Asgari Ücret Tespit Komisyonuna katılan işçiler konuştu: Bizim çocuklarımız da peynir yemek istiyor

Asgari Ücret Tespit Komisyonuna katılan işçiler konuştu: Bizim çocuklarımız da peynir yemek istiyor
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılı asgari ücretini belirlemek için ikinci kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda toplandı. Bu yıl ilk kez işçiler de toplantıya katıldı. İnsanca şartlarda yaşamak istediğini dile getiren işçiler, "Bizim çocuklarımız da peynir yemek istiyor." dedi.

Gözler Asgari Ücret Tespit Komisyonunun alacağı kararda. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılı asgari ücretini belirlemek için, bu yıl ilk kez işçilerin de katılımı ile ile ikinci toplantısını yaptı.

Toplantıda Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) temsilcileri ekonomik verileri paylaştı. İkinci toplantının bitmesinin ardından asgari ücret için bir sayı açıklanmadı.

“Alım gücümüz bitti"

Asgari ücretin insanca yaşayabilecekleri noktaya gelmesi talebinde bulunan Karayollarında taşeron işçi olarak çalışan Durmuş Öztürk, “Alım gücümüz bitti. İnanın ben bunu sayın işverenlerime de başkanlarıma da bakanlarıma da söyledim ilk toplantıda. 'Semt pazarlarında insanlar yerlerden çürük meyve toplayıp evlerine götürmek için nasıl mücadele ettiklerini bir görün' dedim." diye konuştu.

"Aldığımız yetmiyor, kiramız bitmiyor"

Öztürk, şunları söyledi:

“Asgari ücretle çalışıyoruz. Aldığımız asgari ücret yetmiyor. Bir ev kirası, bir aylık ekmek parası ile bu asgari ücret tükeniyor. Bizim çocuklarımız da var. İster istemez bizim çocuklarımız da meyve yemek istiyor. Bizim çocuklarımız da peynir yemek istiyor. Bunları yiyemiyor. Gelişimleri zayıf oluyor. Biz neden yaşam şartlarına uygun yaşam şartı içinde yaşamıyoruz? Türkiye'de 8 milyon asgari ücretlinin temsilcisiyiz. Biz şunu diyoruz, 8 milyon asgari ücretli var ve bunların ailesi ile beraber 33 milyon asgari ücretle geçinen milletiz. Herkes diyor ki; "aldığımız yetmiyor" veya "kiramız yetmiyor', "birini alsak biri eksik kalıyor'...

"Çocuğuma 10 lira veremedim"

Çocuklarımız okula gidiyor, 10 lira para istiyor veremiyoruz. Bundan daha önce çocukların Öğretmenler Günü vardı. Oğlum geldi dedi ki; "Baba, Öğretmenler Günü kutlayacağız. Bana 10 lira para verir misin" dedi. Ben de dedim ki; "Oğlum 10 lira param yok', "Herkes Öğretmenler Günü'nü kutlayacak, bizde neden para olmuyor" dedi. Şöyle düşündüm, o akşam da sabaha kadar da uyuyamadım. Bir yerlerden, çocuğuma 10 lira verebilmek için borç aldım.

"Bizi kadro diye avutuyorlar

"Biz kadro gelecek diye bakıyoruz. Hep bizi avutuyorlar. Düne kadar 80 madde var, Torba Yasa'da varsınız veya Vedat Bilgin düne kadar bakandı. 85 milyon insanın karşısında bizi açık açık anlattı. "Yolda asıl iş yapanın kadrosu hak. Ben o dosyayı hazırladım ve benden sonra gelecek bakanın masasına koydum" dedi. Ama bu zamana uğradı. Hala o dosya niye gündeme gelmiyor bilmiyorum. 4 sefer kadro kaçırdım. Bir de İŞKUR'dan aldılar 3 bin kişi. İŞKUR'dan aldınız da bana, "Yolda ne kadar bariyer var, yolun neresi bozuk, neresi düzgün" sorsunlar, ben söyleyeyim ama yolu hiç bilmeyen adam geldiği zaman bize soruyor. Örnek veriyorum, "Kadrolusun bilmiyor musun" diye soruyorum, "Ben İŞKUR'dan geldim, girdim" diyor. Ben varım, asıl iş yapanlar var. Operatör mü lazım, operatörümüz var taşeron. Düz işçimiz var; müşavir mi istiyorsunuz? Var. Hepimiz varız. Karayollarında 14 bin taşeron işçi var. Bir avuçta sayılacak kişileriz."

"Bir kadın olarak ayaklarının üzerinde durmak zor"

Asgari ücret tespit komisyonunda kadın işçileri temsil eden Hatice Akgedik ise kadın işçilerin yaşadığı sorunlara ilişkin şunları söyledi:

“Türkiye’mizde kadın olmak çok zor. Bir kadın olarak kendi ayaklarının üzerinde durmak, tek başına mücadele etmek maalesef çok zor. Bütün kadınların sesi olarak ben buraya geldim. Kadınlar çok zor durumda, asgari ücretlilerimiz zor durumda. Bunu işverenlerimize de çok söyledim. "Kendinizi bizim yerimize koyun" dedim. Kendilerini vicdanlarına bıraktım."

"Temel ihtiyaçlarımızı alamıyoruz"

İşçiler beslenemiyor. En azından pazara gittiğimiz zaman temel ihtiyaçlarımızı almak zorundayız ama alamıyoruz. Yarısını alıyoruz, yarısını alamıyoruz. Bir markete gittiğimiz zaman temel ihtiyaçlarımızı alamıyoruz. Asgari ücretli insanlar gerçekten zor durumda. Açlık sınırının altında. Gençlerimiz hep yurt dışına gitmeye çalışıyor. Asgari ücretli iki tane oğlum var. Asla evlilik falan düşünemiyorlar. "Karnımız doymuyor" diyorlar. Gençlerimiz, herkes yurt dışına kaçıyor. Neden benim memleketimde güzel şeyler varken gençlerimiz neden gidiyor imkanlarımız varken?

"İnsanlar çürük meyve topluyor"

Alım gücümüz bitti. İnanın ben bunu sayın işverenlerime de başkanlarıma da bakanlarıma da söyledim ilk toplantıda. Alım gücü bitti insanların. 'Semt pazarlarında insanlar yerlerden çürük meyve toplayıp evlerine götürmek için nasıl mücadele ettiklerini bir görün' dedim. İnsanlarımız çok zor durumda. Kadın işçilerin çalışma koşulları çok zor. Çok zor ayakta duruyorlar. Bazıları bekar oluyor, çocukları ile hayat mücadelesi o kadar zor ki... Ev kiraları almış başını gitmiş, insanlar ne yapacağını bilemiyor. Yani çok zor durumda kadın işçilerimiz. İnsanlar zor durumda, biz bunu gereken yerlere de söyledik artık herkes elini vicdanına koysun.” (ANKA)

Ekonomi