Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası: TMO piyasaya ikinci kalite un verdiği için fırınlarda katkı maddesi kullanılmaya başlandı

Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası: TMO piyasaya ikinci kalite un verdiği için fırınlarda katkı maddesi kullanılmaya başlandı
Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Çetin Keçeli, ekmekte yaşanan sıkıntı nedeniyle TMO’nun müdahale edip piyasaya ikinci kalite un verdiğini açıkladı. Keçeli, “Bu undan ekmek üretilemediği için üretici iki çuval birinci tip ekmeklik unla bir çuval kalitesiz unu karıştırıp ekmek yapmaya başladı” dedi.

Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Çetin Keçeli, ekmek fiyatlarındaki artış ve unda yaşanan sıkıntı nedeniyle TMO’nun müdahale edip piyasaya ikinci kalite un verdiğini belirterek, “Bu undan ekmek üretilemediği için üretici iki çuval birinci tip ekmeklik unla bir çuval kalitesiz unu karıştırıp ekmek yapmaya başladı” dedi.

Başkan Keçeli 1994’lü yıllara kadar un ve bütün girdilerin fiyatlarının sabit tutularak, ruhsatlı fırınlara işledikleri un kadar un tahsisi yapıldığını; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan 4 ay sonra ekmek fiyatlarının serbest bırakıldığını söyledi. Keçeli, şöyle konuştu:

“Eskiden 1970’li yıllarda, un fiyatları sabit tutulur. Bütün girdiler sabitlenir, ekmek fiyatları sabit olurdu. Bunun için ruhsatlı fırınlara işledikleri un kadar un tahsisi yapılırdı. Bu tahsis kadar, undaki fiyat değişimi fırıncıya yansımazdı.”

Yurttaşlar, ucuz ekmek alabilmek için halk ekmek bayilerinin önünde uzun kuyruklar oluştururken Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Keçeli, fırıncıların yaşadığı sıkıntıyı ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

Döviz kurlarındaki artış nedeniyle fırıncıların vadeli alım yerine peşin alıma mecbur kaldığını belirten Keçeli, şunları söyledi:

“KALİTESİZ UNDAN KATKI”

“Üretici, un almakta zorlandı. Bizim uyarılarımız üzerine ofis (Toprak Mahsulleri Ofisi) piyasaya müdahale etti. Bu müdahaleyle beraber ikinci tip proteini 11- 11,5 olan daha zayıf kalitede un piyasaya 190-200 arası fiyatlarla verilmeye başlandı. Bu un, üreticiyi bir nebze rahatlatsa bile tek başsına bu undan ekmek üretilemediği için katkı olarak kullanılmaya başlandı. Bir ekmek hamuru yapılırken iki çuval birinci tip ekmeklik undan katkı yapılırsa bir çuval da ofisin verdiği buğdaydan yapılan undan yapılmaya başlandı.”

Keçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ekmek artışlarının başlıca nedeni bu seneki buğday rekoltesinin düşük olmasından kaynaklanıyor. Mayıs ayındaki buğday rekoltesi gerçi bakanlık bu konuda bir açıklama yapmadı ama düşük olduğu kamuoyunca biliniyor. Yıllık Türkiye’nin tüketimi olan 20 milyon ton olan buğdayın yerine yaklaşık bu sene 15-16 milyon ton buğday üretimi gerçekleşmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de bir buğday açığı meydana gelmektedir. Yapılacak olan önce bu işi daha da randıman hale getirmek için önce Türkiye’nin tarım politikasında birtakım değişiklikler yapmak gerekti. Tarım şu an da koronavirüsten sonra en önemli silahlardan biri oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçesini en az Millî Savunma Bakanlığı’nın bütçesine çıkarmak gerekti. Türkiye’deki arpa buğday ve mısırın üretimini arttırmak gerekti. Mayıs ayındaki rekoltenin düşük olmasından sonra biz Ekmek sanayi İşverenler Sendikası olarak, Bakanlığa yazı yazdık.

“HAZİRAN AYINDA UN FİYATLARININ YÜKSELECEĞİ BELLİYDİ”

Haziran ayında un fiyatları mahsulün çıkmasına rağmen 120 liradan 170 liraya kadar yükseldi. Un fiyatlarının daha da yükseleceği o aşamada belli oluyordu. Yeterli düzeyde verim elde edilemedi bu sene ülkemizden. Bir de kuraklık eklenince kalite farklılığı da doğdu. Bunun üzerine un fiyatlarındaki yükseliş ağustos ayına kadar devam etti. Ağustos ayında daha da tırmanışa geçti. Eylül ve ekim ayında 320-350 (bir torba) bin lirayı bulan un fiyatları oldu."

"ÇÖZÜM, FIRINCILARA UCUZ UN SATMAK"

Keçeli yaşanan sorunun çözümünün, unu fırıncılara ucuza satarak, fırıncılardan ekmek fiyatlarını belli bir seviyede tutması olduğunu vurgulayarak şu önerilerde bulundu:

“Eskiden 1970’li yıllarda, un fiyatları sabit tutulur. Bütün girdiler sabitlenir, ekmek fiyatları sabit olurdu. Bunun için ruhsatlı fırınlara işledikleri un kadar un tahsisi yapılırdı. Bu tahsis kadar, undaki fiyat değişimi fırıncıya yansımazdı. Bu bir uygulamadır. Şimdi yapılan uygulama ise 1994’ten sonra belediyeler ekmek fiyatlarını serbest bıraktı. 1994’te Recep Tayyip Bey Belediye Başkanı olduktan 4 ay sonra belediye encümen kararıyla ekmek fiyatlarını serbest bıraktı. Neden bırakıldı? Tabiatı itibariyle İstanbul koskoca bir metropol her bölgesinde maliyetler farklı olabilir. Her ilçenin maliyetleri, kiraları, ekonomik koşulları farklıdır.”

(Dilan Kutlu / ANKA)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem