Bahçeli'den Boğaziçi öğrencilerine: Diyeceğiniz ne varsa söyleyin çözelim
MHP Genel Devlet Bahçeli, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri üzerinden gençlere sıcak mesajlar verdi, uyarılarda bulundu. Bahçeli, “Kıt kanaat imkanlarla okuduğunuz okulları bitirmenin gayesindesiniz, belki bir sevdiğiniz var açılamıyorsunuz, bir işim olsun diyorsunuz, bir yuva kurmanın telaşındasınız, hayatınızı kurtarmanın çabasındasınız. Bunların hepsi helali hakkınız olan makul ve mantıklı insani hallerdir. Biz de bu çağlardan geçtik, ne yaşamışsanız, benzerlerini az çok yaşadık. Diyeceğiniz ne varsa söyleyin çözelim, ama üniversite kapılarında terör örgütlerinin dolduruşuna gelmeyin, buna müsaade etmeyin. Sizin yeriniz kapı değil, içeridir, amfilerdir, hocalarınızın dizinin dibi, analarınızın hayır dualarıdır” diye konuştu.
Bahçeli, MHP grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
GENÇLER HİÇBİRİNİZİ KAYBEDEMEYİZ: Sevgili gençler, hiçbirinizi kaybedemeyiz. Hiç birinizin hayatını tesadüflerin akıntısına teslim edemeyiz. Öfkeniz olabilir, kızgınlığınız olabilir, kızdıklarınız olabilir, tepkileriniz sivri olabilir, itirazlarınız sinirli olabilir, fakat sizler bizim için, milletimiz için, istikbal ve istiklal haklarımız için paha biçilemez öneme sahipsiniz. Analarınız, sizleri ne zorluklarla büyüttü, mutlaka biliyorsunuz. Babalarınız, yemedi yedirdi, içmedi içirdi, giymedi giydirdi, en iyi sizler farkındasınız.
BELKİ BİR SEVDİĞİNİZ VAR AÇILAMIYORSUNUZ: Kıt kanaat imkânlarla okuduğunuz okulları bitirmenin gayesindesiniz, belki bir sevdiğiniz var açılamıyorsunuz, bir işim olsun diyorsunuz, bir yuva kurmanın telaşındasınız, hayatınızı kurtarmanın çabasındasınız. Bunların hepsi helali hakkınız olan makul ve mantıklı insani hallerdir. Biz de bu çağlardan geçtik, ne yaşamışsanız, benzerlerini az çok yaşadık. Bir anlık öfkeyle bir ömrü heba etmeyin. Direnmeyi zalimlere, Türkiye düşmanlarına karşı yapın. Analarınızın gözyaşlarını akıtmayın. Babalarınızın ahını almayın. Terör örgütlerinin istismarlarına aldanmayın. Siz Türk gençliğisiniz, siz geleceğin büyük Türk milletinin, büyük Türkiye’sinin siyasetçileri, milletvekilleri, devlet adamları, iş adamları, akademisyenleri, bürokratları, esnafları, girişimcileri, dahası anneleri ve babalarısınız.
GENÇLİK KİTAP OKUMAYA ÇAĞIRANA KOŞSUN: Gelin, yanlış bir tercihin içinde olan varsa dönsün. Gönül gözüyle gelişmeleri izlesin, gençlik üzerinde kumar oynayanları görsün. Kavgaya çağırana değil, kitap okumaya çağırana koşsun. Ne güzel de söylemiş Merhum Akif: ‘Gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen iki kazma iki kürek iki de ırgat gerek. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan bir de Süleyman gerek.’
SÖYLEYİN ÇÖZELİM, DOLDURUŞA GELMEYİN: Bundan mülhem demem odur ki, Sinan da Süleyman da sizin vicdanınız, sizin hamiyetiniz, sizin vatan ve millet sevginizdir. Yıktırmayın, harabeye çevirmeyin, hüsranı yaşamayın, yaşatmayın. Diyeceğiniz ne varsa söyleyin çözelim, ama üniversite kapılarında terör örgütlerinin dolduruşuna gelmeyin, buna müsaade etmeyin. Sizin yeriniz kapı değil, içeridir, amfilerdir, hocalarınızın dizinin dibi, analarınızın hayır dualarıdır.
BİZ KUŞAKLARI X, Y, Z KATEGORİSİYLE ELE ALMIYORUZ: 4 Ocak 2021 tarihinden itibaren Boğaziçi Üniversitesi’nde yeşeren muzır olaylar Türk gençliği üzerinde oynanan oyunları, geniş çaplı istismar kampanyalarını yeniden ve tüm çıplaklığıyla deşifre etmiştir. Gençlik; gelecek ümidi, gelecek iradesi, geleceğin gerçeğidir. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Genç fikirler demek, gerçek fikirler demektir’, sözüyle bu görüşümüzü doğrulamaktadır. Biz kuşakları X, Y, Z kategorisiyle ele almıyor, bu şekilde analiz etmiyoruz. Çünkü bu ayrımın alfabenin diğer harflerine kadar ulaşacağını, buradan da bir sonuç çıkmayacağını düşünüyoruz. Milleti bir görüyor, adına Türk milleti diyoruz. Gençliği bir değerlendiriyor, müstesna unvanına Türk gençliği diyoruz.
EYLEMLERDE KAYBEDECEK TEK GENCİMİZ YOK: Bizim ne dağa gönderecek ne hücre evine yollayacak ne üniversite kapılarındaki eylemlerde kaybedecek ne de sokak aralarında molotof fırlatacak tek bir gencimiz, tek bir evladımız, tek bir fidanımız dahi yoktur. Devşirdikleri kişilerin eline silah tutuşturanlar, militan açığını bu yolla takviye etmek için üniversitelere tezgah kuranlar bunun bedelini ağır ve acıklı şekilde ödemelidir. Unutmayalım ki düşmanın en büyük hilesi dost görünüşüdür. Belirsizliği kuşatan sis bulutu dağılıp pişmanlık duygusu sahnedeki yerini almaya başladığında; kandırılan, aldatılan, aklı kiralanan, nihayetinde hayatı sönen gençlerimizin müteessir ve muhtaç hallerine en başta anaları ve babaları kahrolacak, toplumumuz da bundan ciddi düzeylerde zarar görecektir. Türk gençliği uyanık ve dikkatli bir şuura, devletine ve milletine karşı sadakat ve sorumluluğa, ailesine ve arkadaşlarına karşı müşfik ve saygılı bir üsluba sahiptir, bunun aksi istikametinde tavır ve tutum alanlar da kandan ve candan nemalanan vampirlerdir.
HAİN ÇEVRELER KULLANMAK İSTEDİ: Şahsiyeti olanın amacı vardır, amaç yoksa her şeyin çarpıtılması kaçınılmazdır. Mesela Boğaziçi Üniversitesi’ndeki her gelişme açıkça çarpıtılmış, gençliğin kabına sığmaz niteliği hain çevreler tarafından kullanılmak istenmiştir. Bu işin içinde ne yazık ki bazı siyasi partiler de yer almıştır. Kendi evlatlarına el bebek gül bebek muamelesi yapan, başkalarının evlatlarını siyasal ihtirasları için kavgaya yönlendirenler zilletin dipsiz çukuruna düşen sorumsuz ve kirli zihniyetlerdir. Bu çürük ve günahkar zihniyet failleri, büyük bir tezat ve ikilik içine gömülü halde olduklarından dolayı sürekli bocalıyorlar. Hiçbiri sırtında taşıdığı ve muhafazaya mecbur olduğu mevki veya paye ile ahenk içinde yaşamıyor. Kafaları zeka itibariyle olsun, vatan sevgileri itibariyle olsun, hakikaten merhamete muhtaçtır. Şahsiyetleri kırpıntı bohçası gibidir. Üstelik her şeyleri de iğretidir. CHP’den tutun İP’e kadar, HDP’den tutun diğerlerine kadar çirkin manzara aynısıyla bunu göstermektedir. Sevgili gençlere tavsiyem, şahsiyetinizi kazanın, kazandıysanız sağlamlaştırın, faziletlerinizi kemale eriştirin, kendinizi yetiştirin, mensubiyet bilincinizi her daim müdafaa etmeyi göze alın.
HER ŞEYİN EN GÜZELİNE LAYIK OLDUKLARINA İNANIYORUZ: Türk gençliğini çok seviyoruz. Her şeyin en güzeline layık olduklarına inanıyoruz. İmanlı, bayrak, vatan ve millet sevgisiyle bezenmiş, taassuptan uzaklaşmış, tahriklere yüzünü dönmüş, küçüğünü büyüğünü bilen, milli seciyesiyle gururlanan, hadiselerin akışına milli ve yerli bakabilen Türk gençliği irfan sancağımız, istiklal zırhımızdır. Bu irfan sancağı da düşüncenin bütün kutuplarını potasında eritecektir. Gelecek onlarla gelecektir. Malumatsız zekâ dizginsiz at gibidir. Bilgi, kitap, şuur, kardeşlik, sevgi ve dostluk bağları varlığımızın muhafızlarıdır.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.