Canan Kaftancıoğlu: '"Benim için kadının beyanı esastır"'

Canan Kaftancıoğlu:  '"Benim için kadının beyanı esastır"'
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile söyleşimizin ikinci bölümünden: "Her şeyden önce benim için kadının beyanı esastır. Üzüntü duyduğum şey, Cumhurbaşkanının bunu siyaset malzemesi yapması. İstismarın, şiddetin partisi yok..."

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, söyleşimizin ilk bölümünde bir hekim ve siyasetçi bakış açısıyla salgın yönetimini değerlendirdi, sahadaki gözlemlerini paylaştı. CHP heyeti olarak Maraş katliamının yıldönümünde Seval Türkeş’i ziyaretiyle ilgili  ilk kez açıklamalarda bulundu. 




“Vatandaş seçim istiyor”


Söyleşinin ikinci bölümünde Kaftancıoğlu, İstanbul’un seçime ne kadar hazır olduğuna dair şunları söyledi: “Vatandaş artık seçim olsun istiyor. Hem araştırmalarda, hem sokakta bunu duyuyoruz. Ekonominin düzelmesine dair bir umut yok. AKP, sandıktan çıkamayacağını biliyor. Bütçe görüşmelerinde ‘biz bu iktidarı vermeyeceğiz’ diyecek kadar fütursuzlar. Bize ‘darbe suçlamaları’ yöneltiyorlar ama asıl darbe niyeti o cümlede gizli. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, ne zaman seçim yapılırsa yapılsın, vatandaş hangi partiye oy verirse o partinin oyu olarak sayılmasını sağlayacağız.”

Maltepe’de 3 günde o kişiyi ihraç ettik

Birkaç hafta önce, CHP Maltepe ilçe yöneticisi hakkında bir tecavüz davası kamuya yansıdı. Daha sonra başka ilçe yöneticileri ve hatta İl Başkan yardımcılarına da yönelik taciz iddiaları gündeme geldi. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’yi kadına şiddetle ilgili sessiz kalmakla suçladı. “Her şeyden önce benim için kadının beyanı esastır” diyen Kaftancıoğlu, bu ağır suçlamaları şöyle cevapladı: “CHP Maltepe’de bir kadın arkadaşımız fiziksel ve cinsel saldırıya uğradı. Ne mutlu ki yargıya gitmeye karar veriyor. 26’sında başvuruyor. 27’sinde kişi gözaltına alınınca haberimiz oluyor. Haberim olduğu anda olağanüstü toplandık, disiplin kuruluna sevk ettik. Yürütmek zorunda olduğumuz süreçler var. Toplam üç gün içerisinde bu kişi ihraç edildi. Ayrıca mağdura ulaştım, bundan sonraki süreçte her türlü desteği sağlayacağımızı söyledim.” Kaftancıoğlu, daha evvel hiçbir yerde söylemediği bir noktaya da değindi: "Mağdurun tek ricası vardı, ailesi bilmediği için bu konunun konuşulmaması... Ama basında, herkesin konuştuğu, siyasallaştırılan bir davaya dönüştü."

Tecavüzcünün partisi mi olur Allah aşkına?

Kadınların yaşadığı her yerde cinsel şiddet ve eşitsizliğin olduğunu vurgulayan Kaftancıoğlu, kadının olduğu yerde, kim olursa olsun kadının yargıda yanında olmak gerektiğini söyledi. “ Üzüntü duyduğum şey, Cumhurbaşkanının bunu siyaset malzemesi yapması. Ben kalkıp ‘AKP’de de böyle oluyor’ demem. İstismarın, şiddetin partisi yok... Bakın beni Konya’dan birisi aradı ve AKP’den birinin istismar ettiğini, belgelendirdiğini ve bunu benim dillendirebileceğimi belirtti. Kendisine, ancak yargı sürecinde yardımcı olabileceğimi söyledim... AKP’den eleştirenler, ‘kendi tecavüzcülerini koruyor’ diyor. Ya, tecavüzcünün partisi mi olur Allah aşkına!” Ümraniye ilçe teşkilatında da bir cinsel taciz suçlaması olduğunu, her iki kişiyle konuşup ikisini de yargıya yönlendirdiğini belirten Kaftancıoğlu, erkek yöneticinin istifa etmesini söylediğini belirtiyor. “Dava sürdüğü sürece görev alamaz” diyen CHP İstanbul İl başkanı, kadına şiddet konusunun erkekler arasında bir siyaset aracı olamayacağının altını çiziyor. Bir başka taciz iddiası da iki il başkan yardımcısıyla ilgili...

Kaftancıoğlu, üç yıl önce tacize uğradığını söyleyen CHP’li kadın çalışanın kendisine ya da herhangi bir kuruma, yargıya başvurmadığını söylüyor: “Kanaatim, böyle bir tacizin yapılmadığı... Şöyle, benim il sekreteriyle defalarca görüşmüş, hiçbir beyanı yok. Daha çarpıcı olan, uygunsuz davranışları yüzünden havan hakları komisyonundan çıkartılmış. Madem istismar edildi, neden gelip söylemedi, yargıya başvurmadı? Şimdi bu iddialar ortaya çıktığında bunu söylüyor. İl başkan yardımcıları bu konuda yargı süreci başlattı.”

"2 milyon kişinin 'katil devlet’ dediğini yazdım diye hapse gireceksem, umurumda değil!” Son olarak, Canan Kaftancıoğlu’na açılan davalara gelelim... 7-8 yıl önce paylaştığı ve paylaşmadığı tweet'ler üzerinden açılan davada, 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası onandı. Yargıtay sürecinin ‘siyasi iklim veya Saraydan gelecek bir telefona göre sonuçlanacağına inanan Kaftancıoğlu, “İstanbul’u kaybetmemiş olsalar bu dava devam etmeyebilirdi. Zaten dosya, 31 Mart sonrasında raftan indiriliyor. Bazı tweet’lerin, mesela Ermeni soykırımıyla ilgili olanın, bana ait olmadığını ispatladık, mahkeme ilgilenmedi.  Hangi tweet’ten beraat ettim, hangisinden ceza aldım, bilmiyorum! Berkin Elvan’ın cenazesine katılan 2 milyon kişinin ‘katil devlet’ dediğini yazdım diye hapse gireceksem, hiç umurumda değil!”

Ancak Kaftancıoğlu’na açılan bir dava daha var; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un kiraladığı Vakıf arazisine yaptırdığı yapıyla ilgili:

“Pergolacı Fahrettin’in evinin fotoğrafını çekmedik. Usülsüz yapıyı kendisi yıktırdı, pergola yaptırdı, sadece kestiği ağaçların resmi var. Suç ve suçluyu övüyormuşum... Bu nasıl olur, biliyor musunuz? Suçu ve suçluluğu tescil edilmiş Çakıcı’ya ‘benim dava arkadaşım’ diye gaz vermekle olur. 'Pergolacı Fahrettin’in davası vız gelir, tırıs gider. Korkmasınlar, biz iktidara geldiğimizde onları CHP mahkemelerinde yargılamayacağız. Tarafsız, hukuka uygun bir biçimde yargılayacağız.”

Söyleşi