Can Atalay için ‘uzun yol’ tehlikesi: Başsavcılık, Atalay’ın talebini Gezi Davası’ndan ayırmama eğiliminde!

Can Atalay için ‘uzun yol’ tehlikesi: Başsavcılık, Atalay’ın talebini Gezi Davası’ndan ayırmama eğiliminde!
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, milletvekili seçilen Can Atalay’ın salıverilme talebine ilişkin görüşünü, Yargıtay 3. Ceza Dairesi ‘ne, Gezi Davası’nın ana tebliğnamesi ile birlikte gönderme eğiliminde olduğu öğrenildi. Başsavcılıktaki bu eğilimin, olası bir salıverme kararını uzatabileceğine işaret ediliyor.

ERSAN ATAR

Milletvekili seçilerek avukatları aracılığıyla mazbatasını alan Can Atalay’ın salıverilme talebinin iletildiği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “Atalay’ın talebini Gezi Davası’nın ana tebliğnamesinde değerlendirerek dosyayı bir bütün halinde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderme” eğiliminde olduğu öğrenildi.

Kısa Dalga’nın Yargıtay kaynaklarından edindiği bilgilere göre Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılama sürecinin durdurularak salıverilmesi” yönündeki talebini “resmi olarak” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda “3. Masa” inceliyor. Yargıtay Başsavcılığı’nda şu “ortak görüş” oluştu:

“Şerafettin Can Atalay’ın, ‘yargılamanın durdurularak tahliye kararı verilmesi’ talebinin değerlendirilmesinin, sanığı olduğu davanın temyiz incelemesi ile birlikte yapılması gerekir.”

Yargıtay Başsavcılığı’nın görüşünde bir değişiklik olmazsa Can Atalay’ın tahliye talebine ilişkin bağımsız bir tebliğname hazırlanmayacak ve tahliye talebi, kararı verecek olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne “dosyadan ayrı olarak” gönderilmeyecek. Bunun yerine dosya 3. Ceza Dairesi’ne, Osman Kavala, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin sanığı oldukları Gezi Davası’nın ana tebliğnamesi hazırlandıktan sonra gönderilecek.

“En azından süreci uzatacak”

Yargıtay Başsavcılığı’nda oluşan bu görüşün “en azından süreci uzatacağı” değerlendirmesi yapılıyor. Çünkü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin “beraat kararlarını bozma” yönündeki kararından sonra geçen yıl Nisan ayında yeniden karar oluşturmuştu. Yargıtay Başsavcılığı’nda dosyaların incelenmesinin, olağan koşullarda, dosyanın Yargıtay’a geliş tarih sırasına göre yapıldığına işaret ediliyor. Ancak Başsavcılık, bazı istisnai durumlarda dosyayı öne alabiliyor. Bu durumda bile tebliğnamenin hazırlanıp taraflara bildirilerek “tebliğnameye karşı diyeceklerinin sorulması” için yasal süreler gerekiyor.

Temyiz incelemesinin “duruşmalı” yapılıp yapılmayacağı da Atalay’ın olası tahliye sürecinde belirleyici etken olacak. Gerek Osman Kavala’ya verilen “Ağırlaştırılmış müebbet hapis”, gerekse Atalay ve diğer Gezi Davası sanıklarına verilen “18 aylık hapis” cezası, “cezanın miktarı” yönünden temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasını zorunlu kılıyor. Bunun da Atalay hakkındaki kararı uzatabileceğine işaret ediliyor.

“14. Madde tartışması”nı Daire yapacak

Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin önüne gelme süresi, olası bir tahliye kararının sadece zamanını belirleyecek.

Süre uzasa da Atalay’ın tahliye olup olmayacağına karar verecek olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’ın 18 yıl hapse mahkum olduğu “Hükümeti ortadan kaldırmayı teşebbüse yardım” suçunun Anayasa’nın 14. Maddesi kapsamına girip girmediği yönünde yapacağı değerlendirme, “yargılamanın durdurulması” kararında önem taşıyacak. Daire’nin bu soruya vereceği yanıt yargılamanın durdurulması ve buna bağlı tahliye kararında belirleyici olacak.

Özel Haber