CHP'li Özel: Abdüllatif Şener'in açıklamalarını kanım donarak izledim
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Özel, Şanlıurfa'da yaşamını yitiren 12 yaşındaki Abdülbaki Dadak'ı hatırlatarak, "Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklama, vatandaşın aklıyla alay eden ve vatandaşın vicdanıyla alay eden bir açıklama. Diyor ki ‘yaz tatili geliyor, merdiven altı yerlere değil, Diyanet İşleri’nin veya bakanlığın organizasyonlarına yönelin. Bu merdiven altı yerleri açtırtan kim? Bunları koruyan kim? Bugün Türkiye’de 2 bin civarında izinsiz, ruhsatsız, kaçak medrese olduğunu biliyoruz. 2013 yılına kadar bu tür yerler açmanın 3 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezası vardı. Recep Tayyip Erdoğan kaldırdı. O günden sonra mısır patlağı gibi her ilçede, her beldede bu kaçak medreseler ortaya çıkmaya başladı. Caydırıcı ceza yok. Kanuni değil, merdiven altı ama cezası yok" dedi.
"Gitmeyeceklerse neden varlar?"
Özel, şöyle devam etti: "Bugün diyor ki ‘buralara gitmeyin.’ Gitmeyeceklerse neden varlar? Neden göz yumuyorsunuz, neden ceza vermiyorsunuz? Daha da vahimi, 2016 yılında Karaman’da KAİMDER ve Ensar’a ait olan 10 çocuğun istismara uğradığı ve büyük infial yaratan Ensar Vakfı olayından sonra ne yaptılar biliyor musunuz, Ensar’ın yurdundaki çocuklar küçük yaştaydı, o güne kadar bu vakıflar lise üstünde yurt açabiliyordu, ortaokul seviyesine indirdiler Ensar’ın yurtlarını suç olmaktan çıkarmak için. Bugün de diyor ki ‘merdiven altına yönelmeyin.’ Merdiven altına yöneltmeyin, merdiven altının cezasını kaldırmayın sayın Erdoğan. Bunu yapan sizsiniz. Meselenin sorumlusu sizsiniz. Ama bu sorumluluğu üstlenmek yerine bu ifadeleri kullanıyorsunuz. Bunu kesinlikle kabul etmemiz mümkün değil."
"Abdüllatif Şener'in açıklamalarını içim acıyarak, kanım donarak izledim"
Özel, gazetecilerin eski CHP milletvekili Abdüllatif Şener'in Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermediği açıklamasını hatırlatması üzerine ise şunları söyledi:
“Abdüllatif Şener’in açıklamalarını içim acıyarak, kanım donarak izledim. Canlı yayında izlemedim ama ardından sosyal medyada bugün televizyonlarda gördüm. Kanımız dondu. Abdüllatif Şener meselesinde şunu söylemek lazım; CHP toplumun belli kesimlerine erişmek, açılmak, Abdüllatif Şener’in Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ‘Erdemliler Hareketi’ diye kurulduğu dönemden sonraki savrulmasını deşifre ettiği, sözde ona isyan ettiği ve toplumun vicdan sahibi muhafazakâr kesimlerini ifade ettiği bir dönemde CHP listelerinden kendine yer buldu. Samimiyetle şunu söyleyeyim, hangi CHP’linin yerine yer bulduysa o arkadaşımızın hakkını yedi ama bizim de o arkadaşımıza bir özür borcumuz var. Ona oy atan CHP’lilere bir özür borcumuz var. Abdüllatif Şener, takındığı tutumdan sonra partiye kaydolmuş. İkinci turdan önce istifa etmiş. Orada da suçüstü yakalandı ki Genel Başkan’a ikinci turda da oy vermemiş, birinci turda da oy vermemiş. Vicdanı kara, kalbi kurumuş. Kendisine alan açan bir partiye teşekkür etmesi gerektiği bir günde bir kez daha aynı alanı açmadı diye ihanet eden bir anlayışa ne denir? Bunun tekrarlanmaması için üzerimize ne düşüyorsa onu yapacağız. Hani seçim sonucundan ders alacağız ya, bu seçim sonucundan Abdüllatif Şener’in seçildiği seçimin sonucundan da ders almak lazımmış. Burada sadece şunu söylüyoruz, Abdüllatif Şener’e listemize koyup da oy verdirttiğimiz ve onu buraya taşıyıp da taşıyamadığımız CHP’lilerden özür dilemek dışında söylenecek söz yok. Yoksa kendisi cevaba değecek bir tutum içinde değil.”
"Bugün CHP, değişimi konuşmaktadır"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun kendisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin açıklamalarına dair ise Özel, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Seçimin sonuçları her kademede değerlendiriliyor. Bu konuda sayın İmamoğlu’nun, benim, sayın Genel Başkanımızın farklı zamanlarda farklı değerlendirmeleri oldu. İlk günlerde özellikle sosyal medyada sayın Genel Başkana yönelik olarak birtakım üslubunu asla kabul etmediğimiz hakaretvari yaklaşımlara da son derece rahatsız olduğumuzu ifade etmiştik. Bugün CHP, değişimi konuşmaktadır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişim konusunda, değişimin önünü açacağım ifadelerini konuşmaktadır. Ekrem İmamoğlu’nun değişime, sayın Genel Başkanın liderlik etmesi beklediği ifadelerini konuşmaktadır. Özgür Özel’in değişimin kararlı ama vefalı olması gerektiğini konuşmaktadır. Meşru bir zeminde bu 3 ismin birbiriyle iletişim halinde olduğu, birbirine saygı duyduğu, birbirine omuz verdiği ve birbiriyle olan ilişkilerini son derece olması gerektiği bir zeminde ve partiyi kayırarak götürdüğü bir noktadayız.
"Sayın Genel Başkanımızın yapıcı yaklaşımı ortadayken niçin yapılmaya ihtiyaç duyulmuştur onu sayın Kuşoğlu ile karşılaştığımızda konuşuruz. Kendisi saygı duyduğumuz bir büyüğümüzdür. Ancak meselede biz, tam da olması gerektiği bir yerden, örnek bir şekilde tartışıyoruz. Çok iyi sonuçlar alacağımıza ve bunun sonunda hem önce CHP’nin hem sonra da Türkiye’nin kazanacağına kimsenin şüphesi olmasın. Bizim yaklaşımımız, bu değişim, dönüşüm sürecinde üzerimize hangi görev düşüyorsa, daha önce futbol deyimiyle ifade etmiştim, santrafor ise santrafor, orta saha ise orta saha, yedek kulübesiyle yedek kulübesi. Sorumluluk almaksa sorumluluk, fedakârlık yapmaksa fedakârlık. Çizgimiz budur."
"Bugün için bir adaylık ilanım yoktur"
CHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığı sorulan Özel, “CHP için en doğru kararı vermek durumundayız. Kişisel kararlarımızın bir önemi yok. Bana sordular Genel Başkan adayı mısınız? Genel Başkan adayı da olurum sorumluluk da alırım, fedakârlık da yaparım dedim. Bu kararı bütün değerlendirme süreçlerini konuşmam gereken kim varsa konuşacağım dedim. Sayın Genel Başkanımız ile konuştum, sayın Ekrem İmamoğlu ile konuştum, önceki Genel Başkanımızla, Genel Sekreterlerimizle, partimizin büyükleriyle, gençleriyle, bizden umudu olan tüm toplumsal kesimlerle temas halindeyiz. Gerektiği yerde sorumluluk almaktan ve gerekiyorsa fedakârlık yapmaktan kesinlikle kaçınmayacağım ama bu konuda tüm ismi geçenler ve hatta olası olup şu an ismi geçmeyenlerle ilgili olarak da herkes kendisi için değil partisi ve ülkesi için en doğru değerlenmeyi yapma sürecindedir. Bugün için bir adaylık ilanım yoktur. Ancak sorumluluk düşerse adaylıktan kaçmam, fedakârlık düşerse bir dakika düşünmem” diye konuştu. (ANKA)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.