Bahçeli: "Kavalı'ya ceza verilsin, vatandaşlıktan çıkarılsın, sınır dışı edilsin"

Bahçeli: "Kavalı'ya ceza verilsin, vatandaşlıktan çıkarılsın, sınır dışı edilsin"
Bahçeli Osman Kavala’nın hüküm giyip cezasını çektikten sonra vatandaşlıktan çıkarılıp sınırdışı edilmesini istedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinimn haftalık grup toplantısında yaptığı konuşmada, dört yılı aşkın süredir hapiste bulunan iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala’nın hüküm giyip cezasını çektikten sonra vatandaşlıktan çıkarılıp sınırdışı edilmesini istedi.

Bahçeli, “Bu artık milli zarurettir” dedi. MHP lideri ‘adres’ olarak da ‘Kavala çağrısı’nı imzalayan büyükelçilerin ülkelerinden birini önerdi.

Bahçeli konuşmasında konuya ilişkin özetle şunları dedi:

“Kavala yakalandı”

Kavala, 18 Ekim 2017’de İstanbul’da yakalanmıştır. Üzerine atılı suçlar hükümeti ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmektir. 29 Aralık 2017’de Anayasa Mahkemesi’ne, 8 Haziran 2018’de de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapmıştır.

Anayasa Mahkemesi 22 Mayıs 2019 tarihinde, aralarında mahkeme başkanı Zühtü Arslan’ın da bulunduğu beş üyenin karşı oyu ve oy çokluğuyla Anayasa’nın 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine, ayrıca tutuklamanın hukuki olmadığından bahisle, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine dair iddianın kabul edilebilir olduğuna ise oy çokluğuyla karar vermiştir.

“AYM kapanmasın da terörle mücadeleye sünger mi çekilsin?”

Anayasa Mahkemesi öyle bir hale gelmiştir ki, nerede bir hain, nerede Türkiye’nin kuyusunu kazmak için faal halde bulunan bir çapulcu varsa onlarla yan yanadır. Terörist Demirtaş’ın yanında duran bu mahkemedir. Sorosçu fitnenin yanında konuşlanan bu mahkemedir.

Daha geçtiğimiz günlerde Diyarbakır eski belediye başkanı, bölücülüğün atar damarı Osman Baydemir ile ilgili hak ihlali kararı veren, dahası 30 bin lira da tazminat ödenmesine hükmeden bu mahkemedir. Şu rezalete, şu adaletsizliğe bakınız ki, hem canımızı alıyorlar, hem de paramızı alıyorlar.

Şehitlerimizin kana bulanmış haklarını eğer imkan olsa Anayasa Mahkemesi’nin asla umursamayacağını, bunu bilmek için de kahin olmaya gerek bulunmadığını herkes görmeli ve idrak etmelidir. Çünkü hainin, katilin, teröristin hak ihlaline maruz kaldığını iddia eden bir mahkemenin şehitlerimize, gazilerimize, Mehmetlerimize, polislerimize, yetimlerimize söyleyecek tek bir sözü olamaz.

Dağda sözde hak aradıklarını söyleyen caniler, maalesef Anayasa Mahkemesi’nin açılan kapısından rahatlıkla içeri girmişlerdir. Sorarım sizlere, Anayasa Mahkemesi kapanmasın da hak ve hukukun itibarı mı kaybolsun? Anayasa Mahkemesi kapanmasın da terörle mücadeleye sünger mi çekilsin?

Demirtaş, Baydemir, Kavala davalarında hak ihlali var diyen sözde hakimler, gelsinler bunu külahıma anlatsınlar, bu da yetmezse gitsinler dağda gezen, sınırda bekleyen, sınır ötesinde mücadele eden kahramanların yüzüne söylesinler. Haydi buyursunlar.

Kavala’nın avukatı aracılığıyla, 8 Haziran 2018’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı başvuru 10 Aralık 2019 tarihinde beklendiği gibi Türkiye aleyhine sonuçlanmıştır.

Nitekim bir suç işlendiğine dair makul şüphe yokluğu ileri sürülerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğine hükmedilmiştir. Farklı bir karar alınsaydı şaşırırdık, kendimizden kuşku duyardık. İşte bu mahkeme kararı Batı’nın elinde koza dönüşmüştür.

Oysaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını uygulamayan söz konusu ülkelerden mesela Yunanistan’a hiç kimseden en küçük itiraz bile gelmemektedir.

“Ceza verilsin, cezası bitince sınırdışı edilsin”

Kavala ile ilgili önerimiz ise şudur: Bu Sorosçu’nun mahkemesi karara bağlanır ve hüküm verilirse, önce cezasını Türkiye’de çekmesi, sonra da vatandaşlıktan çıkarılarak 10 büyükelçiden birisinin ülkesine gönderilmesi artık milli bir zarurettir.

19’uncu yüzyılda yaşanan ve yasatılan yabancı sefirler baskısının tekrarına, yeniden sahne almasına hiç kimse kalkışmamalı, buna cüret dahi etmeyi aklından geçirmemelidir.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi çıkarları adına hiçbir dış misyon şefi nüfuzu altında tutamayacak, aksi bir teşebbüs halinde sınır dışı edilmekten de kurtulamayacaktır.

Herkes haddini bilsin, saygısızlığa, kural ve hukuk ihlaline lüzum yoktur, tahammülümüz hiç yoktur. Batılı ülkelerin Türkiye’ye yaklaşım dostane değildir, münasebetleri yapıcı değildir, iyi niyetli değildir.”

 

Gündem