Berkin Elvan davasında karar günü

Berkin Elvan davasında karar günü
Taksim Gezi Parkı protestolarının sürdüğü dönemde polisin attığı bir gaz fişeğiyle 15 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın ölümüyle ilgili davada karar açıklanması bekleniyor.

Gezi Parkı protestolarının sürdüğü 16 Haziran 2013 tarihinde İstanbul Okmeydanı’ndaki evinden çıkan 14 yaşındaki Berkin Elvan, bir daha evine dönemedi. Polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesiyle ağır yaralandı, yaşam mücadelesinin 269. gününde 16 kiloya düşen Berkin Elvan, 11 Mart 2014 tarihinde yaşamını yitirdi.

Elvan Ailesi o günden bugüne meydanlarda, mahkeme salonlarında ve adliye koridorlarında adalet arıyor. Davanın yarın görülecek 20. duruşmasında karar çıkması bekleniyor. Ancak Elvan Ailesi ve avukatları ise mahkeme heyetinin değiştirilmesi sebebiyle endişeli.


Soruşturmanın tamamlanması üç buçuk yıl sürdü


Elvan Ailesi'nin avukatları 25 Haziran 2013’te polislerle ilgili "kasten adam öldürme" suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmuş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise yapılan suçlamayı "zor yetkisine ilişkin sınırın aşılması" olarak değiştirerek kabul etmiş ve ardından soruşturma başlatılmıştı.

Altı savcı değiştirerek devam eden soruşturma 20 Aralık 2016'da tamamlandı. İddianamede "şüpheli" olarak yer alan polis memuru Fatih Dalgalı'nın "olası kasıtla adam öldürmek" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada bugüne dek görülen duruşmalara SEGBİS ile katılan sanık polis, görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını iddia ederken 23 Ocak 2019 tarihli duruşmada dosyaya ulaşan bilirkişi raporunda, Berkin Elvan'ın sanık polis tarafından yapılan atış neticesinde yaralandığı "kuvvetle muhtemel" olarak değerlendirildi. Ancak sanık polisin tutuklanması yönündeki talepler reddedildi.

Berkin Elvan için "tali kusurlu" denildi


Mahkeme heyetinin sanık kusurunun tespit edilebilmesi için jandarmadan istediği bilirkişi raporunda görüntülerdeki polisin "asli kusurlu olduğu" belirtildi. Raporda ayrıca Berkin Elvan'ın "yasadışı eylemlerde bulunan gösterici grubun olduğu alanda bulunarak kendi güvenliği ile ilgili gerekli özeni göstermediği" gerekçesiyle "tali kusurlu olduğu" öne sürüldü.

9 Aralık 2020 tarihli duruşmada, mütelaa açıklanması beklenirken davaya başından beri bakan mahkeme başkanı, HSK kararıyla Yargıtay'a atandı. 29 Ocak 2021 günü görülen son duruşmada, Elvan Ailesi ve avukatları, yeni mahkeme başkanının İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde Gezi Davası'nda verdiği kararlar ve sosyal medya paylaşımları sebebiyle tarafsız olmadığı ve kendi tasarrufuyla davadan çekilmesi gerektiğini beyan etti.


"Kasten demiyorsanız olası kasıttır bu, daha azı değildir"


Aynı duruşmada okunan esasa dair mütalaada sanık Fatih Dalgalı'nın “bilinçli taksirle adam öldürme” kapsamında 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

DW Türkçe'ye konuşan Elvan Ailesi'nin avukatlarından Can Atalay ise "Kasten demiyorsanız olası kasıttır bu, daha azı değildir" diyor. Sanığın hedef gözeterek ateş ettiğini savunan Atalay, "Vurulan Berkin yerine başkası da olabilirdi, çünkü olay anında Okmeydanılı bir genç insanı vurma kararlılığıyla hareket ettiği çok açık" şeklinde sözlerini sürdürüyor.

Elvan Ailesi'nin avukatlarından Can Atalay

Mahkeme heyetinin değişmesini "Doğal yargıç ilkesi çiğneniyor" sözleriyle eleştiren Avukat Can Atalay, "Tanıkları ve sanıkları dinlemiş, olay yeri keşfini bizzat kendisi yapmış yargıçların istenildiği türden karar veremeyeceği değerlendirilirse karar aşamasında dosyadan alınıyor" şeklinde konuşuyor. Atalay, bunun Türkiye'de son yıllarda kamuoyunda yankı bulmuş dosyalarla ilgili standart bir sorun haline geldiğini söylüyor.


"Davanın üstünde bir el olduğunu biliyorduk zaten"


DW Türkçe'ye konuşan Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ise mahkeme heyetinin değişmesini "Davanın üstünde bir el olduğunu biliyorduk zaten" sözleriyle yorumladı.  

Avukat Can Atalay ise "Biz bu dosyadaki siyasi müdahaleyi bu memleketteki en yetkili kişinin Berkin'i,14 yaşındaki bir çocuğu ve onun annesini terörist ilan etmesinden o anneyi miting meydanlarında yuhalatmasından, 'Emri ben verdim' demesinden anlıyoruz" ifadelerini kullanıyor.

Atalay, "Bu denli büyük bir toplumsal sahiplenme olmasaydı, Berkin için bu kadar yüksek sesle adalet talebinde bulunulmasaydı bu olayın üstü çoktan kapatılmıştı" diye sözlerini sürdürüyor.

Fatima Çelik

© Deutsche Welle Türkçe

Gündem