İki bakanlığın Boğaziçi’nde yasaya aykırı yapılaşması: Kaçak kat ve tartışmalı inşaat

İki bakanlığın Boğaziçi’nde yasaya aykırı yapılaşması: Kaçak kat ve tartışmalı inşaat
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sahil Güvenlik Komutanlığı misafirhanesine kaçak kat çıkıldı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Deniz Astsubay Gazinosu'nda ise inşaat faaliyetleri başladı.

CANAN COŞKUN

İstanbul Boğazı, kültürel, tarihi ve doğal güzellikleri açısından korunması gereken hassas bir alan. Bu bölgenin yapılaşmasını sınırlayan ve darbe döneminde çıkarılan 1983 tarihli Boğaziçi Kanunu’na rağmen, imar ve yapılaşma sorunları hiç bitmedi. Son olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik "rüşvet" iddiasıyla hazırlanan iddianamedeki Boğaziçi İmar Müdürlüğü’yle ilgili suçlamalar, Boğaz'daki yapılaşma sorununu yeniden kamuoyunun gündemine taşıdı.

İBB iddianamesinde Boğaziçi’ndeki Sarıyer, Üsküdar, Beşiktaş ve Beykoz’da bulunan 13 noktayla ilgili rüşvet iddiası önü sürülüyor. İtirafçı sanıkların beyanlarına dayanan suçlamalarla İBB yöneticileri hâkim karşısına çıkmaya hazırlanırken iki bakanlığın bünyesindeki tesislerde de Boğaziçi Kanunu'nun aleyhine yapılaşma faaliyeti dikkat çekiyor.

Boğaziçi Kanunu'nun amacı, İstanbul Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak, geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek. Bu kanun kapsamında Boğaziçi’nde gösterilen "sahil şeridi ve öngörünüm" bölgelerindeki uygulamalar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca, "gerigörünüm ve etkilenme" bölgelerindeki uygulamalar da ilgili ilçe belediye başkanlıklarınca yapılıyor.

Yasa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ve ilçe belediyelerini yetkili kılsa da bu hüküm Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın düzenlemeleri ile de ve değişiklikleri ile delindi. Yakın zamanda öngörünüm bölgesinde bulunan Rumelihisarı’ndaki Boğaziçi Üniversitesi ve gerigörünüm bölgesinde bulunan Hacıosman çevresindeki ormanlık alanın sit derecelerinin düşürülerek yapılaşmaya açılması adımları bunlara örnek olarak gösterilebilir. Her iki girişim de idare mahkemelerin iptal kararlarıyla durduruldu.

Bu yetki karmaşası zemininde, bakanlıklara ait iki tesisteki tartışmalı yapılaşmaya bakalım.

Misafirhaneye kaçak kat

Boğaziçi’nde kaçak kat çıkılan yapı İçişleri Bakanlığı'na bağlı Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın misafirhanesi. 2010 yılında inşaatı tamamlanan tesis, Boğaziçi öngörünüm bölgesinde yapılaşmayı kısıtlayan kanun sebebiyle “karakol” ruhsatıyla inşa edilmişti. O dönemde tesisin sadece görevli personel kullanımı için planlandığı belirtilmişti. Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın açıklamasında tesisin, öngörünüm bölgesinde yer almasından dolayı mimari tasarım sürecinde cephe düzeninin estetik açıdan özenle hazırlandığı, inşaat ruhsatının bu şekilde alındığı öne sürülmüştü.

Ancak denize sıfır konumdaki bu tesiste, yemek salonunun üzerine yakın zamanda kaçak olarak bir kat daha çıkıldı.

fotoram-io-3.jpg

Kaçak kat da yine yemekli salon olarak kullanılıyor ve askeri personel ve yakınlarına özel organizasyonlar için kiralama hizmeti sunuluyor.

img-6011.jpg

Söz konusu alan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün veri tabanında dahi “arsa” olarak görünüyor.

kacak-kat-2.jpeg
Kaçak katın görünümü

Deniz astsubay gazinosundaki inşaat

İkinci örnek, Sahil Güvenlik misafirhanesine çok yakın konumda bulunan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Sarıyer Turgut Reis Astsubay Askeri Gazinosu. İki yıldır kapalı olan tesisin yıkılıp yeniden yapılacağı söylenmişti. İnşaat çalışmalarının sürdüğü yapının etrafı yeşil inşaat örtüsüyle kaplı. Yapıda inşaat araçlarının çalıştığı görülüyor.

img-5988.jpg

Deprem tehlikesi

Kuzey Ormanları Savunmasından şehir plancısı Ayşe Yıkıcı, konuyla ilgili Kısa Dalga’ya açıklama yaptı. Boğaziçi Kanunu’nun İstanbul Boğazı’nı “öngörünüm”, “gerigörünüm” ve “etkileşim bölgesi” olarak üç bölgeye ayırdığını aktaran Yıkıcı, yapılaşmanın da bu ayrıma göre belirlendiğini ancak özellikle öngörünüm bölgesinde savunma amaçlı yapıların dışında hiçbir inşaat faaliyetin izin verilmediğini kaydetti.

Yıkıcı, misafirhane binasına kaçak bir kat çıkılmasıyla ilgili de mevcut bir binaya taşıyıcı sisteminin karşılamayacağı için kaçak kat çıkılmasına izin verilmeyeceğini vurguladı. Yıkıcı, bu durumun beklenen İstanbul depremi açısından büyük bir tehlike arz ettiğine dikkat çekti.

Boğazdaki yapılaşmanın tarihi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün geçmiş yıllara ait raporuna göre, Beşiktaş, Sarıyer, Beykoz, Üsküdar ve Beşiktaş ilçelerinin Boğaz kıyılarını kapsayan, 500 bin kişinin yaşadığı öngörünüm bölgesinde 9 binden fazla kaçak yapı bulunuyor. Bu yapılar arasında yalnızca 1411 villanın inşaat ruhsatı var ve 189'unun iskân belgesi bulunuyor. Daha sonra Anayasa Mahkemesi'nin İstanbul Boğazı'nda kısıtlı ve imtiyazlı yapılaşmaya izin veren İmar Kanunu değişikliğini iptal etmesi üzerine villaların ruhsatı iptal edilmişti. 1989'da SHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Nurettin Sözen'in yıkım kararı verdiği Sarıyer sırtlarındaki Uyum Sitesi bu olaya örnek gösterilebilir.

28 Aralık 2018 resmi gazete kararıyla Boğaziçi bölgesinin bazı kısımlarını da içine alan imar affıyla buradaki kaçak yapılara yapı kayıt belgesi verilmesinin önü açıldı. 2021'de tüm dünyayı saran korona virüs pandemisi sırasında İstanbul Boğazı ve Adalar'ı da içine alan bazı alanların Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesiyle buralarda yapılaşmanın önünü açacak yasal zemin oluşturuldu.

Yetki karmaşası

Şehir plancısı Ayşe Yıkıcı, Adalar’ı da içine alan bu koruma bölgesindeki her türlü faaliyet için önce Bakanlık’tan izin alınmasının şart koşulduğunu, eğer Boğaziçi Kanunu’nun etki alanında bir alan ise sonra da Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne başvurulması şeklinde düzenleme yapıldığını söyledi.

Özel Çevre Koruma Bölgesi ilanıyla Boğaziçi’ndeki yetkinin bölündüğünü söyleyen Yıkıcı, özellikle 2019’dan sonra kurumlar arası iletişimin siyaseten elverişsiz olması sebebiyle bir karışıklığa sebep olduğunu kaydetti ve söz konusu karışıklığın özellikle 2021 yılı sonrasında kaçak yapıların artışına neden olduğuna dikkat çekti.

Kaçak yapı sahiplerince darpedilmişti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaziçi öngörünüm bölgesindeki kaçak yapılaşmaları yıkma yetkisi bulunduğunu söyleyen Yıkıcı, buna örnek olarak da İBB’nin Üsküdar sahilindeki kaçak yapıları yıktığını hatırlattı. Bu yıkım sırasında kaçak yapıların sahiplerince darp edilen İBB İmar Müdürü Ramazan Gülten İBB davası kapsamında tutuklu bulunuyor.

Kaynak:Haber Merkezi

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.