Diyarbakır'da çalıştay yapıldı: Kürtler Türkiye'deki medyaya nasıl bakıyor?

Diyarbakır'da çalıştay yapıldı: Kürtler Türkiye'deki medyaya nasıl bakıyor?
Diyarbakır'da “Kürt Sorunu Bağlamında Kürtlerin Türkiye Medyası Algısı” konulu çalıştay düzenlendi. Toplantının gündeminde “Kürtlerin Türkiye Medya Algısı Araştırması”nın sonuçları da vardı.

Merkezi Diyarbakır’da bulunan Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) isimli düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen “Kürt Sorunu Bağlamında Kürtlerin Türkiye Medyası Algısı” konulu çalıştaya gazeteciler, yazarlar, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

'MEDYA SADECE ÇÖZÜM SÜRECİNDE OLUMLU ROL OYNADI'

Amerika'nın Sesi'nde yer alan habere göre, toplantının açılış konuşmasını yapan DİTAM Başkanı Mehmet Vural, medyanın Kürt sorunu konusunda sadece çözüm sürecinde olumlu rol oynadığını söyledi.

Türkiye’deki medyanın durumuna da dikkat çeken Vural, basın özgürlüğünün Türkiye’de ciddi bir sorun olduğunu vurguladı. Türkiye’deki bazı medya organlarını olumsuz rol oynadığını ifade eden Vural, “Medya son yıllarda çok daha olumsuz, karamsar, itici ve ötekileştirici bir rol oynuyor. Yandaş olmayan veya özgür basın özellikle ezilmektedir. Türkiye'deki gidişat hayra alamet değil" dedi.

SEVİLAY ÇELENK: KÜRTLER NE DÜŞÜNÜYOR, ONA BAKALIM DEDİK

Toplantının gündeminde “Kürtlerin Türkiye Medya Algısı Araştırması”nın sonuçları da vardı.

Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Van’da 600 kişiyle yüz yüze yapılan araştırmadan çıkan bazı sonuçlar açıklanmadan önce Araştırma Danışmanı Doç. Dr. Sevilay Çelenk söz aldı.

Kürtlerin Türkiye medyası algısının bir çözüm arayışı olduğunu ifade eden Çelenk, Kürtlerin Türkiye medyasına bakışının hiç merak edilmediğini belirtti.

Çelenk, “Bugüne kadar genel bakışın öbür tarafının nesnesi olmuş bir kesim Türkiye medyasında nasıl bakıyor? Aslında çok basit bir soru ama bu soru sanki hiç sorulmamış. Yani sadece Kürtlere özgü bir şey de değil. Kürtler, Aleviler LGBT’liler, kadınlara da özgü. Birileri iktidar sahibidir bakarlar ve tarif ederler. Diğeri her durumda onun nesnesidir. Kendileri, kendileri üzerinde konuşurken bile hep bu görme rejimini içselleştirmiş olarak konuşurlar. Türkiye medyası onlara nasıl baktı? Araştırmacılar, akademisyenler Türkiye medyasının onları nasıl baktığına baktı. Az mı, çok mu temsil etti, eksik mi fazla mı söyledi? Ne söyledi? Bu araştırmanın mütevazi ama güzel sorusu ‘Kürtler ne düşünüyor?’ ona bakalım dedik. Kendilerine bakan medyaya nasıl baktılar?” diye konuştu.

RADYO, BASILI GEZETE VE TELEVİZYONLARA GÜVEN YOK

Açıklanan araştırmanın bazı sonuçlar şöyle:

- Katılımcılar haber alma kaynakları arasında sırasıyla yüzde 12,8 ile en çok internete, yüzde 11,2 ile sosyal medyaya ve yüzde 8,6 ile internet gazetelerine güveniyor. En az güvendikleri haber kaynakları ise yüzde 66,6 ile radyo, yüzde 63,6 ile basılı gazeteler ve yüzde 60,7 ile televizyon. 15 Temmuz sonrası kapatılan Kürt televizyonları ve muhalif kanallarda kendilerini bulamayan Kürtlerin haber alma kaynaklarına olan güveninin düşük olduğu görülüyor.

- Katılımcıların Türkiye’de medyada gördüğü en önde gelen iki sorun yüzde 61,2 ile hükümet baskısı ve yüzde 26,9 ile sansür/otosansür iken medyada en az görülen iki sorun ise yüzde 8,3 ile nitelikli gazeteci yoksunluğu ve yüzde 4,3 ile teknik yetersizlikler olarak ortaya çıkıyor.

- Katılımcıların yüzde 71’i Türkiye’de medyanın bağımsız olduğunu düşünmezken, medyanın bağımsız olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 29 civarında.

- Katılımcıların yüzde 50,7’si Türkiye’de medyanın toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede olmadığını düşünüyor ve medya ve ifade özgürlüğünün baskı altında olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 45. Tutuklu gazetecilerin gazetecilik faaliyetlerinden dolayı içeride olduğunu düşünenler, yüzde 42 iken yurtdışındaki vakıflardan fon almanın medyanın bağımsızlığını zedelemeyeceğini düşünen katılımcıların oranı yüzde 37.

-Katılımcılara göre Türkiye’de medya bağımsızlığının önündeki en önemli iki engel 1990’larda yüzde 54,3 ile hükümet ve yüzde 47,9 ile ordu olarak görülürken, 2000’lerde yüzde 31 ile hükümet ve yüzde 22 ile devlet gözüküyor. Günümüzde ise yüzde 42 ile hükümet ve yüzde 26 ile devlet olarak görülüyor.

- Katılımcıların yüzde 55’i 1990’lı yıllarda medyanın Kürt sorununun çözümüne yönelik yapıcı bir tutum benimsemediğini, yüzde 51’i medyanın soruna dair haberleri bağımsız bir şekilde, bir etki ve yönlendirme altında kalmadan vermediğini, yüzde 50’si medyanın tüm toplumsal kesimlere eşit mesafede yaklaşmadığını düşünüyor.

-Katılımcıların çoğunluğuna göre AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesinin ardından anaakım Türkiye medyasının Kürt sorununa yaklaşımı değişmiştir. Katılımcıların yüzde 49’u 1990’lardan 2000’lere medyanın Kürt sorununa yönelik tutumunda olumlu değişiklikler gerçekleştiğini, yüzde 48’i medyanın Kürt sorununun çözümüne yönelik daha yapıcı bir tutum benimsediğini, medyanın Kürt sorununa dair haberleri bağımsız bir şekilde, bir etki ve yönlendirme altında kalmadan verdiğini söyledi.

- Anaakım medyanın günümüzde Kürt sorununa yaklaşımına dair düşünceleri ise Katılımcıların yüzde 49’u Kürtlerin adil bir şekilde temsil edilmediğini, yüzde 50’si anaakım medyanın Kürt sorununa demokratik bir açıdan yaklaşmadığını, yüzde 48’i Kürt sorunu konusunda resmi görüşten bağımsız tavır alamadığını, sorununun barışçıl yollardan çözülmesini istemediğini, soruna dair insan hakları odaklı bir yayıncılık politikası benimsemediğini düşünüyor.

-Katılımcılar, Kürt sorununun anaakım medyada Türkiye’de en çok terör ve bölücülük kelimeleriyle birlikte ele alındığını düşünüyor.

Gündem