Siyaset bilimciler Sinan Oğan'ın kararını değerlendirdi: 'Tamamen çelişkili bir durum'

Siyaset bilimciler Sinan Oğan'ın kararını değerlendirdi: 'Tamamen çelişkili bir durum'
Sinan Oğan'ın Erdoğan'ı destekleme kararını Kısa Dalga'ya değerlendiren Öney "Sinan Oğan kendi kişisel kariyerinin geleceğini Cumhur İttifakı'nda gördü" dedi. Tosun "Bu kadar kısa süre içerisinde böyle bir söylem değişikliği ve karar büyük bir çelişki" derken Öztan ise "Kendi ajandasını en güçlü olan üzerinden pazarlıkla hayata geçirme arayışı bu" yorumunu yaptı.

ESRA TOKAT


Sinan Oğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Cumhur İttifakı Adayı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğini açıkladı.

Oğan, Erdoğan'ı destekleme kararının gerekçesini ise "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, istikrarın temelinde parlamento ve Cumhurbaşkanlığı'nın aynı ittifak yönetiminde olması önem arz etmektedir. Millet İttifakı ise 20 yıldır iktidarda olan Cumhur İttifakı karşısında yeterli başarıyı gösterememiş, geleceğe dair tarafımızı ikna edecek bir perspektif sunamamış, her şeyden önemlisi parlamento çoğunluğunu sağlayamamış ve istikrar faktörünü ıskalamıştır" sözleriyle anlattı.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Siyaset Bilimci Doç. Dr. Güven Gürkan Öztan ve gazeteci ve siyaset bilimci Sezin Öney, Oğan'ın kararını Kısa Dalga'ya değerlendirdi.

'Sinan Oğan kendi kişisel kariyerinin geleceğini Cumhur İttifakı'nda gördü'

Bu seçimin seçmenlerin kendi geleceklerini nerede gördüğüne dair olacağını ifade eden Öney "Sinan Oğan da kendi kişisel kariyerinin geleceğini demek ki Cumhur İttifakı'nda gördü. Oğan ideolojisi ya da söyledikleri doğrultusunda değil kendi bireysel geleceği doğrultusunda bir tercih yaptı" dedi.

'Oğan'ın Erdoğan'ın prensi olması mümkün değil'

Oğan'ın açıklamaları ve tercihinin büyük bir çelişki barındırdığının altını çizen Öney, "Kendi için bir takım teklifler oluş olabilir ya da bir şekilde kendinin Cumhur İttifakı'nın politikalarını şekillendireceğine inanmış olabilir. Ama böyle bir şey mümkün değil. Çünkü AKP içinde ve Erdoğan çevresinde ikinci bir adam, ya da kararları şekillendiren bir isim asla olmadı, kalmadı, bulunamadı. Oğan'ın Erdoğan'ın prensi olması mümkün değil. Hiçbir zaman böyle bir yaklaşımı olmadı bundan sonra da olacağını sanmıyorum" yorumunda bulundu.

'Sinan Oğan'ın kemikleşmiş bir seçmeni yok'

Oğan'ın kemikleşmiş bir seçmeni olmadığını da ifade eden Öney, "Daha çok protesto oylarını kendine çektiği için 2. turda da bu oyları dağılacaktır yani Oğancılar kalmayacaktır. Çünkü çok kısa bir sürede oluştular ve kalıcılığını da devam ettirebilecek bir zemin kalmadı" dedi.

'Tamamen çelişkili bir durum'

Oğan'ın kararında bireysel nedenler ve kendisiyle yapılan uluslararası görüşmelerin de etkili olabildiğini belirten Tosun ise, "Oğan'ın karar vermeden önceki söylemiyle kararın gerekçesini açıkladığında tamamen bir çelişkili durum olduğunu görüyoruz. Bu kadar kısa süre içerisinde böyle bir söylem değişikliği ve karar büyük bir çelişki" dedi ve Cumhur İttifakı bileşenlerinin ideolojik kimliğine ve Oğan'ın kampanya sürecindeki söylemlerinin arasında ciddi anlamda bir fark olduğunu kaydetti.

'Erdoğan'a oy vermeme eğiliminin daha güçlü olduğunu düşünüyorum'

Can Selçuki ve ekibinin geçen hafta yaptığı oy geçişlerine ilişkin çalışmayı hatırlatan Tosun, "Burada Oğan'a oy verenler arasında en az 1 milyon İYİ Parti seçmeni var. Ayrıca da MHP seçmeni de var. Burada ilk turda Erdoğan'a oy vermeyen İYİ Parti ve MHP seçmeninin Oğan'ın kararına rağmen yine Erdoğan'a oy vermeme ihtimali çok daha güçlü. Çünkü burada Oğan'a yönelik destek Oğan'ın söylemlerinden geliyor. Ama Oğan'ın dün verdiği karar nedeniyle bu seçmenlerin Cumhur İttifakı'na yönelmeme durumu daha güçlü. Ekonomik kriz nedeniyle AKP'den çekilip Oğan'a oy veren seçmenin ikinci turda Oğan'a verme ihtimali de daha düşük. Yani Oğan kitlesinin ağırlıklı olarak Erdoğan'a oy vermeme eğiliminin daha güçlü olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

'Yasama ile yürütmenin farklı partilerde olması durumunda müzakere ve diyalog kurulursa sistem istikrarsızlığa imkan tanımadan işler'

Oğan'ın 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve parlamento çoğunluğu ile ancak istikrar sağlanılır' görüşünü de yorumlayan Tosun, "Karşılaştırmalı siyaset çalışmalarında böyle bir buldu yok. Var olan ilişkiler ise Latin Amerika ülkeleri için geçerli. Türkiye'de istikrar dendiğinde yasama ve yürütme arasındaki uyum ifade ediliyor. Ama aslında biz Türkiye'de şunu beceremiyoruz. Yasama ile yürütmenin farklı partilerde olması durumunda müzakere ve diyalog kurulursa sistem istikrarsızlığa imkan tanımadan işler. Ama Türkiye'de çoğunlukçu anlayış egemen olduğu için sorun oluyor" dedi ve ekledi:

"Latin Amerika ülkeleri dışında ki bunu bölünmüş çoğunluk adı veriliyor. Yani parlamentodaki çoğunluğu elinde tutan partiler ile başkanın seçildiği partinin farklı olması. Mesela elimizde Fransa örneği var. Fransa'da böyle bir istikrarsızlık söz konusu değil. Çünkü orada uzlaşma var. Dolayısıyla Türkiye'de de bu uzlaşma oluşsa hiçbir problem olmaz."

'Güç neredeyse oraya yaklaşan bir tutum'

Oğan'ın hitap ettiği kitle ve pozisyonun Türkiye'de lümpen milliyetçiliğin adresi niteliğinde olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Öztan da "Bu doktriner milliyetçilikten epey farklı. Dolayısıyla daha pragmatik ve güç neredeyse oraya yaklaşan bir tutum. Dolayısıyla burada bir sürpriz yok aslında" dedi.

'Kendi ajandasını en güçlü olan üzerinden pazarlıkla hayata geçirme arayışı bu'

Oğan'ın parlamento çokluğu ve Cumhurbaşkanı'nın aynı ittifakta olması gerekçesine de değinen Öztan "Bu sistemi meşrulaştırırken daha önce söylediği bütün argümanlara ters. Çünkü Cumhurbaşkanı'na bu kadar büyük ölçüde yetkiler verirken kendisine Meclis'in farklı bir kompozisyonunda olma durumunda iyi bir denetleme mekanizmasının kurulacağını söyleyerek meşrulaştırmıştı. O yüzden bunu söylediğinizde aslında denetlemeyi tamamen dışarda bırakan bir hükümet sistemine işaret ediyorsunuz. Burada da Sinan Oğan üzerinden lümpen milliyetçiliğin vücuda geldiği alanın istediği yönetim biçimine uygun bir şey denetlemeden azade yapıda olması. Yani göçmeni gönderecekse de Erdoğan gönderir düşüncesidir bu. O yüzden kendi ajandasını en güçlü olan üzerinden pazarlıkla hayata geçirme arayışı bu" şeklinde konuştu.

'Oğan'ın işaret ettiği yere insanların ilk turdaki ölçüde gelmesi beklenemez'

Oğan'ın seçmen kitlesinde politik bilinç ve örgütlenmeyle hareket eden insanların olmadığını kaydeden Öztan, "Yani Sinan Oğan'ın oyları cebinde değil. Bundan dolayı da işaret ettiği yere insanların ilk turdaki ölçüde gelmesi beklenemez. Ancak sonuçta bu oy verenlerin bir bölümü de tıpkı Oğan'ın kendisi gibi gücün daha konsolide olduğu yere eğilecektir. Ama bu çoğunluk olmayacak. Oğan kitlesinin bir kısmı sandığa da gitmeyecek" ifadelerini kullandı.

Gündem