Danıştay, içinde sit alanlarının da bulunduğu 766 maden sahasına “dur” dedi

Danıştay, içinde sit alanlarının da bulunduğu 766 maden sahasına “dur” dedi
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün içinde sit alanlarının da bulunduğu Türkiye genelinde 766 adet maden sahasını aynı anda ihaleye çıkarılması kararına karşı açtığı davanın reddi kararı Danıştay tarafından bölge sakinleri lehine bozuldu.

Danıştay’dan maden sahaları için önemli karar. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) Türkiye genelinde 68 ilde toplam 766 yeni maden sahasının arama ve işletmeleri için aynı anda aldığı ihale kararına karşı açılan davanın reddi kararı, Danıştay 13. Dairesi tarafından bozuldu. Çok sayıda çevre derneği ve bölge sakini 766 adet maden ihalesinin ilanının iptali için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne karşı dava açmıştı. Ankara İdare Mahkemesi davayı incelenmeksizin reddine karar verdi. Bölge sakinlerinin avukatı İsmail Hakkı Atal davayı Danıştay’a taşıdı. Davayı inceleyen Danıştay 13. Dairesi alt mahkemenin davanın reddi kararını bölge sakinlerinin lehine bozdu.

Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre, maden sahalarının toplamı 892 bin 814 hektarı buluyor. Sahaların içinde sit alanı da vardı. Çevreciler bazı sahaların tarım alanları, ormanlar, antik kent veya doğal yaşam alanlarına çok yakın mesafede olduğuna dikkat çekmişti. Çok sayıda çevre derneği ve bölge sakini 766 adet maden ihalesinin ilanının iptali için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne karşı dava açmıştı. Ankara İdare Mahkemesi davayı incelenmeksizin reddine karar verdi. Bölge sakinlerinin avukatı İsmail Hakkı Atal davayı Danıştay’a taşıdı. Davayı inceleyen Danıştay 13. Dairesi alt mahkemenin davanın reddi kararını bölge sakinlerinin lehine bozdu.

‘Bilimsel olarak ispatlandı’

 Avukat İsmail Hakkı Atal, “Hiçbir hesap - kitap yapılmadan, herhangi bir strateji olmaksızın, toplumsal maliyet analizi yapılmadan, kümülatif etki çalışması yapılmadan, tüm maden projelerini toptan ihaleye çıkaran Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne çağrımız var. Madenler koronavirüs salgınlarının en önemli sebeplerinden birisi. Bilim insanları yaygın ormansızlaşma, tarımın kontrolsüz genişlemesi, yoğun çiftçilik, madencilik ve altyapı gelişiminin koronavirüsleri değişime uğrattığını ve koronavirüs salgınlarına yol açtığını belirlemiştir. Madencilik gibi faaliyetlerle tahrip edilen başta orman alanları olmak üzere doğal ekosistemlerde, koronavirüsün en az 2.5 kat arttığı ve virüslerin insanlara bulaşma riskinin de yüzde 70 arttığı bilimsel olarak ispatlanmıştır” dedi.

Anayasaya aykırı

Atal, “Maden alanlarının şirketlere devredilmesi anayasaya aykırıdır. Madencilik faaliyetlerinin sebep olduğu koronavirüs gibi salgın hastalıklar çağında, devlet için zorunluluklar dışında madencilik yasaklanmalı” diye konuştu. 

İklim krizinin ve koronavirüsün sebebi

İklim krizi çağında olduğumuzu vurgulayan Atal özetle şu ifadeleri kullandı:

“Madencilik faaliyetlerinin en önemli nedenlerden birini oluşturduğu koronavirüs salgını bu sürecin hem sebebi hem de sonucu olarak diğer değişkenlerle birbirini besleyen bir döngü içindedir. Türkiye ve bütün ülkelerin bu süreci analiz edebilecek, çözüm ve uyum politikaları geliştirebilecek, bu doğrultuda planlama yapabilecek kamu idarecilerine ihtiyacı vardır, ancak MAPEG gibi kamu kurumlarının maalesef iklim krizi ve koronavirüs salgınlarının sebeplerini ve sonuçlarını analiz edebilecek, çözüm ve uyum politikaları geliştirebilecek yeterlilikleri ve donanımları bulunmamakta. Madencilik ve enerji sektörü gibi alanları planlaması gereken MAPEG ve EPDK gibi kurumların başına planlama ve analiz yapabilecek donanıma sahip bürokratlar getirilmelidir.”

Gündem