Babacan: Türkiye'de artık seçim dönemi başladı
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün partisinin genel merkezinde haftalık değerlendirme toplantısında sansür yasası, milletvekili Mustafa Yeneroğlu'nun emniyet tarafından hedef alınması, Pınar Gültekin cinayetinde verilen karar gibi gündemdeki konulara değindi.
“Türkiye’de artık seçim dönemi başladı" diyen Babacan şöyle devam etti:
"Seçim ister erken yapılsın ister zamanında yapılsın, hiç fark etmez. Sandık gününe yaklaşıyoruz. Sandık günü geldiğinde, akşam sayımlar tamamlanıp sonuçlar açıklanınca göreceğiz ki inşallah bu seçimin yıldızı DEVA Partisi olacak. Seçim başarımız; görmezden gelinenlerin, yok sayılanların zaferi olarak tarihe geçecek."
'SAYGISIZ BİR MEMUR YENEROĞLU'NA HAKARET ETTİ'
Hep beraber şahit olduk; geçtiğimiz cuma günü, saygısız bir memur, Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanımız Sayın Mustafa Yeneroğlu’na ve vatandaşlarımıza hukuksuzca hakaret etti. Devlet adına görev yaptığını unutan bu kişi, Ankara’nın göbeğinde, vatandaşa parmak salladı. Hakkını savunan insanlara hakaret savurdu. Yetmedi, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tüzel kişiliği bir açıklama platformu olarak kullanılarak hem sayın Yeneroğlu hem de vatandaşlarımız tehdit edildi, hedef gösterildi."
'SALLANAN PARMAKTA ONUN GÖLGESİ VAR'
"Cumhurbaşkanı’ndan hiçbir ses yok duydunuz mu? Yok. Niye? Çünkü vatandaşlarımıza hadsizce sallanan parmakta onun gölgesi var. Bu saygısızlık, bu hukuk tanımazlık, ülkenin Cumhurbaşkanı’nın kamu yönetiminde oluşturduğu dar zihniyetin, hukuksuzluğun ve hakaret üslubunun bir neticesi. Peki Meclis Başkanı’ndan bir itiraz duydunuz mu? Yok."
'ŞAİBELERİN ORTASINDAKİ İSMİ EN ÇOK SAHİPLENEN BAHÇELİ'
"Biliyorsunuz, Emniyet Teşkilatı kabinenin en şaibeli bakanına bağlı. Ülkenin huzurunu sağlamakla görevli bir kurumun başında olan bu kişiyle ilgili, bir çete lideri vahim iddialarda bulundu. Ve konunun üstü tamamen örtüldü. Şaibelerin ortasındaki bu ismi en çok sahiplenen de krizlerin ortağı Bahçeli."
POLİS İNTİHARLARI
"İntiharların altında yatan gerçekler nedir? Bu nedenleri ortadan kaldırmak için hangi çalışmayı yapıyorsunuz? Emniyet teşkilatımızda üstler astlarına nasıl bir baskı uyguluyor? Polislere psikolojik destek sunmak için, rehabilitasyon merkezleri kurmayı düşünüyor musunuz? Polislerin ve ailelerinin mali durumlarını iyileştirmek için, sosyal güvenlik hakları için hangi çalışmayı yapıyorsunuz? İktidara soruyorum. Çıkın ve açıklayın."
'BASINI, İNTERNET SİTELERİNİ VE VATANDAŞI SUSTURMANIN YASASI'
"Kamu gücünü millete karşı kullanmanın bir diğer örneği daha var. İşte, son günlerde ‘Dezenformasyon yasası’ olarak paketlenen bir çalışmayı da dikkatle izliyoruz. Öncelikle, yasanın adını doğru koymak lazım. Bu yasa, sansür yasasıdır. Basını, internet sitelerini ve vatandaşı susturmanın yasasıdır. Daha evvel söylemiştim. Tekrar edeceğim; özgür basın hayat kurtarır. Ama bunların akılları fikirleri basını susturmakta."
"Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla ne diyorsa; tüm gazeteler televizyonlar onu desin. Şimdi bu yeni yasa çalışmasıyla ne yapmaya çalışıyorlar? Tamamen yeni bir suç uyduruyorlar. ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçtur’ diyorlar. Öyleyse, sansür yasasını çıkaranlara buradan soruyorum; ‘Enflasyon yüzde 73 buçuktur’ demek mi halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymaktır? Yoksa ‘Enflasyon en az yüzde 150’ demek mi? Hangisi doğru? Hangisi halkı yanıltıcı bilgi?"
'DÜŞÜNDÜKÇE KAHROLUYORUM'
"Görüyorsunuz değil mi? Nasıl çarpık bir zihniyetle karşı karşıyayız? Tweet atanı hapse koymak isteyen, ama kadın katillerini de kısa sürede hapisten çıkarma derdinde olan bir zihniyet. Daha iki gün önce yaşadık. Düşündükçe kahroluyorum. Biliyorsunuz, gencecik bir kadın, Pınar Gültekin diri diri yakılarak katledildi. Fakat sanığa, cezasında ‘haksız tahrik indirimi’ uygulandı. Sanığa ödül verdiler resmen. Pınar Gültekin’in acılı ailesinin neler hissettiklerini tahayyül bile edemiyorum. Yazık, çok yazık. Pınar Gültekin vakası, ne yazık ki tek vaka değil. Ülkemiz, hayattan koparılan kadınların mezarlığı haline geliyor."
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SÖZÜ
"Geçtiğimiz ay en az 36 kadın katledildi. Onun için bizim bu topraklara bir borcumuz var: Kadınları öldüren zihniyeti, toprağa gömmeye mecburuz. İktidara gelir gelmez işe, derhal, katilleri cesaretlendiren uygulamaları tersine çevirerek başlayacağız. Gece yarısı karanlığında terk ettikleri İstanbul Sözleşmesi’ne, gündüz gözüyle yeniden dahil olacağız. Kadın cinayeti davalarında, cezaları caydırıcı hale getireceğiz. ‘İyi hal indirimi’ gibi uygulamaları kaldıracağız. Kadına yönelik şiddet sebebiyle, koruyucu tedbir kararları verildikten sonra işlenen suçlarda; denetimli serbestlik, iyi hal, seçenek yaptırımların uygulanmasını engelleyeceğiz. Elektronik kelepçe sisteminin daha etkin ve geniş bir şekilde uygulanmasını sağlayacağız. Koruma kararları kâğıt üzerinde kalmayacak." (ANKA)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.