Babacan: "İstanbul Sözleşmesi'nin feshine karşı başvuracağımız Danıştay hükümetin etkisi altında ama pes etmek yok"

Babacan: "İstanbul Sözleşmesi'nin feshine karşı başvuracağımız Danıştay hükümetin etkisi altında ama pes etmek yok"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin, “İtiraz sürecimizi başlatarak, kararın iptali için mücadele edeceğiz. Ancak başvurduğumuz merci neresi olacak? Danıştay. Maalesef Hükümetin son derece etkisi altında olan bir kurum. Ama pes etmek yok” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin, “İtiraz sürecimizi başlatarak, kararın iptali için mücadele edeceğiz. Ancak başvurduğumuz merci neresi olacak? Danıştay. Maalesef Hükümetin son derece etkisi altında olan bir kurum. Ama pes etmek yok” dedi.

Babacan, KRT TV’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Babacan, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin şunları söyledi:

“İktidarın İstanbul Sözleşmesi’ni fesih kararının ardından Genel Merkez Başkanlık Kurulu’muzu topladık. Hukukçu arkadaşlarımız yol, yöntem ve usulüyle ilgili çalışıyorlar. İtiraz sürecimizi başlatarak, kararın iptali için mücadele edeceğiz. Ancak başvurduğumuz merci neresi olacak? Danıştay. Maalesef Hükümetin son derece etkisi altında olan bir kurum. Ama pes etmek yok, hukuki mücadelesini sonuna kadar vereceğiz.”

“ALLAH KİMSEYİ BAHÇELİ GİBİ BİRİNE MUHTAÇ ETMESİN”

Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli arasındaki iktidar ortaklığına ilişkin, şöyle konuştu:

"Allah kimseyi Sayın Bahçeli gibi birine muhtaç etmesin. Sayın Erdoğan’ın durumu hiç kolay değil. Yüzde 52’yi Cumhurbaşkanı sadece AK Partililerin oyuyla almadı, MHP’lilerin de oyu var orada. Dolayısıyla hem kendi Cumhurbaşkanlığı’nın, hem de Meclis’teki çoğunluğunun Bahçeli’nin desteğiyle olduğunu herkes biliyor. Ve Bahçeli desteğini çektiği anda hem kendi Cumhurbaşkanlığının siyasi meşruiyetinin riske gireceğini, hem de Meclis’te artık istediği gibi işleri götüremeyeceğini biliyor. Ama Sayın Bahçeli’nin de bu küçük hissesini adeta hükümeti yönetmek için, hükümete baskı yapmak için, empoze yapmak için, dediğini yaptırtmak için kullanmasını siyasi etik açısından doğru bulmuyorum.”

ANKA

Gündem