda. Aslına bakarsanız bizim emekten gidiyor. İstediğimiz fark aldığımız malzemenin farklı. Arada bizim emeğimiz eriyor. Aynı şu anda memurun, işçinin emeğinin erimesi gibi. Esnaf da aynı durumda. Örneğin 6 ay sonrasını göremiyoruz. Artış için diyorlar ki yurtdışı da aynı, orada da artıyor diyorlar da bilmiyoruz yani."

'MİLLETİN PARASI KRİZDE DE DEĞERLİ, BİZİMKİ NİYE ERİYOR ANLAMIYORUM'

Ömer Usta 35 yıldır ayakkabı ustası. Krizin etkisini şöyle anlatıyor:

“Daha önce yaptığım işi 5 liraya yaptırıyorsam, o artık 15 lira oldu. Lastik alıyorum yüzde 100 arttı, pençe alıyorum yüzde 200 arttı. Bunu bir fırsata çevirdiler. Herkes zam yapıyor.

Tabii bir kıpırdanma oldu. Ne yapsın vatandaş, yenisini alamıyor, eskisini atamıyor. Tamire getiriyor mecburen. Yani eskiden de kriz oluyordu. Özel dönemi de gördük, ama bu biraz uzun ve farklı. Ayakkabıcılıkta da durum değişti. Eskisi gibi iş yapılmıyor. Biz de patlak, çatlak, taban değiştirme, yapıştırma gibi işler yapıyoruz. Bir anlamda ayakkabıların ömrünü uzatıyoruz, kendimizce ekonomiye katkı sağlıyoruz."

'GEÇEN YIL 25 LİRAYA YAPTIĞIM PENÇE 50 LİRA OLDU'

Ne kadara oluyor bir ayakkabı tamiratı?

Yani tamirata göre değişiyor, ama örneğin bir ayakkabı tabanı değişecekse komple 120 lira gibi bir ücret alıyoruz. 50 liradan aşağı bir şey yok. Geçen sene 25 liraya yaptığımız pençe bu yıl 50 lira, 80 lira oldu. Artış yüzde yüzü buluyor. Mecburuz. Ufak iş kalmadı artık. Örneğin 4 liraya aldığımız boya 18 lira oldu. Artışlar ne zaman oldu diye sorduğumuzda Ömer Usta yılbaşından sonra diye yanıtlıyor. Yani neredeyse altı ayda malzeme fiyatları yüzde 100 ile yüzde 350 arasında artmış.

Ömer Usta hem ekonominin genelinden hem de imalatçılardan şikayetçi:

“İmalatçılar da biraz krizi fırsata dönüştürdü. Ama dolar böyle artmaya, petrol böyle artamaya devam ederse bugünleri de ararız gibime geliyor. Yani nasıl yapacağız bilmiyorum, ancak dolar düşecek peşi sıra bu fiyatlar da düşecek. Euro ve dolar bu ülkede sürekli niye artıyor ben anlamıyorum. Milletin ekonomisi zora da girse euro'su dolar'ı para ediyor, bizimki değer kaybediyor. Ben anlamadım.”

'İNSANLAR ARTIK ET ALAMIYOR, KEMİK ALMAYA GÜÇLERİ YETİYOR'

Artık marketlerin et reyonları daha çok kullanılıyor, ama hala mahallelerde kasap dükkanlarına rastlamak mümkün. Onlardan birine giriyoruz. Genellikle marketlerin şarküteri reyonları kasapların yerini aldı. Ahmet Usta’ya "İşler nasıl" diyerek söze giriyoruz.

“Semt itibariyle (Çankaya) bizim satışlarımız kötü diyemem. Bir de kış uzun sürdü, insanlar mecburen et tavuk tüketiyor. Ama bundan sonra, özellikle kurban bayramından sonra ne olur bilemiyorum. Malum et fiyatları yükseliyor sürekli.”

- Nasıl mesela fiyatlar kıyma, tavuk, kanat?

"Dana kıyma 140 lira, tavuk bütün olarak 50 lira. Kanat biraz pahalı, o 80 lira. Bir de şuan bize gelişine yakın bir fiyattan veriyoruz. Yakın zamanda 100 lira olacağı konuşuluyor, bu da 120-130’dan satılması demek. Piknik sezonu açıldı, mevsimsel olarak tavuk tüketimi artacak. Buna bağlı olarak fiyatlar da artıyor. Üstelik artış beklenenin üstünde olacak. Allah insanların yardımcısı olsun."

- Niye beyaz ette bu düzeyde bir artış var?

"Şimdi bu ülkenin 90 milyon nüfusu var. Sebze fiyatları aşırı arttı. Bugün bir kilo domates 30 lira. Kırmızı et deseni öyle. Et, sucuk, pastırma alamıyor ki insanlar ucuz diye beyaz ete yöneliyor. Bir de ihracat olduğunu söylüyor tavuk firmaları, o da tabii arzı düşürüyor. Fiyat artıyor içeride. Kuzu fiyatları da çok yüksek karkas kuzunun mezbahada fiyatı 110 lira. Perakendede 150 lira. Pirzolasına vardığında 200 liranın üzerine çıkıyor."

- Peki son dönemde biraz fazla artmadı mı? Yani et fiyatları yüksekti de tavuk en azından böyle değildi. Düşme ihtimali yok mu?

"Haklısınız eskiye göre daha çok arttı. Üretim az zaten. Arz eksik kalıyor yani. Örneğin et borsasına gidiyoruz, et az alıcı çok o zaman fiyat artmaya başlıyor. Ama şunu biliyoruz ülkemizde insanların yüzde 70’i et alamıyor. Örneğin gelip kıyma ne kadar diye soruyorlar 140 dediğimizde soranların çoğu almadan çıkıyor.

Krizle beraber kulaklara çalınan kasaplardan insanların artıkları da almaya başladıklarına dönük durumu Ahmet Usta'ya soruyoruz. Ahmet Usta bizi doğruluyor ve şöyle devam ediyor:

"Eskiden biz bunu ayırır, besleme yapan insanlar gelir alırdı. Ücret de almazdık. Şimdi inanın insanlar gelip kemik alıyor, sadece kemik. Çorba yaparım diyor, kaynatırım suyunu kullanırım diyor. Kuyruk yağı da öyle bu hafta et borsasında fiyatı 110-120 lira arasındaydı, bu bir de toptan fiyat bunu perakende müşterisine anlatamazsınız. Valla biz de uzandık, her gün yeni bir fiyat görüyoruz. Paramızla rezil oluyoruz. Bir de insanlar bizimle muhatap olduğu için kızgınlığını bizimle paylaşıyor."

- Peki önümüzdeki altı 6 içinde ne olur?

Şöyle söyleyeyim altı ay önce biz karkas danayı 50-60 lira bandında alıyorduk. Şu anda yüzde 100 fiyat artışı var. Şimdi önümüzde kurban var. Orada da bir talepte artış olacak şunu diyebilirim yani sanırım birkaç aya karkas dana 120-140 toptan satış fiyatına ulaşır. Kasapta satışı da 170-180 kıyma 200-220 lira kuşbaşı olur.

Özetlemek gerekirse, Ankara Çankaya’da kasap da terzi de ayakkabıcı da ekonomik krizin altında ezildiklerini söylüyor. Artan malzeme fiyatları, işçilik ücretlerinde düşüşe neden olmuş. Gelen müşterilerinin haline de üzülüyorlar, kendilerine de hepsinin söylediği Allah sonumuzu hayretsin…

Özel Haber