Davutoğlu: Ben çok korktum ne zaman biliyor musunuz? Adıyaman'ın sokaklarını dolaştım, tek bir asker yoktu

Davutoğlu: Ben çok korktum ne zaman biliyor musunuz? Adıyaman'ın sokaklarını dolaştım, tek bir asker yoktu
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, “Öyle bir iklim oluşur ki Fatih ile Kadıköy, Bağcılar ile Şişli, Diyarbakır ile İzmir karşı karşıya getirilmeye çalışılır. Ben çok korktum ne zaman biliyor musunuz? Depremin üçüncü günü Adıyaman'a gittim. Bütün gece Adıyaman'ın sokaklarını dolaştım. Tek bir asker yoktu o sokaklarda. Orada organize bir grup gitse bir Alevi veya bir Kürt köyünde bir katliam yapmaya kalksa önünü durduramazsınız” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Halk TV'de Sözüm Var programında soruları yanıtladı.

Davutoğlu, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun 'Alevi' paylaşımı konusunda “Modernleşme dönemi bizi çok parçaladı. Bazı kimlikler kendilerini ikincil konumda gördükleri oldu. Bu siyasal alanı, kamu alanını kutuplaştırdı. Beni altılı masada heyecanlandıran şey bu alanın gerçek ve sahici sahipleri bir araya gelerek bütün medeniyetlerin kesiştiği, bütün kimlikleri barıştırarak bir Cumhuriyet fikri etrafında herkesin eşit olduğu, kimliklerin değil niteliklerin öne çıktığı yeni bir kültürü inşa edebilecek miyiz? Bunu yapabilirsek 14 Mayıs'ta seçimi kazanmamız bizim için gerçek bir devrim niteliği taşır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun son derece samimi şekilde ifade ettiği hususlara katılıyorum. Bana da 'Nasıl şu partiye oy istersiniz' diye şeyler geliyor. Onlara şunu anlatmaya çalışıyorum. Pazarcık'ta da deprem oldu Elbistan'da da oldu. Türk, Kürt, Sünni, Alevi aynı binada enkaz altında kaldı. İnsan olmak önemli” dedi.

Millet İttifakı’nda krizler yaşanır mı?

Meral Akşener’in masadan ayrılma sürecine dair bir sorunu üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:

“Krizin olmadığı yerde ya bir mutlak despot vardır ya da siyaset yoktur. Güçlü kılan krizi çözebilme kabiliyetidir. Son olayda bunu gördük. Çok çarpıcı şekilde Erdoğan beni teyit etti. Bize dönük olarak 'Bakın bunlar bize ihanet etmişti şimdi de Kılıçdaroğlu'na ihanet edecekler' dedi. Dedim ki 'Doğru.' AK Parti'nin kuruluş ilkelerinde yer alan yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadeleyi terk ettiğin için, ilkelere uymadığın için seninle kriz yaşadık. Ben sana ihanet etmedim, sen AK Parti'nin kurucu ilkelerine ihanet ettin. Eğer sayın Kılıçdaroğlu ortak ürettiğimiz dökümanlara aykırı davranırsa evet kriz yaşarız ama bunun adı ihanet olmaz. Sayın Kılıçdaroğlu ile bir güven ilişkisi de var. Burada kriz çıkabilir ama merak etmeyin biz çözeriz dediğiniz zaman insanlar inanır. Kriz çıktı ve çözdük.”

“7 Haziran’da ben başbakan o yardımcı olacaktı, şimdi ben onun yardımcısı olmayı kabul ediyorum”

7 Haziran seçimlerini hatırlatarak, “O zaman kurulsaydı koalisyon ben başbakan, o yardımcı olacaktı” diyen Davutoğlu, ekledi: “Şimdi ben onun yardımcısı olmayı kabul ediyorum, çünkü Türkiye'nin buna ihtiyacı var.”

“Bahçeli’de iktidar korkusu var”

Erdoğan’ın kaybetmesiyle MHP lideri Bahçeli’nin de kaybedeceğini söyleyen Davutoğlu, “Bahçeli'nin ilk yapacağı şey aynen 7 Haziran'da CHP'ye yaptığı gibi 'Halkımız bizi muhalefete takdir etti. AK Parti ile yollarımız ayrıldı' demektir. Bahçeli’de iktidar korkusu vardır. Erdoğan hesap versin ben sözü söyleyeyim... 15 Mayıs sabahı Cumhur İttifakı seçimi kaybettiğinde göreceksiniz Bahçeli diyecek ki 'Ben grubumla birlikte muhalefetteyim' diyecek” diye konuştu.

Davutoğlu, Bahçeli'nin geçmişte “Biz bu ülkeye freniz” dediğini anlatarak, “'İktidar olamayacağımızı biliyoruz. Yüzde 10'un altına düşmeyelim ve kötü gidecek bir şeye fren olalım' demişti. Bahçeli, Erdoğan'a fren olduğunu düşünüyor. İki tarafta da huzursuzluk var ben biliyorum. MHP'nin huzursuzluğu yolsuzluklarla anılmaya başlanmış olmak. AK Parti'nin ise birçok yerde MHP'nin ipoteğini hissetmeleri” ifadelerini kullandı.

“Şartlar 7 Haziran-1 Kasım’dan farklı”

Davutoğlu, “7 Haziran-1 Kasım ile ilgili spekülasyon yapılıyor. Şartlar çok farklı. O zaman PKK açık bir şekilde bütün illerde terörü başlatmıştı. O sırada bütün dünyayı kasıp kavuran bir DEAŞ terörü vardı. Şu andan öyle bir konjonktür yok” diye konuştu.

“Ben çok korktum…”

Toplumdaki kutuplaşmaya dikkat çeken Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Öyle bir iklim oluşur ki Fatih ile Kadıköy, Bağcılar ile Şişli, Diyarbakır ile İzmir karşı karşıya getirilmeye çalışılır. Biri der ki 'Din elden gidiyor', diğeri 'Laiklik elden gidiyor.' Biri 'Aleviler katlediliyor' der. Ben çok korktum ne zaman biliyor musunuz? Depremin üçüncü günü Adıyaman'a gittim. Bütün gece Adıyaman'ın sokaklarını dolaştım. Tek bir asker yoktu o sokaklarda. Orada organize bir grup gitse bir Alevi veya bir Kürt köyünde bir katliam yapmaya kalksa önünü durduramazsınız. Bu ülkeyi tahrik etmeyin, altında kalırsınız.

“Açık ve net ifade ediyorum. Böyle bir kitlesel karışıklık çıkarmaya çalışırlarsa altı lider gideriz Fatih'te de konuşuruz, Kadıköy'de de konuşuruz. İzmir'de de Konya'da da konuşuruz. Mesela AK Parti binasına saldırı oldu herkesten önce biz gideriz 'Bu saldırıyı kınıyoruz' deriz.”

Ahmet Davutoğlu, Kürt sorunu konusunda ise “Bu çözüm silahların gölgesinde yürümez. Eğer niyetliyse Meclis'te her şey çözülür. Kürt sorunu, Alevi sorunu, azınlıklar sorunu çözünür. Herkes 'Bundan sonra şiddet, terör, hendek, barikat yok' diyecek” diye konuştu.

Seçimden sonra ilk 100 gün

Davutoğlu, atamalar konusunda “Devletin yeni tasfiyeler ve kadrolaşmalarla uğraşmaması lazım. O yüzden ehliyet ve liyakat diyoruz. Şu sözü verebilirim. Birinin yakını diye, şu cemaate, şu mezhebe mensup diye bir atama olmayacak” dedi. (Kısa Dalga)

Politika