CHP'li milletvekillerinden Canan Kaftancıoğlu kararına ilk tepkiler

CHP'li milletvekillerinden Canan Kaftancıoğlu kararına ilk tepkiler
CHP'li milletvekilleri Bülent Kuşoğlu, Engin Özkoç, Akif Hamzaçebi, Yargıtay'ın Canan Kaftancıoğlu kararının hukuki değil siyasi olduğunu vurgulayarak karara tepki gösterdi.

Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftacıoğlu'na verilen cezaları onamasının ardından CHP'li milletvekilleri peş peşe açıklamalar yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, yaptıkları açıklamalarda Canan Kaftancıoğlu kararına tepki gösterdi.

BÜLENT KUŞOĞLU: TÜRKİYE KUTUPLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR

CHP'li Bülent Kuşoğlu, Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki mahkûmiyet kararını onaması üzerine, "Türkiye’ye büyük bir oyun oynuyorlar, çok büyük bir kötülük yapıyorlar" değerlendirmesini yaptı.

Bülent Kuşoğlu, şunları söyledi:

"Canan Başkan’a geçmiş olsun diyorum öncelikle. Ama bu karar da kısa bir süre önce Osman Kavala ile ilgili olarak alınan karar gibi; içi boş, sadece siyasi bir karar. İktidar tarafından seçim öncesi Türkiye kutuplaştırılmaya çalışılıyor. Kutuplaştırılarak oy kaybı önlenmeye, bir gerginlik yaratılarak; ekonomideki bu rezalet, sıkıntı, işsizlik, iflaslar, intiharlar bunlar gösterilmemeye çalışılıyor. O gerginlikle eski oylarını almaya çalışıyor.

Türkiye’ye büyük bir oyun oynuyor, Türk devletine ve milletine çok büyük bir oyun oynuyorlar, çok büyük bir kötülük yapıyorlar, kendi iktidarlarını devam ettirebilmek için yapılan budur. Bu haksızlıktır, adaletsizliktir, çok büyük bir rezalettir.

Ne yapmış sonuçta Canan başkan? Sonuçta bir şeyler söylemiş, bir şeyler yazmış. Kimseye hakaret etmemiş, herhangi bir eylemi yok, fiili yok, kimseye zararı yok, ne oluyor?

Bu sadece siyasi bir karardır. Böyle bir siyasi karar karşısında, gerçek anlamda hukuki bir karar değil, hukukçuların verdiği bir karar değil bu; siyasi bir karar, siyasetçilerin verdiği bir karar. Bu siyasi karar karşısında bizim de ana muhalefet partisi olarak, iktidarın yarın sahibi olacak parti olarak bir araya gelmemiz, toplanmamız, doğru değerlendirmemiz, doğru işler yapmamız, halkımızı da bu yönde bilgilendirmemiz lazım. Onun için de hemen İstanbul’da bir araya geleceğiz.”

AKİF HAMZAÇEBİ: TAMAMEN SİYASİ BİR KARAR

CHP İstanbul İl Başkanlığı'na ilk gelen milletvekillerinden Akif Hamzaçebi, Yargıtay'ın kararına tepki göstererek şunları söyledi:

"Mahkemenin vermiş olduğu mahkûmiyet kararının Yargıtay tarafından onanmış olması, Türkiye’de hukuksuzluğun devam edeceğini gösteriyor. Bu, hukuka dayalı bir karar değildir. Tamamen siyasi bir karardır. Çok kısaca bunu özetlemek isterim. Canan Kaftancıoğlu’na 2012 yılında, daha henüz CHP'nin ilk basamaklarında görev yaptığı dönemde yapmış olduğu sosyal medya paylaşımları, altı yıl sonra Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanı seçildikten sonra, yani 2018 Ocak ayından sonra hatırlanıyor ve savcı soruşturma başlattı. Eğer bu sosyal medya paylaşımlarında herhangi bir şekilde bir terör örgütü propagandası olsaydı, herhangi bir şekilde cumhurbaşkanına hakaret olsaydı, herhangi bir şekilde Türk Ceza Kanunu’nun bazı maddelerini ihlal eden bazı ifadeler olmuş olsaydı, savcılar herhalde altı yıl beklemezlerdi. Altı yıl sonra harekete geçen savcı, başlatılan soruşturma, görülen mahkeme ve bugün yargı kararı, bu kararın hukuksuz olduğunu gösteriyor.

O tweetlere, o sosyal medya paylaşımlarına ben de baktım. Hepsini okudum. Hiçbirinde siyasi eleştiri boyutu ötesinde bir ifade görmedim. Ne bir hakaret ne bir terör örgütü propagandası… Böyle bir şey olsa bir partinin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul İl Başkanı olacak olan kişi, olan kişi zamanında terör örgütü provokasyonu yapmış olsaydı, herhalde altı yıl beklemezdi savcılar, mahkeme. Yani Yargıtay bugün bu kararı verdiğine göre, sosyal medya paylaşımlarının üzerinden 10 yıl geçtikten sonra bir karar verildi. Bu, her şey değildir tabii ki. Süreci değerlendiriyoruz. Partimizin Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkanımız süreci değerlendiriyor. Birazdan burada il başkanımız, il yönetimimiz, ilçe başkanlarımızla birlikte milletvekilleri olarak süreci değerlendireceğiz. Canan Kaftancıoğlu’nun Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğu bir hak ihlali başvurusu var. Bireysel başvurusu vardı. Ben, Anayasa Mahkemesi’nin hukuk konusunda zaman zaman farklı kararlar verse de örneğin milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasında, tutuklamada hukuka uygun karar verdiğini görüyorum. Burada inanmak isterim. Anayasa Mahkemesi, Canan Kaftancıoğlu’nun bu başvurusunu hukukun çerçevesinde değerlendirecektir. Öyle ummak istiyorum. Böyle ümit etmek istiyorum.

Saray ve kadrosu bu karardan siyasi bir çıkar elde etmek istiyor ama şunu söyleyeyim ki bu karardan siyasi çıkarı elde etmek isteyenler kaybedeceklerdir. Canan Hanım’ın kararı ilk değildir. Dün Osman Kavala kararı, Osman Kavala’yla birlikte Gezi davasında yargılanan ve hiçbir delil olmaksızın ağırlaştırılmış müebbetle 18 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmış olanlar hukuksuz bir şekilde mahkûm edildi. Bugün Canan Hanım’ın kararı, yarın bunu, saray başka kararlarla da takip ettirebilir. Bu kararı verenler, bağımsız yargının hakimleri değildir. Bu kararı verenler, onaylayanlar, sarayın hakimleridir. Bunlar, bu kararla hukuka bir darbe vurmuşlardır. Hukuka darbe vuranlar da ayrıca kendileri de şüphesiz ki suç işlemektedirler. Süreci değerlendiriyoruz. Sağduyulu bir şekilde bu değerlendirmeyi yapacağız ve demokratik bir şekilde, demokratik yöntemlerle hangi adımlarımız, adımlar atacağımızı, Genel Başkanımız, Merkez Yönetim Kurulumuz, değerlendirmeleriyle birlikte, sonuçlarıyla birlikte kamuoyuyla paylaşacağız.”

ENGİN ÖZKOÇ: BİR GÜN O HÜCRELERİN KAPILARI ÖZGÜRLÜĞE AÇILACAK

Engin Özkoç, TBMM’de gazetecilerin, Yargıtay’ın Canan Kaftancıoğlu hakkındaki davalarda verdiği onama kararlarına ilişkin sorularını yanıtladı. Özkoç, şöyle konuştu:

“Resmi yazı yayınlanmış değil şu an itibariyle. Resmi yazının yayınlanmasını bekliyorum. Çünkü bizim muhatap alabileceğimiz şey resmi yazı. 25’e yakın milletvekili arkadaşımızı Genel Kurul’da tutuyoruz. Diğer milletvekilleri arkadaşlarımız İstanbul’a hareket ettiler, Genel Başkan’ımızın isteği doğrultusunda. Sayın Genel Başkan’ımız da İstanbul’a hareket etti, sanıyorum akşam 18:00 civarı, saat değişebilir, İstanbul İl merkezinde bir basın toplantısı yapılacak.

Hem kadın hem siyasetin hem özgürlüğün önü tıkanıyor. Bir kadın siyasetçi, üstelik İstanbul gibi 16 milyon nüfusu olan ilin il başkanı olan kadın siyasetçi; hukuksuz şekilde hem elinden siyaset yapma hakkı alınıyor hem de özgürlüğü kısıtlanıyor. Sanki adalet önünde suç işlemiş gibi, sanki kasıtlı olarak suç işlemiş gibi bir yargı kararı çıkartılıyor. Türkiye’de normalde bağımsız yargı sistemi olsa asla böyle bir kararın onanması mümkün değil. Artık Gezi davalarında da gördük ki Türkiye’de yargı içtihatlara göre değil, yasalara göre değil, Tayyip Erdoğan’a göre hareket ediyor. Onun istediği kararları almayan yargıçlar değiştiriliyor, onun istediği yargıçlar getirilerek Türkiye’de siyasetin, özgürlüğün önü kesiliyor. Bunu şiddetle kınıyoruz. Bundan sonrası için de adım adım ne yapacağımızı söyleyeceğiz.

Recep Tayyip Erdoğan, seçimlere bir yıl kala muhalefete büyük baskı uygulama kararlılığı içinde hareket ediyor. Muhalefeti sindirme, alanlara çıkarmama kararlılığı içinde hareket ediyor.

Bizim yaptığımız açıklamalarla ilgili ‘suç ve suçluyu övme’ bahanesi altında bunları yayınlayan televizyon kuruluşlarına ceza yağdırılıyor. Tayyip Erdoğan, kendi çaresizliği, içine Türkiye’ye düşürdüğü durum ve kendi siyasi partisinin bugün geldiği noktanın verdiği bir ruh haliyle hareket ediyor. Ne yaparsa yapsın asla bizi engellemeyecek. Millet İttifakı kararlı biçimde yoluna devam edecek. Hücrelere atılan arkadaşlarımız, hücrede, dışarıdaki arkadaşlarımızın mücadelesini bekleyecekler. Bir gün o hücrelerin kapıları özgürlüğe açılacak… O güne kadar mücadelemiz sürecek.”

Engin Özkoç, Canan Kaftancıoğlu’nun cezaevine girip girmeyeceğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:

“Belki 10 gün, 15 gün, bir ay bir ceza yatarı olur gibi gözüküyor ama bunda kesin bir şey söylersem sizi de yanıltmış olurum. Ama şöyle düşünün; bir il başkanının, üstelim kadın bir il başkanın, Türkiye’de, söylediği sözlerden dolayı siyaset yapma olanağı elinden alınıyor. Yani sadece söylediği bir söz yüzünden önü kesiliyor. Bu hiç doğru bir yaklaşım değil. Belki de özgürlüğü de kısıtlanacak. Hayatı bundan sonra farklı bir hayat olacak. Ne için? Konuştuğu için. Ne için? Eleştirdiği için. Türkiye böyle bir noktaya geldi. Ama biz kararlıyız, mücadelemize devam edeceğiz.” (ANKA)

Gündem