Bu riskli ortamda para nasıl değerlendirilir?
Türkiye'de artan enflasyon alım gücünü düşürürken para biriktirmek imkansız, elde olan parayı değerlendirebilmek ise çok riskli. Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş da bugünkü köşe yazısında "Şu koşullarda tasarruf yapmak zor. O tasarrufu enflasyondan korumak daha da zor" diyerek şu uyarılarda bulundu:
" Enflasyon yüksek ve tasarruf araçlarının getirisi düşükken borsa hep ön plana çıkar, şimdi de öyle. Borsada müthiş kazanç olanağı vardır ama anapadan olmak da vardır. Pazardan domates alırken bile seçiyorsunuz. Hisse senedi alacaksanız onu çok daha iyi seçmelisiniz.
Enflasyon böyle yüksek seyrettikçe, tasarruf eden böyle cezalandırıldıkça klasik bir soru her geçen gün daha fazla gündeme geliyor: “Bu enflasyon ortamında paramızı nasıl değerlendirelim?”
Bu soru bana da soruluyor...
Hangi tasarruf aracının ne kadar getireceğine ilişkin bir öngörüde bulunmak hiç kolay değil. Kendi adıma söylüyorum, bir öngörüm olsa bile bir öneride bulunmak ve sorumluluk almak... Olmaz!
Yatırım danışmanlığı benim işim değil zaten. Yalnızca genel çerçeveyi çizip uyarılarda bulunmak mümkün.
Tüm sorun riski göğüsleyebilmek. Tasarrufların getirisi konusunda en temel gerçek çok somut:
Ne kadar risk, o kadar getiri potansiyeli... Cümleyi tersinden okuyalım: Ne kadar getiri potansiyeli, o kadar risk...
Tercih sizin; “Riski üstlenirim ve çok getiri elde etmeye uğraşırım” diyorsanız buyurun araçlar belli.
En başta hisse senedi piyasası. Olağanüstü getiri potansiyeli var; ama bir o kadar da zarara uğrama riski var.
Üç beş veriye ve tavsiyeye bakıp “Geçmişte fiyatı çok artmış, demek ki yine artar” gibi bir yanlışa düşerek, yani değerlendirmeyi yalnızca geçmiş performansa dayandırarak hisse senedi almak hüsranla sonuçlanabilir. Ama fiyatı geçmişte arttığı halde bu artışını sürdürecek olanlar da vardır.
Unutmayın, belki yılların birikimini yatırıyorsunuz. Üstelik pazardan bir kilo domates de almıyorsunuz!
KKM’den çıkış olduğu takdirde bu paranın gidebileceği bir adres de Borsa İstanbul. Ancak birileri adeta “uçuyor”!
O birileri, KKM’nin tümünü bir anda sıfırlıyor ve çıkacak paranın olduğu gibi hisse senedine gideceğini söyleyebiliyor. 1.4 trilyon lira girince Borsa endeksinin de şimdiki 4 binli düzeyinden 9 bine, 10 bine doğru fırlayacağı dile getiriliyor.
İktidar elbette bunu ister. Hem KKM'den kurtulacaksın, hem borsa coşacak ve yükseliş sürdükçe herkes para kazanıyor gibi olacak, seçime de böyle gidilecek; daha ne istenir ki...
Uzmanlara kulak verin!
Endeks kısa sürede böyle hızlı bir artış gösterir mi, bilmem.
Hangi hisse senedi ne kadar kazandırır, hiç bilmem.
Hem bunları bilsem, zaten her gün yazı yazmakla uğraşmam.
Hisse senedine yatırım yapmak isteyenlere öncelikle bu konuda uzman olanların öğütlerine kulak vermelerini öneririm.
Ama ben de bu piyasaya ilgi duyanlara birkaç öneride bulunabilirim:
■ Sinirleriniz sağlam değilse, anaparadan kaybettiğinizde panik olup hemen satışa geçecekseniz borsadan uzak durun.
■ Vadesi olan, yani bir süre sonra kullanmak zorunda olduğunuz parayla hisse senedi almayın.
■ Borç parayla hisse senedine hiç bulaşmayın.
■ Tüm parayı aynı sektöre ya da tek bir hisse senedine bağlamak mutlak yanlış değilse de pek doğru sayılmaz, senetlerinizi çeşitlendirmeyi tercih edin.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.