MSB Akar: S-300 nasıl kullanılıyorsa S-400 de kullanılacak

MSB Akar: S-300 nasıl kullanılıyorsa S-400 de kullanılacak
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; “S-400 bir savunma silah sistemi olup; S-300, NATO İttifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, S-400 sistemi de bizde aynı şekilde kullanılacaktır… F-35 için yaptığımız harcamaların geri ödenmesine yönelik görüş ve taleplerimiz iletilmiştir” dedi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; “S-400 bir savunma silah sistemi olup; S-300, NATO İttifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, S-400 sistemi de bizde aynı şekilde kullanılacaktır… F-35 için yaptığımız harcamaların geri ödenmesine yönelik görüş ve taleplerimiz iletilmiştir” dedi.

Millî Savunma Bakanlığı’nın 2020 yılı kesin hesabı ve 2022 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, komisyonda sunum yaptı. Akar, şunları söyledi:

“BU YILIN BAŞINDAN İTİBAREN İSE 2,426 TERÖRİST ETKİSİZ HÂLE GETİRİLMİŞTİR”

“FETÖ, PKK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadelemiz artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar; yurt içinde, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 32 bin 901, bu yılın başından itibaren ise 2 bin 426 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

Bizim için terörün ve teröristin etnik, dinsel, mezhepsel ayrımı söz konusu değildir. Terörist teröristtir. Bu kapsamda, başta ABD olmak üzere yabancı muhataplarımıza PKK, eşittir YPG olduğunu her seviyede dile getiriyor, anlatıyoruz ve teröristlere verilen her türlü desteğin kesilmesini ısrarla talep ediyoruz. PKK, eşittir YPG olduğu hususunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Esasen, bizzat terörist elebaşları da Suriye’deki sözde komutanların, daha önce PKK saflarında yer aldığını basında açıkça itiraf etmiştir. Ayrıca ABD Senatosu’nda düzenlenen oturumlarda, bazı uzmanlar ABD’nin YPG ile ilişkisinin sonlandırılması gerektiğini belirtmektedir. Sonuç olarak asil milletimizi, 40 yıldan beri başına musallat olan terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Bizim tek hedefimiz teröristlerdir. Bizim için terörist neredeyse hedef orasıdır. Operasyonlarımız, en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.

“1 MİLYONDAN FAZLA SURİYELİ EVLERİNE DÖNMÜŞTÜR”

Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları başarıyla icra edilmiştir. Bu harekâtlarda göğüs-göğüse mücadele ile 4 bin DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilirken ülkemizin güneyinde kurulmak istenen terör koridoru da engellenmiştir. Aynı şekilde İdlib bölgesinde, Bahar Kalkanı harekâtı icra edilerek yeni bir göç dalgası ve başta kadınlar ile çocuklar olmak üzere insanlık dramının yaşanması da önlenmiştir.

Yaklaşık 470 bini İdlib’e olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmüştür… Güvenli hale getirilen bölgelerde hayatın normalleşmesi için ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak çalışmalar devam etmektedir.

Bu kapsamda 14 hastanede yaklaşık 3 milyon kişiye sağlık hizmeti verilmiş, terör örgütünün zarar vererek kapattığı ve Türkiye tarafından yeniden eğitim ve öğretime açılan 1.325 okulda 300 binden fazla öğrenciye eğitim desteği sağlanmış; 500’den fazla cami ve kilise onarılarak hizmete açılmıştır. Suriye’de istikrarın bir an önce sağlanması, insani trajedilerin son bulması için her türlü gayret gösterilmektedir.”

“KABİL HAVAALANI'NIN İŞLETİLMESİNE YÖNELİK ÇALIŞMALARA KATAR İLE BİRLİKTE DEVAM EDİLMEKTEDİR”

TSK bünyesinde Afganistan’da 2002’den itibaren yaklaşık 20 bin personel görev yapmıştır. ABD ve NATO’nun Afganistan’dan ayrılma kararını müteakip beklenenden hızlı gelişen ve şartların daha da güçleştiği son süreçte, tahliye kararı alınmış ve 48 saatten az bir süre içerisinde, planlandığı şekilde tahliye işlemi başarıyla tamamlanmıştır. Mehmetçik, bugüne kadar görev aldığı tüm coğrafyalarda olduğu gibi Afganistan’da da atalarımıza ve şanlı tarihimize yaraşır şekilde görevlerini başarıyla icra ederek yerel halkın gönlünü kazanmış, dünya barışına hizmet etmenin gururuyla sağ salim ülkesine dönmüştür. Türkiye olarak bundan sonra da bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda; tüm Afgan halkı için önemli olan Kabil Havaalanı’nın işletilmesine yönelik çalışmalara Katar ile birlikte devam edilmektedir.”

“ABD YÖNETİMİNİN KONUYA OLUMLU YAKLAŞABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

S-400, F-35 ve F-16 ile ilgili gelişmelere ilişkin Bakan Akar, şu açıklamayı yaptı: 

“1990’lı yılların başından itibaren uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi tedarik çalışmalarımız sürdürülmektedir. Bu çerçevede, tedarik prensiplerimize uygun olan S-400 sisteminin tedarik sözleşmesi 11 Nisan 2017 tarihinde imzalanmıştır. S-400 bir savunma silah sistemi olup; S-300, NATO İttifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, S-400 sistemi de bizde aynı şekilde kullanılacaktır, kullanılabilecektir.

F-35 projesinde ise tüm sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, S-400 gerekçe gösterilerek F-35 tedarikimiz engellenmiştir. Bu gelişmeler üzerine Türk ve ABD heyetleri, 27 Ekim 2021’de Ankara'da bir araya gelmiştir. Bu görüşmede Türkiye’nin uğradığı zararın nasıl telafi edileceği de dâhil olmak üzere, F-35 için yaptığımız harcamaların geri ödenmesine yönelik görüş ve taleplerimiz iletilmiştir. Mali hususlarda ayrıntılı olarak müzakerelerde bulunmak üzere, 2022 yılı başlarında ABD’de yeniden bir araya gelinmesi hususunda mutabık kalınmıştır. Bunun yanı sıra yeni F-16 tedariki ve mevcut F-16 savaş uçaklarımızdan bir kısmının modernize edilmesi için resmi talebimizi Yabancı Askeri Satışlar (FMS) çerçevesinde ABD’ye 30 Eylül 2021’de iletilmiştir. ABD yönetiminin konuya olumlu yaklaşabileceğini düşünüyoruz. Ancak süreç Kongre onayına tabi olacağından, gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

ABD’nin tavrının olumsuz olması durumunda Türkiye, içinde bulunduğu tehdit ortamında güvenliğini sağlayabilmek için zorunlu ve tabii olarak başka alternatifleri değerlendirmek durumunda kalacaktır. Bu ve benzeri sorunları görüşmek üzere temaslarımız sürmekte olup, şu anda da Bakanlığımızdan bir heyet ABD de bulunmaktadır.”

“MKE A.Ş’NİN SERMAYESİNİN TAMAMI HAZİNEYE AİT”

Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi’nin de sermayesinin tamamı Hazineye ait olup yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkileri Bakanlığımız tasarrufundadır. Bu süreçte, diğer kamu kurumlarına ve Bakanlığımıza bağlı birimlere geçmek isteyen işçilerimizin ve çalışanlarımızın hakları korunarak geçiş imkânı sağlanmış, hiçbir çalışanımız mağdur edilmemiştir. Bu dönüşüm ile şirketimiz, TSK’nin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost ve müttefiklerimizin de gelişen ve artan ihtiyaçlarına cevap verebilecektir. Bu şekilde şirketimizin uluslararası pazarda da etkin bir konuma ulaşacağına inanıyoruz.

Hâlihazırda MKE A.Ş.’de TSK’nin acil ihtiyacı olan birçok kritik proje başarıyla sürdürülmektedir.”




(ANKA)

Gündem