Cem Özdemir'in Almanya'da göçmenlikten Tarım Bakanlığı'na yolculuğu
"Patates kabinesi" kavramı geçtiğimiz günlerde Almanya'da sık sık duyuldu. Sebebi ise Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşacak olan koalisyonun bakanları arasında göç geçmişi olan politikacıların da yer alıp almayacağına ilişkin tartışmaydı.
Peki neden patates?
Almanya'da "patates" ile sonradan Alman vatandaşı olanlar değil, doğuştan Alman olanlar kastediliyor. SPD, Yeşiller ve FDP koalisyonunun belirleyeceği bakanlar arasında ülkedeki kültürel çeşitliliği yansıtan isimlerin olup olmayacağı tartışılırken de "patates kabinesi" kavramı kullanıldı.
Kavramı güncel siyasi tartışmaya dahil eden Welt gazetesinin kıdemli siyaset yazarı Robin Alexander olduysa da bunu daha geniş kitlelere Spiegel'in köşe yazarlarından Sascha Lobo taşıdı. Almanya'da dijital dünyanın tanınmış figürlerinden olan Lobo, geçen hafta katıldığı bir canlı yayında Almanya'da kurulacak yeni bir "patates kabinesinin" 2021'in çok kültürlü toplum gerçeğine uygun düşmeyeceğini söyledi ve bakanlar arasında mesela seçim bölgesi Stuttgart'ta doğrudan oyların yüzde 40'ını alarak meclise girmeyi başaran Cem Özdemir gibi isimlerin yer alması gerektiğini savundu.
Ertesi gün de Yeşiller, uzun süren yoğun bir toplantı maratonu sonrası Cem Özdemir'in de Tarım Bakanı olacağını duyurdu.
Tarım Bakanlığı ile ilgili tartışma
Tarım Bakanlığı için Cem Özdemir'in seçilmesi şaşkınlık yarattı. Zira bu bakanlık için partinin Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Anton Hofreiter'in adı geçiyordu. Partinin sol kanadından olan Hofreiter'in yerine gerçekçi kanattan olan Özdemir'in seçilmesi, çoğunluğu elinde tutan solcu kanadı kızdırdı.
Özdemir'in Tarım Bakanlığına getirilmesi partinin sadece sol kanadını değil, ülkedeki çiftçilerin bir kısmını da rahatsız etti. Özdemir'in sosyal pedagoji okumuş olması, aslında dış politikada uzman olması ve son yıllarda da Federal Meclis Ulaştırma Komisyonu üyesi olarak faaliyet yürüttüğüne dikkat çekilerek tarımla ilgisi olmadığı tezi öne sürüldü.
Parti içindeki tepkilerle birlikte yeni kabinenin en dikkat çekici isimlerinden biri haline gelen Özdemir'in bundan sonraki başarısı ve partisinin desteğini ne kadar alacağı ise çiftçilik ve tarımdaki yeşil dönüşüm sürecini nasıl yöneteceği ile belirlenecek.
17 yaşından beri siyasette
Cem Özdemir'in siyasi kariyeri ise iniş çıkışlarla dolu. 21 Aralık 1965 doğumlu Cem Özdemir, Yeşiller'e 1981 yılında 17 yaşındayken üye oldu. Yıllarca Baden-Württemberg eyalet teşkilatında görevler alan Özdemir, 1994 senesinde ilk kez Federal Meclis'e girdi ve böylece Türkiye kökenli ilk federal milletvekili olarak tarihe geçti. Almanya için de genç bir yaş olan 29'unda federal milletvekili olan Özdemir, 2002 yılında ise vekillik görevinden istifa etti. Nedeni, 1999 yılında bir lobiciden aldığı 80 bin mark değerindeki kredinin çıkar amaçlı sayılması ve vekillik görevini yaparken biriken uçuş milleriyle özel uçuşlar yapmasıydı. Özdemir, özel şahıstan aldığı tartışmalı krediyi öğrencilikten vekilliğe geçiş sürecinde oluşan ilave giderleriyle açıkladı ve piyasadaki yaygın faizle geri ödediğini duyurdu.
Siyasete iki yıl ara veren Özdemir, ABD ve Belçika'da uluslararası ilişkiler konusunda uzmanlaştı ve dersler verdi. 2004 yılında ise yeni bir strateji izleyerek Avrupa Parlamentosu (AP) için milletvekili adayı oldu, seçildi ve 2009 yılına kadar da Strasbourg'da görev yaptı. 2008'de de parti eş başkanlığına seçildi. 2017 genel seçimlerinde Yeşiller'in liste başı adayı oldu ve partisi Yeşiller yüzde 8,9 ile meclise altıncı güç olarak girdi. 2018'de ise eş başkanlık görevini devretti.
Türkiye kökenliler arasında tartışmalara neden oluyor
Özdemir, Almanya'da çok kültürlülüğünün siyasete yansımış başarılı örneği olarak görülse de Türkiye kökenliler arasında genelde tartışmalı bir isim oldu. Son yıllarda özellikle AKP hükümeti ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin insan hakları ihlallerine dikkat çeken ve Ankara'ya sert eleştiriler yönelten Özdemir, bazı çevrelerde "Türkiye düşmanı" olarak anıldı.
Ancak Özdemir, geçmişinde Türkiye ve göçmen kökenlilerin lehine yaptığı bir dizi çalışmayla dikkat çekiyor. Özdemir, 29 yaşında ilk kez Federal Meclis Milletvekili seçildiğinde muhafazakar Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) ittifak partileri ile partiler üstü bir inisiyatif kurarak yeni bir göç politikası ve Alman vatandaşlığına geçiş prosedürünün kolaylaştırılması için girişimlerde bulundu. Yine aynı dönemde Türkiye'ye Avrupa Birliği'ye (AB) tam üyelik sunulması için faaliyetler yürüttü.
2004-2009 yıllarında Avrupa Parlamentosu vekiliyken de AP-Türk Karma Parlamento Komisyonu'nda yer aldı, sık sık Türkiye'den vekillerle de bir araya geldi. Strasbourg'da görev yaptığı dönemde Türkiye ile AB arasında müzakereler de resmen başladı.
Özdemir, Türkiye ve göçmenler lehine yürüttüğü bu faaliyetleri yüzünden sağ popülist, İslam ve göç karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) partisi tarafından özellikle son yıllarda Federal Meclis'teki oturumlarda "Eskiden AKP ve Erdoğan için çalışmak, sonra çark etmek" ile suçlandı.
Özdemir'e yönelik tehditler
Özdemir'in politikaya atıldığı dönemden beri göçmenlerin Alman siyasi partilerinde örgütlenmelerini desteklemesi, aşırı sağ ve ayrımcılıkla mücadeleye önem vermesi, onu sık sık Alman aşırı sağcı grupların hedefi haline getirdi.
Cem Özdemir, son yıllarda Almanya'daki Türkiye kökenli bazı grupların tehdidine de maruz kaldı. Özdemir'in Berlin'deki taksi işletmeleri birliğine bir mektup yazarak çok sayıda Türkiye kökenli taksiciden düşmanca tutum gördüğünü iletmesi 2017 yılında kamuoyuna yansımıştı. Almanya'da partiler üstü bir inisiyatif ile hazırlanan ve Federal Meclis'te kabul edilen Ermeni Soykırımı Kararı da onun hanesine yazıldı.
Federal Meclis'te 2018'de Türkiye'de o sırada tutuklu bulunan gazeteci Deniz Yücel'le ilgili bir oturumda yaptığı konuşma ise Almanya'nın en iyi konuşmalarından biri olarak tarihe geçti. Sağ popülist AfD'yi hedef alan o duygusal ve etkili konuşması 2019 yılında ona Dolf-Sternberger Ödülü'nü kazandırdı. Özdemir, bu konuşmasında evrensel temel hak ve özgürlükleri hatırlatarak "Deniz Yücel'i tutuklayanlar sizinle (AfD kastediliyor) aynı çamurdan yapılmış, siz de Erdoğan ile aynı çamurdansınız. AKP'nin Almanya'da bir kolu var, adı da AfD ve burada oturuyor" demişti.
Özdemir, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile Ankara arasındaki bağ ve Avrupa'daki terör saldırıları sonrası radikal İslam'ın ideolojik kökeninin tartışılması yönündeki talepleriyle Müslüman örgütlerin tepkisini çekti. Geçen yıl da Almanya'daki Ülkücü derneklerin yasaklanması yönünde partisi adına hazırladığı tasarı nedeniyle de Türkiye kökenli bazı milliyetçi grupların hedefi oldu.
Cem Özdemir'in özel hayatı
Evli ve iki çocuk sahibi Cem Özdemir, vejeteryan ve amatör futbol oynuyor. Kendini "seküler Müslüman" diye niteleyen Özdemir'in annesi İstanbullu, babası da Tokatlı. Özdemir, bakan olacağının açıklanmasından sonra kendisine gelen bir mesajda, "Sen şimdi hiçbirimizin şu ana kadar olamadığı bir yere geliyorsun" ifadelerinin yer aldığını ve bunun kendisini çok etkilediğini söyledi.
Almanya doğumlu Özdemir, göçmen kökenli olmasının kendisine ayrıca bir sorumluluk yüklediğine de işaret ederek 2015'te vefat eden babasının kendisine, "Eğer sen bir hata yaparsan, bu diğerlerinin hata yapmasından farklıdır. Senin hataların her zaman tüm göçmenlerin hatası olur" diye nasihatte bulunduğunu aktarmıştı. Özdemir, babasının bu sözünü hiç unutamadığını belirtiyor.
Elmas Topcu
© Deutsche Welle Türkçe
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.