CHP Sözcüsü: ‘Kayyum atamaları AKP'nin belediyelere çökme projesidir’
Kısa Dalga - CHP MYK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’ye yapacağı iadeiziyaret, miting takvimleri, Türkiye Belediyeler Birliği başkanı seçimleri, yenilenen belediye başkanlığı seçimleri ve Hakkari Belediye Başkanlığı'na kayyum atanması gündemleriyle toplandı.
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, ülke gündeminde yer alan başlıklarla ilgili açıklamalarda bulundu.
‘MASAK Raporunun içerdiği bilgiler skandal niteliğinde’
ANKA'nın aktardığına göre, Ayhan Bora Kaplan davasına ilişkin MASAK raporunu değerlendiren Yücel, şunları söyledi:
"Soruşturma için hazırlanan MASAK raporunun içerdiği bilgiler skandal niteliğinde… Esnafa, KOBİ’lere kredi vermek amacıyla kurulan, adında halk olan Halkbank, verdiği kredilerle Ayhan Bora Kaplan’ı mafya lideri olma yolunda destekleyen bir banka olarak tarihe geçmiştir.
Halkbank, Ayhan Bora Kaplan’ın kurmuş olduğu çeşitli paravan şirketlere 2020-2021-2022 yılında 550 milyon TL kredi vermiş. Bugünkü döviz kuru üzerinden güncellersek yaklaşık 1 milyar 550 milyon lira… Bu krediler için teminat alınmış mıdır? Krediler geri ödenmiş midir?
Tasarruf tasarruf diye halkın ümüğüne çöken Mehmet Şimşek’e sesleniyoruz. Emeklinin, asgari ücretlinin, memurun, çiftçinin, esnafın cebindeki üç kuruşa göz dikeceğine önce kamu bankalarının verdiği kredileri tahsil edin. Demirören’e, Ayhan Bora Kaplan’a, yandaşlara kullandırılan ballı kaymaklı kredilerin ödemelerini tahsil edip, halka bir nebze nefes aldırabilecekken, MASAK raporuna yansıyan Halkbank’ın çete liderine kredi verdiği haberine yayın yasağı getiriyorsunuz."
‘Kayyum atamaları AKP'nin belediyelere çökme projesidir’
31 Mart yerel seçim sonuçlarının AKP'ye ve Cumhur İttifakı'na çok önemli mesajlar verdiğini kaydeden Yücel, şöyle devam etti:
“Ama hala bu mesajları almakta, idrak etmekte direndiklerini görüyoruz. Geçtiğimiz hafta, Genel Başkan Yardımcımız Zeliha Aksaz Şahbaz, Antalya Milletvekilimiz Cavit Arı ve Bursa Milletvekili Kayıhan Pala ile birlikte Hakkari’deydik. Hakkâri halkının iradesi gasp edildi. Yapılan işlem kanuna uygun olabilir ama hangi kanuna? Darbe kanununa… Hangi dönemin hukukuna? OHAL döneminin hukukuna…
Bakın kimse soruşturulamaz ya da kovuşturulamaz değildir. Elbette devam eden bir yargı süreci olabilir… Ciddi deliller olabilir… Belediye Başkanıyla ilgili hukuki süreç ayrı bir mesele, Hakkari halkının iradesinin gasp edilmesi ayrı bir mesele… Bir kere önce şunu sormak lazım, bu adam aday olduğunda, eğer yasal bir engel varsa YSK adaylığı neden kabul etti? Eğer adaylığa engel bir hali yok ise, o zaman belediye başkanı seçildikten 2 ay sonra yerine neden kayyum atandı?
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra çıkarılan 674 sayılı KHK ile değişik Belediye Kanunu’nun 45. maddesinden önce belediye başkanı şayet tutuklanır ve fiilen görevini yerine getiremez ise veya görevden uzaklaştırılırsa; yerine belediye meclis üyeleri içerisinden bir belediye başkan vekili seçilirdi. Ancak AKP iktidarı ne yaptı; Belediye Kanunu’nun 45. maddesini OHAL döneminde değiştirerek, kendine konforlu bir alan açtı ve seçimle, sandıkla, demokrasiyle kazanamadığı belediyelere kayyum atama yöntemiyle çökmeyi tercih etti. Bakın buradan ilan ediyoruz: Kayyum atamaları, kayyum uygulamaları AKP'nin belediyelere çökme projesidir.
Şimdi birkaç örnekle neden "kayyım uygulamaları AKP'nin belediyelere çökme projesidir" diyoruz, bunu somut hale getirelim, Silopi Belediyesi'ne 2016 tarihinde atanan kayyum, belediyeye ait değerli arsaları farklı tarihlerde piyasa değerinin çok altında AKP ilçe yöneticileri ve akrabalarına peşkeş çekti. Belgeleriyle ispat edildi. Gelelim bir başka örneğe, AKP’li bir belediye meclis üyesi, Halfeti Belediyesi’ne kayyum olarak atanan kişinin borçsuz belediyeyi 2 yıl içerisinde 20 milyon TL borçlandırdığını ifade etti. Bir başka örnek; AKP Artuklu İlçe Başkanı, Artuklu Belediyesi’ne kayyum olarak atanan kişi için ‘Artuklu Belediyesi’ne 600 milyon TL harcandı. Bu para nereye harcandı? İçim acıyor’ diyerek kayyum politikalarını eleştirdi. Kayyum uygulamalarındaki usulsüzlükler Sayıştay raporlarına da yansıdı. Gelin, TBMM’de temsil edilen tüm partilerin uzlaşısıyla, darbe döneminin ürünü olan Belediye Kanunu’nun 45. maddesini değiştirelim ve demokrasiye aykırı, Anayasa’ya aykırı, halkın iradesini gasp eden ve kayyum uygulamasına son verelim.”
‘Erdoğan’ın Hamas’tan desteğini çekmesi hayati önem taşıyor’
Dış politikaya da değinen Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail Başbakanı Netanyahu ve yönetimi geçtiğimiz hafta yine yüzlerce sivili mülteci kamplarında bombalayarak katletti. Aleni bir şekilde, Filistinli sivillere devlet terörü uygulayan ve katliamlarına devam edeceğini her fırsatta yineleyen Netanyahu Hükümeti’nin Lübnan’a savaş ilan edeceği iddiaları uluslararası basında sıkça konuşuluyor. İsrail’in Ortadoğu’yu ateşe verecek bu eylemi karşısında Türkiye yönetimi barış çağrısı yapıp inisiyatif alacağına, Hamas’ı sarıp sarmalayarak büyük bir hata yapıyor. Hamas’la ilgili şaibe defalarca dile getirildi ve iddialar tartışıldı. Halkını felakete sürükleyen, halkının mahvına sebep olan Hamas’ın derhal yalnızlaştırılması ve geri çekilmesi gerekiyor. Erdoğan’ın Hamas’tan desteğini çekmesi ve ihvancılıktan vazgeçmesi hayati önem taşıyor.”
‘Bu diyaloğun temel amaçlarından birisi ülkenin normalleşmesi’
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yücel, Ankara’da silahlı saldırıda öldürülen eski Ülkücü Ocakları Genel Başkanı Ayşe Ateş'in bugün CHP'ye yaptığı ziyarete ilişkin soruya, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın Genel Başkanımızla yapacağı görüşme iade-i ziyaret. Şunu görüşürler bunu görüşürler gibi yorum yapmak istemem ama bu diyaloğun temel amaçlarından birisi ülkenin normalleşmesi, ülkenin hukuk sisteminin yeniden olması gerektiği gibi ölçüte ve ayara gelmesi. Dolayısıyla Türkiye’yi bu kadar yakından ilgilendiren bir davanın konuşulması da mümkün olabilir” dedi. (Haber Merkezi)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.