Bülent Arınç: Seçimi Erdoğan'ın almasını temenni ediyorum
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, 14 Mayıs seçimlerinden hayat pahalılığına kadar gündemdeki konuları değerlendirdi.
Elips TV’de Ömer Şahin’in programına katılan Arınç, AKP'ye ciddi eleştirilerde bulunsa da seçimi Erdoğan'ın kazanmasını temenni etti.
"Sekülerleşme içindeyiz"
Toplumun sekülerleştiğini söyleyen Arınç, "Azalmış olmasına rağmen oruç tutanların sayısı… Azaldığını tahmin ediyorum. Tutmayanların sayısı artıyor. Bir de teravih namazına giden kişi sayısı çok azaldı. Bir sekülerleşme içindeyiz. Vakit namazlarında da aynı şeyi görmeye başladık" dedi.
"Dinin siyasallaşması da önemli etken"
Bu durumun birkaç sebebi olduğunu, eğitim sistemi ve görsel yayınların etkisi olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Lüks bir hayat, seküler bir hayat yaşama özlemi olabilir. Dini temsil etme iddiası olan iddialar, farklı bir hayat yaşamaya başlarlar. Dindarlık, içinden ahlakı kaybetmişse, sadece bir şekilden ibaret kalır. Dinin siyasallaşması da mutlaka önemli etkenlerden bir tanesidir. Bu bir yaradır içimizde. Yakın planda çok bir çaresi de görünmüyor."
"'Ben dindarım’ diyen insanın yolsuzlukla anılmaması lazım"
"Ben dindarım", "ben imam hatipliyim" diyen insanların hiçbir yolsuzlukla, suç örgütü ile anılmaması gerektiğini ifade eden Arınç, isim vermeden siyasilerin kullandığı ifadelere dikkat çekti.
Arınç, şöyle konuştu:
"Bugün de gördüğümüz gibi; ‘sen kötüsün’, ‘sen zilletsin’, ‘sel alçaksın’… Bunları söylerken de utanıyorum. ‘Sen şöylesin’, ‘sen böylesin’… Bunlar bizimle aynı ülkeyi paylaşan insanlar, aynı evi paylaşan insanlar. Ola ki benim oğlum, benim evladım, benim gelinim; karşıdakilerin sahip olduğu siyasi inanca sahiptir. Bu da çok normal. Siz kendi ailenizdeki bir insana kötü sözler söyleyemezsiniz. İslamiyet’in ilk zuhurundaki fıkıh anlayışının bugün değişime uğradığını görmemek, hala katı bir taassup içinde karar verebilmek; sonunda ya İran modeline ya Selefi modeline ya Vahhabi modeline götürecek hale geldi. Yani bir Hizbullah anlayışının sahip olduğu Müslümanlıkla, DAEŞ’in sahip olduğu Müslümanlık anlayışı… Allah bizden uzak etsin. Biz onları hiçbir şekilde benimsemiyoruz, yakıştırmıyoruz kendimize."
"Başörtülü bir polisin başörtülü kadına zulmettiği bir Türkiye’de ben kime ne anlatacağım? Bunların çözülmesi lazım" diyen Bülent Arınç, başörtüsünü kurtarmış ama pek çok şeyini kaybetmiş insanlarla muhatap olmaktan üzüldüğünü dile getirdi.
"Başörtüsü mağduriyetini kullanarak devlete yük olmuş insanlar var"
Arınç, başörtüsüyle ilgili "Bu mağduriyetini bugün kullanarak belli yerlere sıçramış, hatta bütün ailesi ile devlete yük olmuş insanlar da var" ifadesini kullandı.
Hayat pahalılığı: Bunu görmezden gelmeyin
Hayat pahalılığına da değinen Arınç, üç yıl önce bunu söylediğinde kendisine kızdıklarını anlattı.
Arınç, "Süt veren ineklerin kesildiği bir ülkede, bunun kaçınılmaz olduğunu bilmemiz lazım. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın başında işini bilen çok sevdiğimiz bir insan var. Vahit bey bu işin çaresini bulacaktır ama kısa vadede ne kadar bulacak onu bilemiyorum. Vahit Kirişci bu işin çilesini çekendir. Geçmişte Sırbistan’dan, Polonya’dan et ithalatı kapısını açıp da bunu görmeyenlerin, hatalı olduğunu söylüyorum. Et bir taraftan, süt bir taraftan… Eskiden 70 TL’ye doldurduğunuz file, şimdi 400 liraya dolamıyorsa… Bir şey var kardeşim, bunu görmezden gelmeyin."
"Berat Albayrak'ın istifasını bana yordular"
İktidarın pahalılığı kabul etmesi gerektiğini söyleyen Arınç, "Benden iki gün sonra Berat Albayrak istifa etti. Onu da bana yordular. Ben çok basit söyledim; sorunu rahatlıkla kabul edeceksiniz. Bu dürüstlüktür. Hanımla pazara çıkıyoruz. Pazar yerlerindeki fiyatlar bazen marketlerin de üzerinde. Günün sonunda bu krizi üç harfliler diyerek marketlere bağladılar. Yapmayın, bu kadar basit değil bu olay. Bunun sebebi maliyet enflasyonudur. Maliyet artıkça bunların fiyatı da artar" dedi.
"Sağ- sol meselesi tabu olmaktan çıktı"
İttifaklara da değinen Arınç, "Sağ- sol meselesi Türkiye’de bir tabu olmaktan çıktı. O yüzden daha rahat düşünmek, herkesle birebir; daha saygın, daha itibarlı bir ilişki kurmak lazım. Bu partiler, birbirleri rakipleri olarak görmeli, düşmanları olarak gören anlayışı terk etmek gerek" diye konuştu.
"İklim değişikliğine ihtiyaç var"
Arınç, siyasilerin ‘alçak’, ‘şerefsiz’, ‘namussuz’, ‘haysiyetsiz’ gibi ifadeler kullanmasına da tepki göstererek, şunları söyledi:
"Bir rüzgâr geldi, önüne kattı bizi götürüyor. (Ne yapılmalı?) Beni örnek alsınlar. Sertliğin bir faydası yok. Bir iklim değişikliğine ihtiyaç var. Bir taraf bunu ısrarla yapıyor ve bence iyi yapıyor. Ama karşı tarafın da ondan daha çok kucaklayıcı olması lazım. İterek, söverek, kavga ederek olmaz. ‘İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse’ diyor Kemal Burkay."
"Seçimi Erdoğan'ın almasını temenni ediyorum"
Bülent Arınç, "Seçimde Erdoğan’ı mı daha şanslı görüyorsunuz?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Benim oğlum aday. Bir dönem İstanbul Milletvekilliği yaptı. Tekrar aday oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimini ben Erdoğan’ın alacağını düşünüyorum. Ayrıca temenni ediyorum. Bizim aramızda, başkalarına benzemeyen bir dava arkadaşlığı var." (ANKA)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.