Avrupa'da su krizi tırmanıyor

Avrupa'da su krizi tırmanıyor
Şiddetli kuraklık nedeniyle giderek tırmanan su krizi, özellikle güney Avrupa ülkelerinde sıkı su tasarrufu önlemlerini de beraberinde getiriyor.

Aşırı su tüketimi, azalan yağmurlar, kuruyan tatlı su kaynakları... İklim değişikliği, Avrupa'daki gündelik hayatı da olumsuz etkilemeye başladı. Giderek daha fazla insan, aşırı sıcak hava dalgalarının, uzun kuraklık dönemlerinin ve artan su tüketiminin sonuçlarını yakından hissediyor. Özellikle yaz mevsiminin çok sıcak geçtiği güney Avrupa ülkelerinde alarm zilleri çalıyor.

Hızla azalan içme suyu kaynaklarını güvence altına almak isteyen politikacılar, su tüketimini azaltmak için bazı kısıtlamaları da içeren tedbirlere başvuruyor. Merkezi Danimarka’nın başkenti Kopenhag'da bulunan Avrupa Çevre Ajansı'nda su uzmanı olarak görev yapan Dr. Nihat Zal "Meselenin bir boyutu kuraklık. Diğer boyutu ise mevcut su kaynaklarını ne kadar tükettiğimiz" diyor.

Avrupa çapında özel hanelerin su tüketimi, genel tüketimin sadece yüzde 9'u oluşturuyor. Yaklaşık yüzde 60 ile tarım alanındaki tüketim başı çekiyor.

İtalya'da su sıkıntısı tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor

Su krizinde durumun şu anda en dramatik olduğu bölge Kuzey İtalya. Ülke son 70 yılın en şiddetli kuraklığını yaşıyor. Giderek azalan tatlı su stokları nedeniyle bazı yörelerde acil durum ilan edildi. Suyun mümkün mertebe tasarruflu kullanılması için 100'den fazla yerel yönetim, halka çağrı yaptı. İtalya hükümeti de su kriziyle mücadele için ilk etapta 36 milyon euro bütçe ayırdı.

Aylardır yağmur yağmaması nedeniyle Dora Baltea ve Po nehirlerindeki su seviyesi yüzde 15'e kadar geriledi. Avrupa'nın en önemli tarım alanlarından biri olan bölgede, tarımsal üretimin yüzde 30'u kuraklık tehdidi altında. Sesia nehri çevresindeki meyve ağaçlarının sulanması yasaklandı. Eldeki kısıtlı su rezerviyle hiç değilse pirinç hasadının kurtarılması amaçlanıyor.

Verona belediye başkanı, geçen hafta sonundan itibaren bahçelerin ve spor alanlarının sulanmasını, araba ve avluların yıkanmasını, süs ve yüzme havuzlarının doldurulmasını ağustos ayının sonuna kadar yasakladı. Sebze bahçeleri ise sadece geceleri sulanabilecek. Pisa'da içme suyunun bundan böyle sadece "evsel kullanım ve kişisel hijyen için" tüketilmesine izin veriliyor. Bu kısıtlamaya uymayanların 500 euroya kadar idarî para cezası ödemeleri öngörülüyor. Milano'da da tüm süs havuzları ve dekoratif amaçlı çeşmelerin suyu kesildi.

Castenaso kasabasının belediye başkanı, su tasarrufuna yönelik önlemler kapsamında bir adım daha ileri giderek kuaförlerin, müşterilerinin saçlarını iki kez yıkamasını yasakladı. 16 bin nüfuslu kasabada sadece on kuaför salonu mevcut.

Portekiz'de içme suyunu güvenceye almak için tasarruf

2022'nin son derece kurak bir yıl olabileceği uyarılarını kış aylarından itibaren ciddiye alan Portekiz hükümeti, şubat ayında hidroelektrik santrallerinin kullanım süresini haftada iki saate düşürdü. Ocak ayında bile son derece düşük seviyede olan baraj göllerinden, tarlaların sulanması için su çekilmesi de yasaklandı. Böylece yaklaşık on milyon nüfuslu ülkenin temel içme suyu tedariki, önümüzdeki iki yıl için güvence altına alındı.

Ülkenin güneyindeki Silves, Lagoa ve Portimão kasabalarındaki yaklaşık 1800 çiftliğin su tedariki için bir acil durum planı devreye sokularak bazı mahsullerin sulanması yarıya indirildi. Portekiz Çevre ve İklim Koruma Bakanı Duarte Cordeiro, mevcut tedbirlere rağmen ülkenin gelecekte kısıtlamalar ve daha yüksek su maliyetleri ile yaşamak zorunda kalacağını vurguladı. Duarte, özel sektörü de bu yönde yatırımlar yapmaya çağırdı.

Avrupa Çevre Ajansı'ndan Dr. Nihat Zal, verimliliği artırmak ve para tasarrufu sağlamak için bazı basit önlemler alınabileceğini düşünüyor: "Su kaynağından, örneğin bir gölden sanayi bölgesine aktarılan tatlı suyun ortalama yüzde 25'i kayboluyor. Su altyapısını daha verimli hale getirmek, büyük tasarruf potansiyeli taşıyor."

İspanya'da tarım alanlarının üçte ikisi çölleşme tehdidi altında

Kuraklığın pençesindeki ülkelerin başında gelen İspanya'da, tarım alanlarının üçte ikisi çölleşme tehdidi altında. İspanya Meteoroloji Kurumu'nun kayıtlarına göre, bu yıl ülke tarihindeki en kurak ikinci kış mevsimi yaşandı. Bu nedenle hükümet, henüz şubat ayının başlarında sert önlemleri devreye soktu. Katalonya'daki pek çok yerleşim biriminde aylardır düzenli su kesintileri uygulanıyor. Ayrıca arızalı su boruları da hızla onarılıyor. Böylece yaklaşık yüzde 25 oranında su tasarrufu sağlanması hedefleniyor.

İspanya, AB'nin üçüncü en büyük tarım ürünleri üreticisi konumunda. Tatlı suyun en az yüzde 70'i tarımda kullanılıyor. DW'ye konuşan Greenpeace İspanya temsilcilerinden Juan Barea "Talep artmaya devam ediyor. Su tasarrufuna yönelik önlemler almak yerine, İspanya'nın Norveç veya Finlandiya kadar su rezervine sahip olduğunu iddia ediyoruz. Oysa gerçekte Kuzey Afrika seviyesindeyiz" diyor.

Halihazırda ülkedeki tarım alanlarının çoğunda, yüksek verimli damla sulama tekniği kullanılıyor. Ancak bunun en az yüzde 20'si sürdürülemez yöntemlerle yapılıyor.

Avrupa Çevre Ajansı'ndan Dr. Nihat Zal'a göre, su krizleriyle etkin mücadele için, kısa vadeli kriz yönetimine odaklanmaktan vazgeçip, uzun vadeli planlamalara ağırlık verilmeli: "Bu, su kullanımında daha fazla verimlilik, ileriye dönük risk yönetimi ve gelecekteki muhtemel krizlere hazırlık anlamına geliyor. Aynı zamanda iklim değişikliğine sadece hükümet düzeyinde değil, bireysel ve yerel düzeyde de uyum sağlamak gerekiyor."

Kaynak:

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem