Bahçeli: Nerede bir anarşist vaka görülmüşse orada CHP çıkmıştır

Bahçeli: Nerede bir anarşist vaka görülmüşse orada CHP çıkmıştır
Bahçeli konuşmasında ağırlıklı olarak CHP'ye ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yüklenirken, 50 yıl boyunca yaşanan olumsuzlukları da CHP'ye bağladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. 

Bahçeli konuşmasında ağırlıklı olarak CHP'ye ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yüklenirken, 50 yıl boyunca yaşanan olumsuzlukları da CHP'ye bağladı. 

"Şehit yakınına hakaret" konusuna da değinen Bahçeli, buradan yola çıkarak İYİ Partili Lütfü Türkkan'ı ve İYİ Parti'yi de hedef aldı. 

Bahçeli özetle şunları dedi: 

"CHP ile yüzleşmek demek, Türkiye'nin huzursuzluk devirlerine ayna tutmak demektir"

"Adına millet ittifakı denen, gerçekte zillet ittifakı olan hastalıkı siyasi bünyenin, ana ve ara ortakları Türkiye'nin önünü kesmek, Türk milletinin haklarını sekteye uğratmak için sanki yarış halindedir. HDP'nin kafesine giren CHP, resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır. CHP yönetimi PKK'ya, YPG'ye evet, Türkiye'ye hayır demiştir. Çanakkale ruhunu sarsan, milli mücadeleyi satan, gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına darbe vuran CHP Genel Başkanı ve yönetiminin ne yatacak ne sığınacak yeri kalmıştır. 

Türkiye'nin istikrarsızlık dönemleri, kriz yılları, siyasi bunalımları, ekonomik kıtlıkları, kardeş kavgaları, fren tutmayan kutuplaşma fırtınaları CHP'nin tarihi ile özdeştir. Bir nevi CHP'nin tarihidir. CHP ile yüzleşmek demek, Türkiye'nin huzursuzluk devirlerine ayna tutmak demektir. 

İşgal de bir, boykot da bir yaklaşımı, toplumsal huzurumuzun tıkacı olmuştur. Nerede bir anarşist vaka görülmüşse orada CHP çıkmıştır. Bu partinin kalemşörlüğünü yapan zihniyetler, milli dokuda dipsiz kuyular açmak için çırpınmışlar, görevleri bitince de soluğu yabancı ülkelerde aldıkları ortaya çıkmıştır.

Kılıçdaroğlu bir sonuçtur, sebepler ise CHP'nin son 50 yıllık tarihinde yatmaktadır. Öyle bir aşamaya gelinmiştir ki Kılıçdaroğlu'nun istikameti hepten şaşmış, bütün yolları Kandil'e açılmıştır. HDP'nin kuklasına dönen, PKK'nın eline avucuna düşen CHP'nin hali utanç vesikasıdır. Türkiye'nin haklı mücadelesine sırt çeviren iş birlikçilik markaları, CHP ile, yanında bulunan diğer operasyon partilerinden başkası değildir. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kıran, teröristlerle mücadeleye karşı çıkan, 'hayır' diyen CHP'dir, bu güvenlik sorunu parti, tercihini şeytandan yana kullanmıştır. 

"5 Kasım skandalı"

Türkiye'de görev yapan 10 ülkenin büyükelçi tarafından ortaklaşa açıklanan 18 Ekim muhtırasının külleri soğumadan, mahiyeti farklı olsa da aynı maksada hizmet gayesi ile şimdi de Kılıçdaroğlu karşımıza çıkmıştır. 5 Kasım'da yabancı büyükelçilerin tamamına bir mektup göndermiştir. Bu mektup bir siyaset krizidir. Bu mektup 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir. Kılıçdaroğlu'nun esir edilmiş bir siyasetçi olduğuna kanaat getirmiş durumdayım.

CHP Genel Başkanı'nın yabancı sefillere, Türkiye'nin iç meselesi olan proje hakkında mektup yazıp casusluğa heves etmesi hangi aklın ürünüdür? Sayın Kılıçdaroğlu ne hallere düştün? Seni ele geçiren irade, pranga vuran kimdir? İtiraf et de yardım edip elinden tutalım, ihbar et ki düştüğün çukurdan seni çekip alalım. Derdin varsa gidersin millete düşüncelerini paylaşırsın, yabancı büyükelçilere, ülkemizdeki muazzam bir projeyi nasıl ispiyonlarsın? 18 Ekim bildirisinin anlaşılıyor ki siyasi ayağı sensin, süngü düşürmüş bir siyaset deposu, ona buna el açan minnet ehlisin.

Kılıçdaroğlu demokrasiye kara çalmıştır. CHP, milli iradeyle yollarını bir daha kavuşmamak üzere ayırmıştır. Yabancılardan medet uman bir siyaset acizliğinin Türkiye’nin geleceğinde olması artık imkansızdır. CHP'ye gönül veren kardeşlerim ya Kılıçdaroğlu ve dar kadrosundan derhal kurtulacak ya da partilerinin siyaset çöplüğüne gitmesini hüzünle izleyecektir. Kılıçdaroğlu bir çuval inciri berbat etmiştir. Artık suyu ısınmış, miadını dolmuştur. 

Zillet ittifakının dikişleri sökülmüştür. Kılıçdaroğlu, tarihten de mi ders almadın? Nasıl bir hüsrandasın, nasıl bir tüneldesin? Kılıçdaroğlu ve çalışma ekibi geçmişlerine kalın bir sünger çekmiştir. Türk milleti de onları sandığa sürgüleyecek, bir daha da hapsoldukları yerden çıkmalarına müsaade etmeyecektir. 

"Soysuzluk, şerefsizlik"

(...) Açık açık söylüyorum, bir şehidimizin bacısına küfür etmek soysuzluktur, şerefsizliktir, düşman dilidir. Bu edepsizlik, bu ahlaksızlık, bu kansızlık; içinde insan sevgisi, şehit saygısı, millete bağlılık ve ilahi adalet hissi olan hepimizin yüreğini dağlamıştır.

Başkasını ısırtmak için cebinde beslediğin yılan, gün gelir sahibini sokarsa feveran etmeye hakkın da olamaz.

'Burası Kürdistan'dır diyen bölücüye tık yok, ama şehidin bacısına ağza alınmayacak küfürler var. İP Başkanı, yaptığını bulacak, ettiğini çekecektir. Bu hayatın şaşmaz bir kuralıdır. Allah’tan niyazım, ne yaptılarsa aynısıyla karşılaşmalarıdır."

Gündem