CHP İstanbul İl Kongresi başladı

CHP İstanbul İl Kongresi başladı
CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi, Haliç Kongre Merkezi’nde başladı. Cemal Canpolat ve Özgür Çelik, il başkanı olmak için yarışacak.

CHP’de 4-5 Kasım tarihlerinde yapılacak 38. Olağan Kurultay öncesinde gözler, delege sayısının en fazla olduğu İstanbul’a çevrildi. 38. Olağan İstanbul İl Kongresi, Haliç Kongre Merkezi’nde bugün yapılıyor. Kongrede, eski İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile mevcut Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik, il başkanı olabilmek için yarışacak.

ANKA’nın haberine göre, kongrenin yapıldığı salona Özgür Çelik’in resminin olduğu ve üzerinde “İstanbul için biz varız” yazılı pankart asılırken, Cemal Canpolat’ın pankartında ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da resmi yer alarak “Asla yalnız yürümeyeceksin” yazısı yer aldı.

Partinin Gençlik Kolları üyeleri, salona “Özgür gelecek, gençlik özgürleşecek” ve “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler” sloganlarıyla girdi.

İmamoğlu da kongrede

Kongrenin Divan Başkanlığı’na eski CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal seçildi.

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan aday adayı Özgür Özel, Antalya İl Kongresi’nde olduğu için İstanbul Kongresi'ne katılmadı.

Kongreye CHP Genel Başkanı aday adaylarından İlhan Cihaner, Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen ile Ünal Karahasan, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, Devrim Çelik, Zeynel Emre, Hasan Efe Uyar, Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, çok sayıda milletvekili ve Parti Meclisi (PM) üyeleri de katıldı.

Kaftancıoğlu yuhalandı

Kongrenin açılış konuşmasını CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yaptı.

Kaftancıoğlu, konuşmasına başlarken bir grup tarafından balkona “Kayyumcu yönetim İstanbul’dan gidecek” yazılı pankart asılarak protesto edildi. Kaftancıoğlu’nun konuşması, İl Başkan adayı Özgür Çelik’i destekleyen gruplar tarafından sık sık kesilmeye çalışıldı.

“İstanbul örgütüne teşekkür ediyorum. Bugün o örgütün hakkında ilçe başkanlarımızla ilgili, delegelerimizle ilgili, üyelerimizle ilgili, trollerin, birilerinin kendilerine gazeteci diyenlerin attığı iftiraları… İstanbul delegesi tehditle teklif arasında sıkışmaz. Hür iradesiyle karar vereceğine sonuna kadar inanıyorum” diyen Kaftancıoğlu, AKP’nin dün yapılan 4. Olağanüstü Kongresi’ne değinerek şunları söyledi:

“Son kez karşınızdayım”

“Yaklaşık 6 yıldır sürdürdüğüm il başkanınız olarak bu kürsüden son kez sesleneceğim size ve son kez karşınızdayım. Kaç gündür yazıyorlar, çiziyorlar. Dün Ankara’da bir kurultay oldu. Karşı düşünce, müzakere yok. Ortaklaşma yok. Tek adam çıktı, listesini verdi geçti. Bunun adı da demokrasi oldu. Şimdi İstanbul’a gelelim. İstanbul İl Örgütü’nün kongresi başlıyor. Her fikri özgürce söyleyen adaylarımız var, adaylar arasında kıymetli bir yarış var. İstanbul örgütünün delegesi hür iradesiyle bugün demokratik yarışını gerçekleştirecek.”

Delegelerden tüm konuşmacıları dinlemelerini isteyen Kaftancıoğlu, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken pek çok sorunla karşı karşıya olunduğunu söyledi.

“Güçlü birey, sorumlu yurttaş, sorumlu devleti oluşturmamız lazım”

Kaftancıoğlu, şöyle devam etti:

“Sınırları aşan ama aynı zamanda birbirleriyle bağlantılı sorunlardır. Bugün ekonomik, sosyal ve dijital eşitsizlikleri, iklim değişimini, ekolojik faaliyetleri, kanıksanmış yoksulluğu, ayrımcılığı, ırkçılığı ve yükselen ve meşru olmayan ahlâki ve siyasi olan saraydakileri tartışıyoruz. Bizim artık kutsallaştıran durumlar yerine, içi boşaltılan devlet kurumları yerine güçlü yurttaş, güçlü birey, sorumlu yurttaş, sorumlu devleti hep beraber oluşturmamız lazım. Bizim hep beraber, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal kimliğiyle demokraside son kalan kale olan partimizle birlikte bu ülkeye demokrasiyi getirerek Cumhuriyetimizi ikinci yüzyılda taçlandırmış olmamız lazım. Bunu yapacağız. Sizler sayesinde yapacağız.

“İstanbul örgütünün sokakta sesini duyurdum”

Sizin il başkanı olmak hayatım boyunca en gurur duyacağım paye olarak hep burada kalacak. Yarını konuşmamız lazım dedik. Umudu hep birlikte diriltmemiz lazım. Umudu diriltmenin yolu, popülist siyasetin karşısında dönüştürücü siyaset inşa etmek. Dönüştürücü siyaseti inşa etmek; konuşmak değil konuşulanı yapmak, samimi olmaktır. Dönüştürücü siyaseti inşa edebilme adına İstanbul örgütünün yaptıklarımız var, yapamadıklarımız var ama ben İstanbul örgütünün sokakta sesini duyurdum. Parti içi süreçlerde hak ettiği yere gelmesi için yapamadım. Bizden sonraki il başkanlarımızın, hangisi seçilirse seçilsin daha çok sesi duyurmaya çalışacaklarından hiç kuşkum yok.

Kılıçdaroğlu’na teşekkür

İkinci teşekkürüm, dönüştürücü siyaset, sahici ve samimi siyaseti toplumda yerleştirmek için her türlü eleştirimi, tahmin ediyorum en sert ve yüzüne karşı yapmama rağmen ‘Siyasette kadınlar da olmalı’ deyip eleştirileri büyük bir olgunlukla karşılayan ve kadınların da siyasette var olmasının bu şekilde önünü açtığına inandığım Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Kendisine yaptığım eleştirileri, yarısını birisine yapsam herhalde düşman olurdu. Son teşekkürüm, çocukluğunu bensiz geçiren, annemin başına bugün ne gelecek kaygısını yaşayan ama bir gün bile hissettirmeyen ve ona aynı zamanda annelik yapan, maddi ve manevi olarak her zaman yanımda duran sevgili kızıma ve sevgili eşime teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.”

Çetin Soysal: Ülkemizde etkisiz, tepkisiz bir yapı oluştu

Divan Başkanı Çetin Soysal ise açılış konuşmasında şunları söyledi:

"Hukuk katledildi, ifade özgürlüğü engellendi, haksızlığa karşı mazlumun ve mağdurun yanında her zaman CHP olmuştur, olmaya da devam edecektir. Haksızlıkların karşısında durmak, demokrasi mücadelesi vermek yürek ister, emek ister, güç ister, kararlılık ister. Gerekirse bedel ödenir. Bu bedeli ödemeye her birimiz hazırız. Biz korkmadık, yılmadık, yılmayacağız. Mücadeleye devam edeceğiz.

Maalesef ülkemizde etkisiz, tepkisiz bir yapı oluşmuştur. İşte bu yapıyı ortadan kaldıracak, aç bırakan, cahil bırakan, bu yönetim anlayışına karşı özgür birey, örgütlü toplum, demokratik devlet yapısını inşa edeceğiz. Türkiye'de taşının, toprağının, insanın hak ettiği değer demokrasiyle, hukukuyla dünyada parmakla gösterilmesi gereken bir Türkiye'dir. Türkiye çağdaş medeniyetler seviyesinin layığıdır. Ama ne yazık ki maalesef ülkemizde anti demokratik uygulamalarla Türkiye ait olduğu yerde duramıyor.”

“Ülkenin batışına neden oldu”

Hayat pahalılığına dikkat çeken Soysal, “'En iyi ekonomist benim' diyenlerin gelgitlerle dolu bu ekonomi anlayışı halkın ekmeğini ne yazık ki elinden aldı. 500 milyar dolarlık varlık satışı ve özelleştirme yapıldı. Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşları satıldı. 'Çıraktım, kalfa oldum, usta oldum' diyordu. Ekonomik olarak göz göre göre bu ülkenin batışına neden oldu. Maalesef bu ekonomi yönetimi Türkiye'yi öyle bir batırdı ki 85 milyon insan bir avuç karuna çalışır oldu. Ve maalesef ekonomi yönetiminin bedelini en ağır ödeyen yine halkımız oldu. Ev sahibi ile kiracıyı, iş verenle işçiyi birbirine düşman eden bu iktidarla aile içi şiddet korkunç bir boyuta ulaştı” diye konuştu.

“Yaşamak ve yaşatmak için mevcut düzeni yıkacağız”

Soysal, iktidarın kullandığı nefret dilinin, toplumu hiç olmadığı kadar ayrıştırdığını ifade etti.

Soysal, şöyle konuştu: “Birlik ve beraberlik yerini kin ve nefrete bıraktı. Çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın yarınları canice, vahşice, hunharca işlenen cinayetlere kurban gitti. Yaşamak ve yaşatmak için direnecek ve bu mevcut düzeni yıkacağız. Biz gençlere yalan üzerine kurulmuş bir siyaset anlayışını, akılsız bir çağın aklını, merhametsiz dünyanın ruhunu bırakmayacağız. Aklın ve bilimin ışığında çağdaş medeniyetler seviyesinde demokratik bir Türkiye'yi hayata geçirmek için çalışmaya sonuna kadar devam edeceğiz.

Yıllardır verdiğimiz mücadelede zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Halkımıza miras bırakacağımız eşitlik, hak, hukuk, adalet dolu özgür bir Türkiye özlemi içerisinde bu çalışmalarımıza ve mücadelelerimize devam edeceğiz. Şiddete maruz kalan sağlık emekçilerimize, yaşam mücadelesi veren saygıdeğer öğretmenlerimize, maden işçilerimize, tersane işçilerimize, özelleştirilen ve 89 gün süren tekel direnişindeki işçilerimize, alın teriyle ve emeğiyle çalışanlara, toplumun sesi olan sanatçılarımıza İstanbul İl Kongresi'nden selam olsun.

Türkiye'nin en demokratik partisi olarak katılımcı anlayış ile delege seçimlerini bitirdik, ilçe kongrelerimizi bitirdik. Şimdi İstanbul kongremizde nitelikli, beyin fırtınası yapacağız, ülkemizin geleceğini şekillendireceğimiz bir kongre olacaktır. Bu kongre partimizin birliği, dirliği açısından halkımızı İstanbul'dan Türkiye'ye selam vermemizi sağlayacağız. CHP’ye yakışan bir kongreyi hayata geçirmek durumundayız." (Kısa Dalga)

Politika