TBMM Tarım Komisyonu Üyesi Gökçel uyardı: Buğdayda kriz kapıda

ANKA'ya konuşan TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi, CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, Türkiye’de kuru alanlarda yetiştirilen buğday, arpa gibi hububat ürünlerinde yeni bir krizin kapıda olduğu uyarısında bulunarak, “Türkiye’de son yıllarda artan gıda ihtiyacı ithalat ile giderilmeye çalışılıyor. Çiftçilerimiz tarımdan uzaklaştı, kuru alanda üretim yapılmıyor. Bu şekilde devam edersek gıda güvenliğimiz tehlikede” dedi.

Tarımın ve çiftçinin bitme noktasına gelmesi nedeniyle gıda krizi yaşandığını söyleyen CHP’li Gökçel, 81 ilde yetiştirilme imkanı olan buğdaydan sadece 20 milyon ton üretildiğini aktardı. Gıda enflasyonun yüzde 20,6 seviyesine geldiğini belirten Gökçel, iktidarın tarım ithalatı politikasını eleştirdi. Gökçel, “Aslında ülkemiz bakliyattan hububata tarla bitkilerinden hayvancılığa baktığımızda geçmişte ihracat yapan ve bu konuda ihracat geliri olan bir ülkeydi. Ancak yanlış tarım politikaları ülkemizi net ithalatçı konumuna düşürdü” dedi.  

Türkiye'nin son yıllarda hububat ithalatını ağırlıklı olarak Rusya’dan yapması için ise Gökçel, “İhtiyacımız olan buğdayın 10 milyon tonunu Rusya’dan ve başka ülkelerden ithal etmek durumunda kalıyoruz. Bu kabul edilir bir durum değil. Oysa Rusya 20 milyon ton seviyelerinden 85 milyon ton buğday üreten bir ülke haline geldi. Çin 650 milyon ton üretiyor. Rusya şu anda en fazla buğday ihraç eden ülkelerin başında geliyor” yorumunu yaptı.

Üretime dayalı bir tarım politikası ile gıda krizinin çözülebileceğini aktaran Gökçel, şöyle konuştu:

“Eğer biz kendi çiftçimize milli tarım politikası doğrultusunda kullandığı mazotu ucuza sağlarsak, gübreyi, tohumu nakdi ve ayni destekleyerek verirsek ve ürettiği ürünü de Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla değerinde satın alırsak bugün yaşadığımız sıkıntıları yaşamayız aynı zamanda üretimimizi arttırırız ve ihracatçı bir ülke haline geliriz. Ama AKP yıllardır tarımı bitirdi, çiftçiyi tarımdan uzaklaştırdı. Ekranlara bakmaya gazetelere bakmaya çekinir olduk ülkede. İcra edilen traktörler, icra edilen ve hayvanlarına el konulan çitçiler, arazileri banka tarafından satılan çiftçiler, ağlayan sızlayan çiftçi kadınlar, hayvan üretenler. Bunu bu ülkede yaşamaya ve bunu yaşatmaya kimin hakkı var? Bunu ülkede çiftçimize reva görenlere ve çiftçimize bu hale düşürenlere şunu söylüyorum: Siz ülkeyi de yönetemiyorsunuz, tarımı hiç yönetemiyorsunuz?”