Ekrem İmamoğlu: Bu seçim kim ne derse desin patatesle soğanın seçimi, milletin karnı aç

Ekrem İmamoğlu: Bu seçim kim ne derse desin patatesle soğanın seçimi, milletin karnı aç
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “14 Mayıs’ta tarihi bir seçim var. Bu seçim, milletin seçimi. Bu seçim, parti seçimi değil. Bu seçim, patatesle soğanın seçimi. Onlar ne derse desin. Milletin karnı aç, çocuklar okula beslenme çantaları boş gidiyor. Dolayısıyla bu sorunları çözmek adına hep birlikte çalışmak zorundayız” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Zeytinburnu’nda yurttaşlara seslendi. Bulunduğu otobüsün üzerinde konuşan İmamoğlu, Zeytinburnu ilçesindeki sorunlara değindi. “14 Mayıs tarihi bir gün olacak. 14 Mayıs’ta gelecek adına bir karar vereceğiz” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Çocuklarımızın eğitimle ilgili umudu kalmadı'

Ben bu ülkenin bürokratları adına devletin emek verip yetiştirdiği memurları adına da üzülüyorum. O insanları da zorda bırakıyorlar. Memleketi neredeyse Cumhuriyet'in yüzüncü yılına kadar bu denli partizan bir dönemi hiçbir dönem yaşamadı.

Adaleti yerle bir ettiler. Eğer bir insan liyakatiyle bir yere gelmek istiyorsa bu mümkün değil ama bir yerde tanıdığı, dayısı, partilisi varsa o zaman mümkün. Böyle bir süreç ortaya koydular. Gençlere soruyoruz, diyoruz ki, ‘Siz bir işe girmek için çalışıp, çabalayıp, liyakatiniz varsa girebilir misiniz’, ‘Hayır, Dayımız varsa gireriz. Başka giremeyiz’ diyorlar. Gençler umutlarını bu ülkede değil, başka ülkelerde aramaya başladılar. Çocuklarımızın eğitimle ilgili çok ciddi sorunları var. Artık eğitimde öyle bir eşitsizlik var ki eğitimlw ilgili çocuklarımızın, annelerimizin, babalarımızın umutları kalmadı.

'Mutfakta yangın var'

Mutfakta yangın var ve bu ülkeyi neredeyse iki yıldır büyük bir enflasyon girdabı içine soktular. Dövizle yarışan ve dövizle bu ülkeyi yöneten bir ekonomi anlayışı ortaya koydular. Çok zengin, daha çok kazanıyor. Fakir elindekini kaybetmiş durumda. Gelir adaletsizliği belki de dünyanın en ön sıralarına ulaşmış durumda.

Mutfaktaki yangın almış başını gitmiş. Fiyatlarla baş edilemiyor. Bunun tek sebebi var. Şu anda memleketin aklı, memleketin başı, şunu söylüyor. Hükümet olarak deniyor ki ‘Ben bilirim, başkası bilmez. Ben yaparım, doğrusu budur. Ben ne dersem o olur’ diyen bir kişi var, tek bir akıl var. Bu akıl değişmediği sürece milleti millete emanet etmediğimiz sürece Allah muhafaza bizi uçurumdan aşağı yuvarlarlar. Onun için bu felaketten geri dönmek adına yapacağımız tek şey kaldı. Bu süreci ve bu sürece bizi taşıyan bu rejimi evimizin dışına atmak, defedip yollamak.

'Bu rejim değişecek'

Bu rejimi değiştireceğiz. Bu yönetim anlayışını değiştireceğiz. ‘Ben’ diyen aklı yollayacağız. ‘Biz’ diyen aklı sistemin başına getireceğiz. Bu kadar net. Bu yönetim anlayışında bir kişi var ve bir avuç insan var. Her konu bu bir avuç insanın çemberinin içinde dönüyor. Milletin hiçbir şeyden haberi yok. Halbuki bu memleketin her karış toprağı 86 milyon insana ait ama bunlar 25 yıl yönettikleri İstanbul’daki gibi, İstanbul’u kendi malları mülkleri zannettikleri gibi bu memleketi de kendi malları, mülkleri zanneder oldular. Kendi malı, mülkü gibi davranan bu anlayışı ve bu sistemi evin dışına koyacağız.

Bu sistemi başımıza getiren kişi ve kişileri de tıpış tıpış evlerine yollayacağız. Sonuca yaklaştık. 14 Mayıs’ta tarihi bir seçim var. Bu seçim, milletin seçimi. Bu seçim, parti seçimi değil. Bu seçim, patatesle soğanın seçimi. Onlar ne derse desin. Milletin karnı aç, çocuklar okula beslenme çantaları boş gidiyor. Dolayısıyla bu sorunları çözmek adına hep birlikte çalışmak zorundayız.

'İlk oyunu kullanacak gençler, geleceklerine karar verecek'

Onun için deyin ki artık yeter. Biz suratı asık adam istemiyoruz. Hadi evine. Git evine, çoluğuna çocuğuna, eşine hizmet et. Bu millet asık surat değil, güler yüz, şefkat istiyor. Konuşacak insan ile. Gözünün içine bakarak konuşacak. Fırça atmak ne demek ya? Seninle aynı mı düşünecek illa herkes? Kimin haddine fırça atmak? Şu memleketin her karış toprağında senle ben eşitim. Kimsenin birinden bir gram farkı yok.

Eşit hissedarlarıyız bu memleketin. Herkes haddini bilecek. Haddini bildirmeye hazır mıyız? Sevgili gençler, bölünmek yok. Özellikle ilk oyununu kullanacak gençler, 25, 30, 40 yılınıza karar vereceksiniz. Sizler bu kararla bu memleketi ayağa kaldıracak neferler olacaksınız. Birleşe birleşe kazanacağınızı unutmayın. Hayallerinizi bu ülkede kurarak gerçekleştireceksiniz. Biz de bu zemini hazırlayacağız. Gençlerin böyle çalışmasını istiyorum. 14 Mayıs’a kadar çalışacağız.

14 Mayıs günü sandıklarda görev almaya, sandıklarda, varsa partiler üzerinden, yoksa Türkiye Gönüllüleri’ne üye olarak görev almaya, sandıklarda görevli müşahit olmaya var mıyız? ‘Ben oyumu kullandım, evime gideyim’ yok. O gün 14 Mayıs, her annenin Anneler Günü’nü kutlamaya, sokakları, caddeleri, okulları vatan için, millet için, bayrağımız için bütün memleketin sokaklarının, caddelerini, demokrasi şölenine çevirmeye hazır mıyız? Zeytinburnu kararlı.” (ANKA)

Politika